Maçın 11'i açıklandığında herkesin içini bir kurt kemirmeye başlamıştı. 3 gün önceki oyunun başrolleri yoktu sahaya çıkacaklar arasında. Aykut Kocaman Valbuena'nın yerine bir gol kralını; Aatif'ı tercih ettiğinde "Korkak-defansif" ilan ediliyordu. Cocuçıtayı daha da yükseğe taşıyarak, solbeki; İsmail Köybaşı'nı sol açık yaptı. Yorgunluk veya sakatlık bazı seçimleri mecburi yapabilir. Ancak Cocu'nun Fenerbahçe veya Süper Lig'den anladığı-gördüğü ile günümüz gerçekleri arasında büyük farklar var. Lige yeni gelmiş, transfer yasakları ile boğuşmuş bir rakibe karşı ne oyun ne de taktik olarak bir üstünlük sağlayamıyorsanız, yeriniz-koltuğunuz "hak ettiğiniz" değildir. Bu gerçeği sezonun ilk haftasında dile getirip, "yol yakınken" cümlesini kullanmıştık. Ancak Fenerbahçe Başkanı, çokbilen profesyoneli Comolli'nin "uydusu"olmayı tercih edince, herkesin eli kolubağlandı. Comolli bu ülkeyi ve liginiçok küçümsedi. Tıpkı göreve getirdiği PhillipCocu gibi... Takım elinden geleni yapmayaçalışıyor. Seyircinin protestosu, bu iyi niyetlikoşuların hak ettiği bir durum değil. Problem;bu çabaların bir "aklının" olmamasında. Fenerbahçe takımı duran toptan gol yiyor. Rakibini iyi tanıyıp, analiz edip; oyuncularını da buna göre organize eden İsmail Kartal, Fenerbahçe'ye karşı en önemli sorumluluğunu yerine getirdi aslında. Dünyayıyaratmış gibi dolaşıp, burnundankıl aldırmayıp, gerçekler ile hayalleribirbirine karıştıranlara, "Kral çıplak"dedi. Başkan Ali Koç, ağzını doldurarak, "Defansımız oturdu, beş maçta birgol yedik" diye böbürlenmesini bildiği gibi, bir maçta üç gol nasıl yendiğini de umarım açıklatır birilerine. Doğruları istiyor ama yanlış kişilerle... Bunu da bilsin...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.