Ama içlerinde en iyisi Cocu.. Çünkü Cocu hiç değilse umut veriyor. Çünkü Cocu geç de olsa aramaya başladığını gösteriyor.
Oysa Fatih Terim ve Şenol Güneş, artık ezberlenmiş yanlışlarını ısrarla ve inatla sürdürmeye devam ediyorlar ve zerre umut vermiyorlar..
Cocu, ilk defa Aykut Kocaman futbol anlayışını terk etti. "Önce gol yemeyelim, Sonra nasılsa bir tane atarız" taktiğiydi bu. Futbolu öldüren Fener'e hiç ama hiç yakışmayan, ama sonuç da vermeyen taktik.
İki ön librolu o oyunun simgelerinden Sousa'yı zaten satmışlardı. Mehmet Topal'ı da kenarda bıraktı.
Uzun yıllar sonra sahaya ilk defa bir "Hücum Takımı" çıkardı.
Bu hücum takımı, 3 gol yedi. (Birini kendi kalesine attı. Ötekini yiyecek kaleci bu ligde yok. Ama Harun hem de, yedi işte.) Tamam.. Ama en az beş tane de atabilirdi, Cocu'nun "Yeni" Fener'i. Hem de ne futbolcular, ne pozisyonlarda topu dışarı atmayı başardılar (!), bir düşünün. Fener 5-3 kazansaydı mesela, medyam neyin Cocusunu çıkaracaktı bugün?.
Fenerbahçe'nin savunma zaafı iki stoperinden geliyor. Roman'la bu iş olmaz. Ön liberoda denenen Reyes'le olur mu?. Henüz tam görmedik. Ama bence hızlı ve savunmayı yönetecek donanımlara sahip Mehmet Topal, stoper olmalı.
Gene bence genç Barış, kanatta değil, forvette, santrfor arkası denenmeli. Valbuena'da ısrar edilmeli.
Öteki hızlı ve şutör adam Aatıf'la kanatları paylaşmalılar.
Cocu ortaya üç santfor yığma saçmalığından vazgeçip, oyununu, futbolu sahaya yayma ve hızlı çıkma üzerine kurmalı.
Sturm Graz 11 kişi ile kendi sahasına çekildi ve yan top yapmağa başladı.
Galatasaray da kendi yarı sahasında onları seyretti. Hakem her şeyi seyretti.
Bu "Ayıplı Maç" öyle bitti. Ayıptı ama "Bu skor bana yeter" diyen iki takım da, skoru koruma amaçlı oynadıkları için yapacak fazla bir şey de yoktu.
Trabzon- Galatasaray maçının ikinci yarısında, nerdeyse 20 yıl sonra bu futbolu, dört dakika değil, 44 dakika seyrettik.
İlk yarıda fırtına gibi esen, Galatasaray'ı ezen, en az 5-0 öne geçebilecekken, kaçırılan goller yüzünden 3-0'la soyunma odasına giden Trabzon, ikinci yarıda kendi sahasında, ileri tek top yapmadan yan yan vakit öldürüyor, kendi yarı sahasının da yarısına çekilmiş Galatasaray da onları 20 metre uzaktan izliyordu.
İki tarafın da bu skora razı olması için bir sebep yoktu. O zaman niye bu anti futbolla vakit öldürülüyordu?.
Aklıma tek mantıklı ihtimal geldi.
Fatih Terim, Trabzon Hocası Ünal Karaman'a haber yollamış. "3-0 galipsin. Biz de 10 kişiyiz. Beni ve takımımı daha fazla rezil etme. Böyle bitsin" demiş, Trabzon Hocası da kabullenmişti.
Bu tamamen bir teori.. Ama komplo teorisi değil. 10 kişilik, 11 iken bile on para etmez top oynayan Galatasaray'a karşı Trabzon'un niye ikinci yarıda maçı öldürdüğünü biri bana izah etmeli.
Fatih Hocam maçtan sonra, Yönetimi, Belhanda'yı ve futbolcuların tümünü itham etmiş.
Yani, kendisi hariç herkes suçlu.. Oysa, bu rezilliğin (Skor değil, oynanan futbol rezil) tek sorumlusu o.
Yönetim Transferi yönetememiş. Herkes biliyor ki, Galatasaray'da transferi Fatih Terim yönetir.
Onun istemediği gitmez. İstediği gider. Ortada bir santrfor yokken, Gomis'i apar topar göndermek mümkün müydü, Fatih "Hayır" dese, mesela..
