AMERİKA ilginç bir gündemle sarsılıyor. Medya tüm gücüyle "Trump Başkanlıktanazledilecek mi?" sorusunu beyinlere pompalıyor. ABD Başkanı'nın, Ukrayna Başkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde ülkeye ihanet ettiği iddiasıyla bir istihbaratçı dilekçe veriyor. Ortalık karışıyor.
İstihbaratçının kimliği gizleniyor ve korumaya alınıyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi dilekçenin işleme konduğunu ve Trump için azil sürecinin başlatıldığını duyuruyor.
Gözler bir anda Beyaz Saray'a çevriliyor.
Trump'ın şu anda seçimlerde en büyük rakibi kendisinin Siyonist olduğunu açıkça beyan eden Joe Biden... Obama yönetiminde Başkan Yardımcısı olarak görev yaparken, Biden'ın oğlu Hunter Biden, Ukraynalı bir işadamının enerji şirketinde yönetim kurulu üyesiydi.
Trump, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy'den ricada bulunuyor.
Rakibi Joe Biden'ın oğlunun bu şirket aracılığı ile Ukrayna'da yolsuzluk yapmış olabileceğini ve soruşturulmasını istiyor.
Olay ortaya çıkınca Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi "Bizimgörevimiz kurulan cumhuriyetimuhafaza etmek" diyor.
Başkan Trump'ın attığı adımların ABD'nin ulusal güvenlik çıkarına ihanet olduğunu söylüyor. Pelosi "Başkan hesap vermeli, hiçkimse hukukun üstündedeğildir" çağrısı yapıyor. Amerikan medyası olayın üzerine atlıyor.
Bir Amerikalı ile konuştum dün.
"Neler oluyor?" dedim. Cevap ilginçti. "Bir Amerikalı'yı başkabir ülkeye şikayet edersen bubizde vatana ihanettir" dedi.
Şaşırdım. Tuhaf geldi.
"Yahu" dedim, "Bizdehergün Türkiye'yi, devletinbaşkanını Batı'ya şikayeteden, bu ülkeye veinsanlarına olmadık iftiralaratan binlerce kişi var. Sizbaşkanınızı bile affetmiyorkoltuğundan atmayakalkıyorsunuz. Tuhaf değilmi?" diye sordum. Amerikalı güldü.
"Vallahi buradan bakarsak siztuhaf görünüyorsunuz" dedi.
Trump'ın rakibi Joe Biden da paylaştığı Twitter mesajında, "ABD Başkanı iç siyasettekibir rakibine karşı karalamakampanyası kurgulayabilmekadına Ukrayna'ya baskı yaptı. Kongre gereğini yapmalıdır" çağrısı yapıyordu. "Ohoo" dedim bu twiti okuyunca... Bizde nice siyasetçi vardı.
Batı başkentlerine gidip, "Türkiye'yemüdahale edin" diye Erdoğan'ınindirilmesi için açık açık çağrıyapıyordu.
Amerika'da düşünce kuruluşlarında, lobilerde, medyada, kongredeki temaslarda Türkiye'yi ve devletin başkanını yerden yere vuruyor, şikayet yağdırıyor, ihbarlarda bulunuyordu.
Bu hususta Batı'da dükkan dükkan gezenler vardı bizde. Hala da ellerini kollarını sallayarak geziyorlar.
"Vallahi biz Amerika'dan dahafazla özgürlük ve demokrasiyaşıyoruz" dedim.
Adamlar bir Amerikalı'yı şikayet etti diye başkanlarının bile gözünün yaşına bakmıyordu.
Bizdeki muhalefet kapalı kapılar ardında gizlice IMF ile görüşüyordu mesela...
Acaba bizim muhalefet IMF yetkililerine o gizli görüşmede "Yahusiz hep bizle uğraşıyorsunuz. Neden biraz da ABD ileuğraşmıyorsunuz? Bakın yeryüzünde en büyük borca sahipülke Amerika" dedi mi?
IMF yetkilileri de geldiyse böyle bir soru "Yahu biz Amerika'nınmalıyız neden kendi ülkemizleuğraşalım. Kendi ülkesiyleuğraşmak Türkler'e mahsus. Böyle bir ülkeyi bulmuşkenneden Amerika ile vakitharcayalım" cevabı mı verdi acaba?
Benim ki de merak işte...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.