Sayın Vladimir Putin Rusya Federasyonu Başkanı
Moskova.
Bu mektup size ulaşır mı, ulaşırsa, bunca yoğun işiniz arasında okumaya vakit bulur musunuz bilemem..
Eğer Oleg İvanov gibi, bir basın ataşeniz varsa, ülkemde, ulaşması zor olmaz. Sonrası size kalmış..
Oleg İvanov kim mi?. Soğuk savaşın en hızlı yıllarında, Ankara'da TASS ajansı muhabiri, Sovyet Sefaretinin de basın temsilcisiydi. MİT'e göre de Rus casusu..
Oleg, her gün Ankara medyasının merkezi Rüzgarlı'da dolaşırdı. Ankara medyası şimdiki gibi komik değildi. Bayağı ciddi, önemli gazeteler vardı..
Zafer.. Ulus.. Yeni Gün.. Öncü.. Kudret..
Oleg Rüzgarlı'da dolaşınca, peşinde de bir MİT ajanı olurdu tabii.. Bir ayakkabı boyacısı kılığında, gazete kapılarında otururdu. O bizi bilirdi, biz de onu.. "Şunları iyi boya, yüzbaşım" diye ayakkabı bırakırdım, verdiği terlikleri alıp.. Gülüşürdük.. Cumartesi geceleri de, Özcan Baran'ın Playboy Kulübünde karşılıklı kadeh kaldırırdık, bizim boyacıyla..
Rus Sefaretinin önünden geçmeye korktuğumuz günlerdi oysa.. Millet damgalanmamak için kaldırım değiştirirdi.
Oleg, içimizdeki azılı solcular, Oktay Kurtböke ve Kurthan Fişek (İkisi de nurlar içinde yatsınlar) başta hepimizin gönlünü çalmıştı. MİT'i falan boş verir, Oleg'le dostluk ederdik.
Benim ev Yenişehir'de.. Gazete Ulus'ta.. Dolmuşla giderim.. Durakta beklerken bir ses.. "Hıncal!.."
Bakardım Oleg.. "Ben de Rüzgarlı'ya gidiyorum, atla.."
Oleg'in kordiplomatik plakalı arabası mimli.. Hadi, boyacı tamam da.. Kızılay.. Kimin ne olduğu belli değil. Binsen bir türlü.. Binmesen Oleg üzülecek..
Öylesi yani Başkan Putin..
Bir gün Oleg üç şişe votkayla geldi..
"Şerefe içeceğiz" dedi.. "Uzayda bir Rus var.." Yuri Gagarin'in uzaya gittiğini ilk öyle öğrendik.. Dünya tarihini değiştiren olay.. Nasıl başlık atacağız..
Oleg'in lafı cuk..
"Uzayda bir Rus var!.."
Sıkıysa at.. Gazete kapatılır..
Saatlerce tartıştık ve başlığı attık.. "Uzayda bir insan var!.."
Biz korkudan böyle yazdık ama, aslında asıl anlamlı olan da buydu. Uzayda bir "İnsan" vardı, sonunda..
Yıllar sonra Neil Armstrong, ayda ilk adımını atarken, ayni terimi kullandı..
"Bu insanlık için büyük bir adım.."
1980 yılında, Oleg'den 20 yıl sonra, Moskova'ya gittim, Olimpiyatlara.. Batı alemi ve ülkemiz boykot ettiği halde, 20'den fazla Türk gazetecisi ordaydık. Bunun altını çizin..
Siyasiler "Boykot" dediler ama, gazetelerimiz etmedi. Bomba gibi izledik oyunları.. Sayfalarla da yazdık. O zaman "Spor" Sayfaları yapıldığı için..
O muhteşem açılış ve olağanüstü kapanış törenlerini nasıl ballandıra ballandıra anlattık.. Devlet televizyonu TRT, kendi patronlarının boykot ettiği oyunları başından sonuna canlı yayınladı. Türk halkı o yayınlar sayesinde Rusları tanıdı, sevdi, Soğuk Savaşçıların anlattığı gibi "Öcü" olmadıklarını gördü. Ben içlerinde 20 gün yaşadığım insanları yakından görme fırsatı buldum. Hem de nasıl sevdim.. Onlar da bizi sevdiler Sayın Başkan..
Sonra kültürel ve sportif ilişkiler gelişti. Gorbaçov'la Sovyetler ve Soğuk Savaş sona erince, ekonomik ilişkiler de hızlandı.. Türk iş adamları, Türk işçileri Rusya'yı doldurdular. Rus halkı Türkiye'de güneş ve kum, Türk halkı Rusya'da kültür ve sanat turları yapmaya başladı.
İki millet arasında kız alıp vermeler başladı ki, sormayın gitsin.. Bugün ailemde soyadı Uluç olan bir Rus gelin var, Sayın Başkan.. Ülkelerimiz arasında bir gerginlik var.. Bu gerginlik iki tarafa da fena halde zarar veriyor.. İki taraf halkı da bir yumuşama bekliyor.
Cumartesi günü, içerik olarak çok hoşuma giden bir konuşma yaptınız. "Türkiye halkı ile dostluğumuzu sürdürme niyetindeyiz. Daha önce de söyledim, tekrar ediyorum. Türkiye halkına dostumuz olarak bakıyoruz. Türkiye halkı ile ilişkimizi kötüleştirmek istemiyoruz" dediniz.. Ülkeler arasındaki gerginliği halklar arası dostluklar yumuşatır Sayın Başkan.. Halklar arası ilişkileri de benden iyi bilirsiniz.. Kültürel, sportif, turistik ve ekonomik ilişkiler geliştirir, ülkeleri yakınlaştırır.
Amerika ile Çin, bir ping pong topu sayesinde dost oldular..
Oysa siz, Rus voleybol takımlarını hükmen yenik sayılmaları pahasına Türkiye'ye göndermediniz. Büyük heyecanla beklenen ve tüm biletleri satılmış St. Petersburg balesinin gelişini de durdurdunuz ve bizi, Londra'yı ayağa kaldıran o muhteşem Kuğu Gölü'nü izlemekten mahrum bıraktınız. Turizm şirketlerinin Türkiye Turları'nı iptal ettirdiniz. Türk iş adamlarını, hem de ülkenize iş yapan iş adamlarını hava alanlarında süründürmeye, hatta tutuklatmaya başladınız. Rus halkına ucuz ve taze meyve sebze yediren yolları kestirdiniz. TIR'lar gümrük kapılarında yığıldı.
Bunlar nasıl "Türk halkı ile dostuz" işaretleridir, Sayın Başkan. Türk ve Rus halklarının dostluğu çok zor kuruldu Sayın Başkan ve henüz bir ince ip üzerinde yürüyor.. Bir bozulursa, yeniden kurulması için yeniden yüz yıllar gerekebilir.. Sayın Başkan,
Siyaseten yaptıklarınız beni ilgilendirmiyor. Ben "Halkların dostluğu" ilkenizi lafta bırakmamanızı istiyorum, o kadar..
Saygılarımla,
Hıncal Uluç
Gazeteci
İstanbul / Türkiye
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.