Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kritik önemdeki Pekin ve Washington ziyaretleri çerçevesinde, pazartesi günkü yazımızda paylaştığımız 'jeoekonomik savaş'a yönelik değerlendirmelerimiz, G7'nin E7'ye 2030'a kadar 10 trilyon dolarlık bir katma değer kaptırması ile sınırlı değil. 10 trilyon dolarlıkbir mal ve hizmetin G7 yerine Çin,Hindistan, Brezilya, Güney Kore,Rusya, Meksika veTürkiye tarafındanüretilmesi, ardındanda GüneydoğuAsya'dan Afrika'ya1milyarlık 'ek birnüfusa yine E7tarafından satılacakolması daG7'yi çıldırtıyorolabilir. ABD'nin ve AB'nin önde gelen ekonomilerinin başını çektiği Atlantik İttifakı'nın önümüzdeki 15 yıl kaybedecekleri 10 trilyon dolarlık üretim, toplam milli gelirlerinin yüzde 25'i. Bununanlamı, sadece kasalarına 10 trilyondolar daha az para girmesi ile sınırlıdeğil. Aynı zamanda, G7'nin toplamborç stokunun milli gelirlerine oranınınyüzde 400'ün üzerine çıkacağıanlamına geliyor.
Yani, GSYH'nin yüzde 400'ünü aşmış bir borç yükü, G7'nin de fiilen iflası anlamına gelecek. O halde, 'JeoekonomikSavaş' sadece 10 trilyon dolarlık birüretimi, 1 milyar 'yeni eklenecek' birmüşteri grubunu kaybetmekle sınırlıdeğil, aynı zamanda G7 ülkelerininekonomilerinin borç girdabıylaiflasa sürüklenip sürüklenmemeleriile de doğrudan bağlantılı. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'kuşakyol projesi'nde Türkiye'nin de içinde yer aldığı 'oyun kurucu' ülkelerin, Avrasya ve Afrika'daki 4.5 milyar insanın geleceğinin değişmesinde üstlenecekleri kritik rolün, dünya ekonomi-politiği üzerindesebep olacağı geri dönülemezdeğişime yönelik çağrısının ne dereceönemli olduğunu bir kez daha idrak etmeliyiz. Bu süreci okumakta zorlananAB bürokrasisi ve Brüksel'inAB Projesi'ni sürüklemekte olduğukara delikten kurtulmak adına,İngiltere'nin 'Brexit' hamlesi de; ABD, Britanya ve Almanya'yı önümüzdekigünlerde daha kritik çıkarçatışmalarının beklediği gerçeği deiyi okunmalı.
Bu satırları kaleme aldığımız zaman diliminde, henüz Erdoğan-Trump görüşmesine yönelik resmi açıklamalar yapılmamıştı. Bununla birlikte, 'Arap Baharı' gibi batımedyası tarafından 'paketlenen' algılarüzerinden yürütülen Ortadoğu, Körfezve Kuzey Afrika operasyonlarının temelhedefini, Türkiye'nin etrafındaki 1. ve2. kuşak komşu ülkelerdeki istikrarsızlaştırmaoperasyonlarının temelhedefini derinlemesine analiz etmemizgerekiyor. Türkiye, elindeki tüm entelektüel,bilimsel ve fiziksel imkânlarla,Asya ile Afrika arasındaki kritik'köprü rolünü' perçinleyip, 'jeoekonomiksavaş'ın iddialı bir aktörü olmalı,olacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.