İstanbul'un
şehri yönetmek gibi bir niyeti ya da planı olmayan yöneticisi (!) ne yaptı
etti, yine gündem oldu.
Deprem felaketinin bile önüne geçti.
Milletin ve devletin bu felaket karşısında hızla birlik oluşunu perdeledi.
Şimdi
tatil konuşuyoruz,
kayak konuşuyoruz, işe bakın!
Depreme bakıp hemen arkasından güle oynaya tatile gidilir mi, gidilirse bu doğru mudur, yakışır mı, yakışmaz mı, falan filan.
***
Malum, şov dünyasında "
show must go on/ gösteri ne olursa olsun sürmeli" mantığı hakimdir.
Şarkıcılar ve tiyatrocular pek severler bu düsturu.
Bilmem hatırlar mısınız, birkaç yıl önce
Haluk Bilginer patlamış ve demişti ki; "
Babam öldü ama hala sahneye çıkarım yavşaklığına asla inanmam. Önce insandır önemli olan, oyun değil.
Babam ölünce sahneye çıkmam.
Bu kadar içimi yakan şey varken, 'show must go on' mı diyeceğim, gidin işinize..." Medyanın duayen kalemleri de derhal Haluk Bilginer'e "seni severiz ama şov devam eder, çünkü hayat devam eder" diye yüklenmişlerdi.
Bilginer elbette yerden göğe kadar haklıydı.
Hayatın kendisi sahne değil, oyun değil diyordu.
Ama gösteriyi yüceltenlere derdini anlatamamıştı.
***
Hiç sanmıyorum ama CHP'nin hipnozla
"sersemleştirilmiş" kitlesi içinde hala kafasını toparlayabilen kaldıysa, artık kavramış olmalı...
İstanbul'un yönetmeyen yöneticisinin selden sonra Bodrum'da yata, depremden sonra Erzurum'da kayağa gidip bunları kamuya gülücükler içinde aktarmasının nedeni "
tatil sevdası" falan olamaz.
Yaşadıklarımız gösteriyor ki...
İmamoğlu, büyük bir "gösteri"nin parçası.
Siyaseti şov olarak değerlendiren,
esas işleri dünya hegemonlarına bırakmayı savunan bir çevre var, bir gün bunu ayrıntısıyla anlatmalıyım.
Sanırım, İmamoğlu'nun bu halleri o çevrenin çok hoşuna gidiyordur.
2002'den bu yana siyasette cisimleşme imkanı bulan sosyolojiye verilmek istenen mesaj belli.
Diyorlar ki...
Her şey sahne, her şey oyun, her şey şov.
Yani fazla dertlenmek için hayat kısa.
***
Hep
"İçimizdeki ecnebiler"den söz ediyorum ya...
Kritik bir dünyada, kritik bir zamanda başımıza dert olacak memleketine yabancı milyonlardan hani...
İşte o "
paket"in içinde bu tür bir ecnebilik de var.
Gerçeklikle ilgiyi kesecek kadar uçucu bir tavır takınmak.
Siyaseti sahne oyunu kılmak...