Belhanda'yı, o felaket adamı takımın başına kim bela etti?... Onu takımda ve 11'de tutmak için başta Selçuk kimleri harcadı, yok etti Terim. Takımdaki tek lider vasıflı kaptan bitirildi.. Bu rezil maçta güya takım aranan Feghouli komedisi, oyuna sokulurken, Selçuk hala kenardaydı. Tolga gibi hem de golcü bir orta saha Belhanda'ya rakip olmasın diye, en büyük rakibe, Fener'e hediye edildi. Düşünün.
Ya oyun?. Ya oyun okuma.. Ya duruma göre plan?.
Santrforsuz takımda Eren hiçbir şey yapmadığı, yapmadığı görüldüğü halde, Fatih kendi icat ettiği 4-6-0 oyununa bile dönmedi. Eren'i çıkarıp Rodriguez'i ortaya ileriye alsa, takım Belhanda ihanetinden sonra, 9 değil, 10 kişi ile oynardı hiç değilse..
Fatih Hocama artık bu takımda inanan güvenen futbolcu olduğunu sanmıyorum. Hocasına güvenmeyen futbolcudan hayır gelmez.
Fatih Hocam sakın futbolcuları, başta hala topu oyuna sokmayı bilmeyen ve beceremeyen, Galatasaray'ın o yavaş, o temposuz oyununu adeta kaptan olarak yöneten Muslera olmak üzere, kimseyi itham etmesin.
Baş suçlu kendisi.. Bu takıma hızlı oyunu unutturdu.
Kanat akınlarını unutturdu.
Mariano ve Nagatomo' nun bu kadar kötü oyununun suçlusu Terim. Çünkü bu iki harika hücum beki, önlerinde hızlı kanat oyuncuları olunca, ikili oyunla çıkar, hücuma katılırlar. Galatasaray kanatlarında ikili oyun bitti. Bitirildi, Terim tarafından.
"Top bizdeyken gol yemeyiz" facia taktiği, Galatasaray'ı kağnıya çevirdi.
Maicon, Çalık ikilisinin nasıl ağır kaldığı ve delik deşik olduğu kabak gibi meydandayken tek hızlı stoper Serdar'ı düşünmemenin adı nedir?.
Fatih Terim'in yanlışlarını sayfalar dolusu yazarım.
Doğrusunu bir kişi söylesin. Tek örnek versin "Terim şunu doğru yapıyor" desin biri ne olur!.
Yani, ülkenin kadro zengini Beşiktaş'ın bu kadar korkak yönetilmesini anlamam mümkün değil. 1-0'a razı olacağına 2-0 için oynasana.. Hem de rakip artık zorunlu açılmış. Kapanmıyorken. Hayır.. İlle de Necip..
Dün gazetelerde "1-1'e razı olmadı. Medel'i çıkarıp Larin'i aldı" yorumunu görünce nasıl güldüm.
Larin maç 1-0'ken kenara gelmişti. Negredo'nun yerine girmek üzere. Larin geriye daha çok koşan ve hücum pres yapan bir santrfor olarak, sahada adeta gezinen Negredo'dan daha etkili olacaktı, 1-0'ı muhafaza için.. Ama o ara Bursa golü atınca, Şenol, Negredo'yu değil, Medel'i kenara aldı. Medel zaten hiçbir şey oynamıyordu. Sarı kartlıydı ve hakem sayesinde oyunda kalıyordu. Çifte akıllı bir değişiklik oldu. Yaramaz adam çıktı, yarama ihtimali olan girdi.
Ve de görüntü "Vay be.. Ön libero çıkarıp, santrfor aldı, kahraman Şenol.." Peki ama, Beşiktaş'ın hala ve hala elindeki en golcü santrfor Vagner Love, Şenol Güneş'in öldürdüğü, maçta beş hücum yapan bir küçük takımda hem de gol kralı olan Vagner niye tribünde?.
Babel, attığı ofsayt (Evet ofsayt) gol dışında sahada olmayan Babel 90 dakika oynarken, Lens niye kenarda?. Onun da yanında Gökhan Töre varken üstelik..
Bakın, bu Fatih Terim, bu Şenol Güneş'le işlerin yürümesi mucize.. Ligin milli maç arasını değerlendirip bir şeyler yapabilecek gibi görünen tek hoca gene de Cocu..
Dilerim Cocu'da değil ama öbür ikisinde yanılırım.
Dilerim bu ikisi lige verilen arada bir mucize yaratırlar da, artık futbola benzer şeyler izlemeye başlarız.
Hadi Fatih Hocam!. Hadi Şenol Güneş..
Yanıltın beni..
