Yedi haftadır kazanamayıp, yedi oyuncusunu da İstanbul'a getiremeyen Karabükspor, "kolay" galibiyet görünmesinin bedelini, 45 dakika boyunca ödetti Kadıköy'de... Temposu ve pas köprüsüyle dörtte dördü yapan Fenerbahçe'nin tüm silahlarını rakip kullanıyordu. Daha istekli basıyor, koşuyor ve her şeyden önemlisi golü arıyordu.
Kötüler arasında seçim bile yapamıyorduk devre bittiğinde. Oyun Fenerbahçe'nin elinde görünse de, kararı veremiyorlardı. Soyunma odasından Valbuena geldi sahaya. Aykut Kocaman ofansif kalabalıktan taviz vermeden sarı kartlı Şener'i çıkardı. Dirar'ın beke geçmesiyle, takım da hücum mesajını aldı.
Valbuena'nın kornerinden Mehmet Topal'ın golü geldi. Sevinç yumağını eksiksiz oluşturdular. Takım olduklarını ve istediklerini bir kez daha gösterdiler. Galibiyetten daha önemli bir fotoğraf çektiriyorlardı. Protesto sınırında gezerken, birden bire maçı döndüren oyuncu oluyordu Topal.
Valbuena usta vuruşuyla farkı ikiye çıkartırken, takımını da, tribünleri de rahatlattı. Artık maçın kendi şovu devreye giriyordu. Zirveye çıkmanın keyfi, yeniden demenin neşesi ve büyük buluşmanın tadı vardı gecede. En önemli transferini de getirmişti maça Fenerbahçe; taraftarını...
Kupa maçının tabela yazarı olduktan sonra, kazanan takımın yedekliğinden, komutanlığına geçti Valbuena... Oyunu da başkalaştırmasının ötesinde, ne yapacağını bilerek oynaması, O'nu "tercihli" kapsamına alıyor. İki taktiği oluyor takımın... Birini Valbuena oynuyor, ötekisini tüm takım... İlkini kriz çözmek için kullanacak Aykut Kocaman, ikincisini de şampiyonluk...
Bu maçın dersini iyi çalışmalı ve akılları tekrar dörtte dörde taşımalılar. 33 binlik Kadıköy desteği maçın havasını da suyunu da değiştirdi. Kazanmanın öne çıktığı bu maçın tek iyisi (Valbuena) olması, Aykut Hoca için yeniden tedbir zamanı demektir.