Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi kariyeri mücadeleyle geçti desek yeridir. Belediye başkanlığından buyana her adımda birçok düşmanlıkve ihanetle karşılaştı. Ancak tüm bunlarla boğuşurkenErdoğan inşa etmeyihiç bırakmadı. Vebelki de bu nedenlekarşısına çıkanlarteker teker erirkeno hep icracı kimliğiylebüyük kitleleringüvendiği isim olarakkaldı. Birileri onu hapse atmaya çalışırken o İstanbul'u inşa etmekle meşguldü. Ve vatandaş bunu görüyordu. Erdoğan'ı iktidara taşıdı.
Birileri darbe tezgahlarken o Türkiye'yi inşa etmeye çalışıyordu. Hem türlü çeşit darbeyle boğuştu hem de ülkenin altyapısını kurdu. Şimdi ise özellikle dış politika alanında yeni bir Türkiye kuruyor. İç siyasi çekişmeler ve ihanetlerle uğraşmaya devam ediyor. Ancak bir yandan da devlet adamı niteliğiyle Türkiye'nin ulusal çıkarlarını ve güçlenme arayışını her türlü kısır kavganın ötesinde tutuyor.
Güçlü ve bağımsız Türkiyevizyonunu harekete geçirdi. Türkiye artık sadece sınırlarındaterörle mücadele edenve bu anlamda bile Batı desteğineve rızasına bağlı birülke olmaktan çıkıyor. Gerçekanlamda egemen bir devletolma çabası veriliyor.
Kendi silahını kendi üreten, kendi güvenliğini kendi alan, Doğu Akdeniz gibi kritik bölgelerde tüm baskılara rağmen bildiğini okuyan ve sonuç alan bir Türkiye'dir bu. Erdoğan öncesöylemleriyle zihinleri dönüştürdü. Türkiye'nin tek başınakendi dış politikasınışekillendirebileceğine dairinanç üretti. Sonra sahadaaldığı başarılarla bunun boşbir inanç olmadığını gösterdi. Dikkat edin her seferinde "olmaz, olamaz" denilen ne varsa teker teker gerçekleşiyor.
Bir fikri ilk ortaya attığında toplumun bunu belli bir müddet konuşmasını ve konuya ısınmasını sabırla bekliyor. Zemin oluştuğunda uygun bir zamanlamayla harekete geçiyor. Amerikan ordusunu sınırımızdan atmak ve Doğu Akdeniz'de kurulan kuşatmayı yarmak bu tür eylemlerin en sonuncu örnekleridir. Amerika'dan bağımsız bir dış politika hayal edemeyenler iki yıl boyunca ABD'ye yapılan baskıyı bir iç politika malzemesi olarak algılama eğilimindeydi. Dönüp şimdi baktıklarında utanıyorlar mı acaba o sıralar yaptıkları yorumlardan? Şimdi aynısı Ayasofyakonusunda karşımıza çıkıyor. Önce tartışmaya açıldı. Şimdizamanlaması ayarlanıyor. Türkiye'nin egemenliğinin simgelerindenbirisi olarak görülebilecekbir mabet vakti gelinceMüslümanların ibadetineaçılacaktır. Ayasofya İstanbul'ungerçek sahipliğini üstlenmenin enönemli göstergesidir. Fethin ve egemenliğinsembolüdür.
Bunu da iç siyaset tartışmasının bir parçası olarak görenler Erdoğan'ın vizyon ve kurgusundaki bu inceliği sanırım hiçbir zaman kavrayamayacaklar. Kendi siyasi kariyeri için bile yurt dışına yaslanmayı alışkanlık haline getirmiş olanlardan daha iyi bir performans zaten beklenemezdi. Madem anlamıyorsunuzen azından susun. Daha fazla rezil olmayın.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.