Üç gün süren yoğun müzakereler güvenli bölge konusunda uzlaşma ile sonuçlandı. Türk ve Amerikan taraflarından yapılan açıklamada en kısa sürede ortak bir harekat merkezi kurulacağı ve Türkiye'nin güvenlik kaygılarının giderileceği vurgulandı. Suriyelilerin güvenli şekilde dönmesi bir hedef olarak belirtildi.
Böylece Fırat'ın doğusunda birlikte bir adım atıldı. Bir orta yol bulundu. Kurulacak bölgenin derinliği, genişliği, nasıl kontrol edileceği ve ÖSO'nun yeri henüz açıklanmadı. Uzlaşmanın aşamalı bir plan içermesi kuvvetle muhtemel. Kuşkusuz bu uzlaşma, iki müttefikin Suriye'nin kuzeyinde birlikte çalışması ve sahada karşı karşıya gelme riskini ortadan kaldırması anlamında olumlu bir gelişme. İşbirliğinin dinamizmi ilemutabakatın kapsamının genişlemeside mümkün.
***
İçerik henüz açıklanmasa da taban tabana zıt değerlendirmeler medyada yer almaya başladı. Uzlaşmanın Türkiye'nin bastırmasıyla ya da tam aksi ABD'nin ısrarı ile gerçekleştiği yazılıyor. YPG'nin saldırıdan kurtulduğunu iddia edenler de var, ABD'nin Türkiye ileanlaşarak YPG'yi terk etmesürecine girdiğini söyleyenlerde var. Anlaşılan bardağın boş ve dolu tarafı tartışmasına tanık olacağız.
ABD ile daha önce varılan uzlaşmalar gibi buna da ihtiyatlı iyimserlikle yaklaşmak gerekir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Büyükelçiler Konferansındaki değerlendirmesi tam da buna işaret ediyordu: "Dünkü mutabakatı çok iyi bir başlangıç olarak değerlendirebiliriz.
Bizim amacımız bu bölgenin PYD, PKK'dan temizlenmesi. Münbiç yol haritası 90 günde onaylanacaktı. Uygulamada ABD bir oyalama sürecine girdi. Burada bir oyalama sürecine girilmesine müsaade etmeyeceğiz."
Ankara, Washington ile birlikte çalışmaktan yana. Ancak ikinci bir Münbiç olmasını da istemiyor. Çavuşoğlu'nun uyarılarındananlaşılan "güvenli bölge" konusundavarılan uzlaşmanın içeriğikadar nasıl uygulanacağıAnkara'nın yakın takibindeolacak. Ortak harekat merkeziTürkiye'nin güvenlik kaygılarınıgiderecek yolda vehızla devreye girerse sözkonusuişbirliği genişleyebilir.
Karşılıklı güven yeniden tesis edilebilir. Hatta Suriye geneli ve Irak için yeni ortak adımlar atılmasını kolaylaştırır. Eğer CENTCOM komutanları Başkan Trump'ın "30 kmlik güvenli bölge kurulsun" talimatını yapıyor görünmek için yeni bir oyalama peşinde ise ilişkilerdeki bozulmayı artırır. YPG'yi koruma çabası olarak görülür ve Ankara'da kandırılma hissi iyice yerleşir. Bölgeden YPG'yi temizlemek Türkiye'nin vazgeçilemez bir önceliği. Kamuoyunun da üzerinde ittifak ettiği bir husus.
***
Ortak harekat merkezinin performansı yapılan "iyi başlangıcın" kaderini belirleyecek. 2013'den beri Ankara ve Washington arasındaki gerilimler bir türlü çözülmüyor. FETÖ elebaşının iadesi,Halkbank davası, S-400ler,F-35ler ve YPG'ye verilen destek. Sorunlar sürekli parantezealınarak müzakerelere devamediliyor.
İlişkiler bu kadar yükü taşıyamayacak noktaya geldi. Bu sarmalın kırılması lazım. Güvenli bölge bunun gerçekleştiği bir işbirliği alanı olabilir. Başkan Erdoğan ve Trump arasındaki lider diplomasisi ile ancak korunabilen ikili ilişkilerin geleceği bu son uzlaşmanın nasıl yürütüleceğine bağlı. Sahadaki Amerikan komutanlarının oyalamaması için "güvenli bölge" uzlaşması diplomatların ve liderlerin sürekli takibinde olmalı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.