Belki de "Yaratıcı" bir hocaya hasretimden, Cocu'dan hem de nasıl umutlanmıştım, bu köşede okudunuz, hazırlık maçları sırasında.. Ama, bizim Kemal'in (Belgin), çok sevdiği bir laf vardır, resmi maçlar başlar her sene yazar..
"Hepsi yalan, şimdi doğru.." Resmi maçlar başladı ve hadi ucuz şaka yapalım. Cocu'nun kokusu da çıkmaya başladı.. Hem de öyle çıkmaya başladı ki, ben, hem de ben, ikinci Benfica maçı başlamadan bir saat önce 90A programında "O zaman Aykut Kocaman'ın günahı neydi" demek zorunda kaldım. Fener, ordaki ilk maçtan,puan alarak, en azından gol atarakdönebilirdi. Cocu bunu sağlayacakoyunu oynatamadı. Doğru, yararlı değişiklikleri yapamadı.
Ligin ilk maçını kendi sahasında hem de oynadı. Ve işte açıkça söylüyorum.
Hakemin sayesinde kazandı. Bir yanda VAR, öte yanda yayıncı kuruluş dahil tümüyle Fenerli medya.. Gözü yemedi hakemin de 3 puan Fener'de kaldı.
Geldik Benfica maçına.. Sıradan bir Avrupa takımı ötesinde görüntü vermeyen Benfica'ya..
Sahaya çıkardığı takımda yaratıcı olmasını beklerdim. Çünkü Benfica'yı en az 2 farkla yenmesi gerekiyordu.
Olmadı.. "Bir bildiği vardır" dedim ve seyretmeye başladım.. Başladık daha doğrusu evdeki kalabalıkla..
Oyun gidiyor.. Resmen gidiyor.
Fener'den gidiyor. Hepimiz farkındayız ve söyleniyoruz.
Sebep?.
Fenerbahçe "Kim topu daha hızlı kaybedecek yarışması" oynuyor sanki..
En çok kaybedenler de Isla ve Gulliano.. Bu arada, sağ kanat koridor. Isla durmadan adamını kaçırıyor,çalım yiyor. Önündeki Ayew yardımetmiyor. Yanındaki Roman dakademesine girmiyor. Bunu ben görüyorum da Cocugörmüyor mu?.
İki farklı kazanması gereken takım, topu ayağında tutamıyor.. Sağ kanadı da koridor.. Derhal, devre arasını bile beklemeden müdahale etmek gerek. Isla'nın yerine sağbeke Şener, Gulliano'nun yerine de Soldado, ama yaratıcı olmak gerekirse Barış.. Yaratıcı ve yürekli olunursa..
Ama nerde.. İkinci yarı başladı, Fener ayni 11'le oynuyor. Demek Cocu bu takımı, bu oyunu beğenmiş. Demek bu takımın gol yemeyeceğini düşünüyor, iki gol atacağına da inanıyor..
Medyanın sevmediği Valbuena'yı çıkararak başlıyor müdahaleye.. Oysa bir şey yapacaksa, yapacak adam o..
Çünkü istatistiklere değil, oyunu ilerletmeye, gole oynuyor.. Yanındaki boş adama değil, gol akınına pas atıyor..
Araya atıyor, çapraza atıyor, savunma arkasına atıyor. Adam eksiltme hamlesi yapıyor.. Durmadan duran top kazandırıyor bu hamleleriyle. Verkaça giriyor. Bunların hepsi için riski göze almak gerek. İki fark için de riski alan oyuncu lazım.. Ama Fener medyası sevmiyor, seyircisini de zehirliyor ya..
Al onu kenara kurtul.. Cocu'nun seçimi bu..
Peki.. Tamam.. Ama ya Barış'ı sokarken savunmanın en iyisi Mehmet Topal'ı çıkarmak ne oluyor:
Yahu o top ezmek, takımı öldürmek, satmak dışında hiçbir şey yapmayan Gulliano'ndan vazgeçemiyorsun, o zaman, varlığı yokluğu belli olmayan üçüncü sınıf, Galatasaray'ın beğenmeyip almadığı Roman'ı çıkar, Topal'ı stopere alsana.. Topal savunmanın en iyisi dışarı.. Gulliano, Benfica'nın en iyisiolduğu için 95 dakika içerde.. (Evet hata yok. Benfica'nın en iyiadamıydı sahada Gulliano.)Hadi canım sen de Cocu!.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.