*****
BECERİKSİZ AZ!.
"Galatasaray'ın fevkalade beceriksiz bir başkanı var" demiştim. Az demişim..
"Süper Beceriksiz" demem gerekirmiş..
"Her şeyi ben bilirim, ben yaparım" diyen, kimsenin fikrine aldırış etmeyen, yardım etmeye çalışanları dahi tersleyen Mustafa Cengiz, eline aldığı her şeyi berbat ediyor.
Galatasaray yüz karası, utanç verici bir transfer sezonu geçirdi.
Yahu elinde santrfor, golcü tek adam Gomis varken, sen yenisini bulmadan onu nasıl satarsın?. Hadi akıl almaz bir fiyat verirler de, "Eh" dersin..
Yahu bu dünyada Sousa gibi on bin futbolcu var. Ama golcü ender.
Bu yüzden dünyanın her yerinde, Patagonya dahil en pahalı futbolcu golcü..
Fener, piyasada bol malını 12 milyon euroya satarken, Galatasaray, ender ve pahalı Gomis'i iki misline değil, yarı fiyatına verdi. Bu mu beceri Mustafa?. Senin şirketinde bunu yapan bir müdür olsa, bir gün tutar mıydın?.
Galatasaray'da dünyanın her takımında oynayacak iki bek var. Mariano ve Nagatomo.. İkisinin de yerine oynayabilecek ve aratmayacak bir de yedek. Linnes.. Dahası transfer başlarken, kadroda Carole ve Latovlevici de vardı.
Sen Carole'ü gönder, Lato'yu serbest bırak.. Ve sonra, mal bulmuş magribi gibi, Ömer Bayram'ı al..
Galatasaray kadrosunun en zengin olduğu yere, transferin son günü, son saatinde yetiştirilen transfer bu, iyi mi?.
Santrforda adam yokken, beşinci beki transfer et, meteliğe kurşun attığın sezonda...
Peki ya Ada?.
Mustafa, olağanüstü kongre topluyor bu ay.
Mali yetkiler istiyor.. Biri de Ada..
Satmak için mi Mustafa?. Ya da, Galatasaray'ı yıllardır sömüren adama, Suada'yı geri vermek için mi?.
Ağzını açsana..
Anlatsana Ada'nın hukuki durumunu?. Korkuyor musun açıklamaya, yoksa hesapların mı var..
Seslendirmeden, Ada'yı ayni adama satma hesabı, mesela?.
Konuşsana..
Hiç umudum yok ama, bu Galatasaray Kongresi, bu defa ayağa kalkar.. Bu Olağanüstü Mali Kongreye "Seçim Maddesi"ni de koydurur..
Bu kulübün başına, bilenlerden kurulu bir "Yönetim" gelir..
Ve de "Ben bilirim, ben yeterim" diyen beceri yoksunu başkanın yerine "Bilen ve paylaşan biri" bulunur ve seçilir.
Yoksa Galatasaray'ın, futbol takımının hali meydanda Galatasaray'ın ufku karanlık!.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- İkinci el araç alımında kilometre kontrolü nasıl yapılır? Hızlı ve güvenilir bilgi: SMS ile kilometre sorgulama!
- 240 Kamu işçisi alımı başladı! Tarım Bakanlığı OGM ve DSİ bünyelerine İŞKUR ile işçi alımı yapacak
- Tesisatçı milyoner oldu! Tadilat sırasında bulduğu altınla hayatı değişti
- Cebindeki bozukluk milyonlar eder! Nadir paralarla servet kazan
- Şaşırtıcı gerçek! Köpeklerin ezan sırasında ulumasının sebebi ortaya çıktı
- 22 Kasım Diş Hekimleri Günü: Diş Hekimleri Günü için resimli, yazılı, anlamlı mesajlar
- Evde başladı, Türkiye’nin her köşesine ulaştı: Yoğun talep görüyor, siparişlere yetişemiyor!
- YDS SONUÇLARI SORGULAMA EKRANI: 2024-YDS/2 sonuçları açıklandı! YDS sonucu nereden öğrenilir?
- Uyanık kadınlar! Erkeklerin hilelerini fark eden 3 burç
- Çocuğunuz dahi olabilir! Anlamak çok kolay!
- 22 Kasım hava durumu: Hafta sonuna dikkat, sıcaklık 10-15 derece düşecek | İstanbul’da şiddetli lodos ve kar alarmı
- 22 Kasım Cuma Hutbesi PDF | Cuma hutbesi konusu: İlim İzzete, Şiddet Zillete Götürür