Advocaat'ın, Zorya beraberliğinden sonra yaptığı konuşmalara baktığımızda, Kasımpaşa'da ilk maçına çıktığının mesajını aldık. Oyuncu gurubunu ağır bir şekilde eleştirip, "Üst düzey maçlarıoynayamayacak olanlar var" dediğinde bir hüküm belirtti; bazılarının üstü çizilmişti. "Daha radikal davranacağım" dediğinde de iskelet kadrosuna karar verdiğini düşündük.
Bu nedenle dünkü karşılaşmanın her şeyi ile Advocaat "kararları" olmasını bekledim.
Gün içindeki duyumlarımız Sow- Emenike ikilisinin önde olacağı şeklindeydi.
Son ana kadar da böyle kaldı. Ancak stada geldiklerinde Advocaat bir orta saha fazla olmayı tercih ediyordu. İlk düşündüğüne 70 dakikada işaret etti ve aklındaki forvet hattını sahada buluşturdu.
Gollü geçmesine rağmen oyun kalitesi çok düşük bir maçtı aslında. İki takımın da baskı altında olması, bu ortamı kaldırabilecek oyuncuların ön plana çıkartacaktı.
Fenerbahçe'de bu bayrak Lens'in ellerindeydi.
Advocaat'ın yanından ayırmadığı Hollandalı iki müthiş asist ile maçın kararını verdirtti. Çok eleştirenlerintabelayı (Sousa-Ozan) tabelaya isimleriniyazdırtmaları da önemliydi.
90 dakika sadece üç puan maçı olmaktan çıkıp, bazılarının tekrar "futbolcu" olduklarını hatırlamalarının sebebi haline geldi. Hafta sonunda yaşananlar, oyuncuların bir yemekte bir araya gelip, takım olmaya karar vermeleri, yönetimin Samandıra ziyaretinin "yumuşak" sözlerle geçmesi, Advocaat'ın terazisinin sertleşmesi, sahaya çok iyi oynamaktan öte, kazanmayı çok isteyen bir Fenerbahçe'yi çıkardı. Zirvedeki takımların birbirleri ile oynayacakları bir hafta öncesinde, rahat bir hafta geçirme ve daha sağlıklı düşünme imkanını da yakaladılar. Gaziantep maçında taraftarın da maçlarıdönmesi gerekiyor. "Yeniden" diyebilmekadına birbirlerine muhtaçlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.