SELEFİLİK son yıllarda Vehhabiliğin adı değiştirilerek yeni imajla dünya piyasasına sürülmesiydi. Batı istihbarat raporlarının tamamında "ÜlkemizdenDEAŞ ve El Kaide'ye katılanlarıntamamı bizim şehirlerimizdeaçtığımız Selefi camilerdendevşirildi" deniyordu. Terör örgütlerine Batı başkentlerinde militan yetiştiren Selefi-Vehhabi cami ve medreselerine kim izin vermişti? Bu sorunun cevabı Kaşıkçı cinayetinin azmettiricisi olarak bilinen Suud Prensi Salman'dan gelmişti. 2018'de Washington Post Gazetesi'nden Karen De Young'a röportaj veren Salman bakın ne diyordu; "Soğuk Savaş dönemindeBatı'nın talebiyle Vehhabiliğidünyaya yaymaya başladık." Suudi Arabistan'ın egemen inancı olan ve küresel terörizmin temel kaynağı olarak gösterilen Vehhabiliğin Suudi parasıyla yayılmasıyla ilgili soru üzerine, Prens Salman, küresel çapta cami ve medreselere yatırım yapmalarının nedenini tek kelime ile özetliyordu; "Batı istedi, biz yaptık." diyordu. Bu muhteşem itirafları önümüze koymadığımız sürece bugün dünyada olanları, Vehhabi terörü ihracını, Selefi DEAŞ ve El Kaide ile neyin planlandığını asla anlayamayız. ABD müttefiki olan Suudi Arabistan üzerinden Pakistan'ı dize getirme hayaliyle yanıp tutuşuyor.
Çünkü Pakistan Çin ile 100 milyarlarca dolarlık anlaşma yaptı, limanlar verdi, birlikte İpekyolu için otobanlar, köprüler inşa etti. Rusya Pakistan'ı da içine alan Avrasya rüyası görüyor. Çin Hint okyanusuna inme aşkıyla yanıyor ve bu uğurda yüzlerce milyar dolar harcıyor.
İpekyolu'nu kontrol etmek isteyen ve Asya'da çıkarlarına ters düşen ittifaklara karşı harekete geçen ABD Afganistan'ı, Batı Başkentlerinden beslenen Vehhabi El Kaide'nin çanak saldırıları sayesinde işgal etti. Çin Taliban'a 2 milyar dolarlık silah yardımı yaparak ABD'ye karşı direnmesi için destekledi. ABD de son noktada gitti o Taliban'ın liderini tutuklanmış gibi gösterip Nevada'daki askeri üste eğitti ve kendi safına kattı. Sonrasında da oturup Çin'in başına bela etmek için Taliban'la anlaştı.
Tıpkı sadece FETÖ'nün liderini cebine koyduğu gibi Taliban lideri de diğer cebe girdi. Tek adam bu işlerde yetiyordu.
Diğerleri cennete gideceklerine inanan ve CIA'ya çalışan zavallılardı.
ABD Afganistan'dan çekilerek tıpkı Ortadoğu'da olduğu gibi muazzam bir terör bataklığı oluşturdu. Hem Orta Asya ülkelerini hem de Çin ve Pakistan'ı, Suudi- vehhabi terörü ile diz çöktürecek. Başkan olduğu dönemde Trump "Pakistan liderlerimizin aptalolduğunu düşünerek bize yalanlar vehilekârlıktan başka bir şey vermedi. Afganistan'da peşinde olduğumuzteröristlere güvenli bölge sağlıyorlar. Artık yok" diye tweet atıyordu. Bu Trump'a Pentagon tarafından yazdırılmış bir mesajdı. Prens Salman'ın dediği gibi Vehhabiliği ABD'nin talimatıyla Suud parası ile Pakistan'da yayıyorlar, El Kaide ve DEAŞ'a militan yetiştiriyorlar sonra da Pakistan'ı suçlayarak kendilerini temize çıkarıyorlardı. Bu süreçte Çin Dışişleri Bakanlığı "Pakistan'ın yanındayız. Stratejik ortaklığımız devamedecek" diyor, ABD'nin sinsi hamlelerinetepki gösteriyordu. ABD bir yandan daHindistan, Avustralya ve Japonya ile"Yeni Pasifik" projesi için kolları sıvıyor,Çin, Pakistan, Rusya'ya karşı ittifaklaroluşturuyordu. İngiltere Savunma BakanıBen Wallace böyle bir ortamda "El Kaidegibi grupların Afganistan'a geridönüp dönmeyeceği" yönündeki soruya"Ben kesinlikle bundan endişeliyim,devletin çökmesi bu tür gruplarınyeşermesi için zemin hazırlıyor."diyordu. Afganistan'da devleti çökertenkim? Bu sorunun cevabı terörü hortlatanıkabak gibi ortaya çıkarıyor. Wallace,Taliban'ın Afganistan'da tek başına birvarlık olmadığını aksine "her türden farklıçıkarları" kapsayan bir oluşum olduğunuda söylüyor. Bu bile ABD'nin anlaştığıTaliban içinden 10 tane birbiriyle deçatışan ve bölgeyi bataklığın dibine itengrup fışkıracak anlamına geliyor. CIADirektörü William Burns Şubat'ta kongreyeçağrıldı. Senatörlere anlattığı tek konuvardı. Afganistan mı? Hayır. Orada herşeytasarladıkları gibi yolundaydı. Burnssenatörlere sadece "Biden yönetimininistihbarat kaynaklarını Çin ilemücadeleye kaydırma" planlarınıanlattı. "Birinci önceliğimiz bu" dedi.
CIA eski direktörü John E. McLaughlin de New York Times'a Afganistan'la ilgili yaptığı açıklamada "Sobanın önü sonderece kalabalık. Kaçınılmaz olarakşu anda Çin, Rusya ve diğer ülkelerinbu büyüklüğe ve etkiye sahip olacağıbir dünyadayız. Ama bildiğiniz üzereteröristleri perde arkasında yenidengruplandırma ihtimali var" diyordu.
Allah Allah... John ne demek istedi acaba?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.