Kamyon kardeşliği

Osmanlı Çanakkale savaşında çok sayıda İngiliz askerini esir alıyor. O esirler içinde binlerce Müslüman askerle karşılaşınca büyük şok yaşanıyor. Singapur'dan tutun, Hindistan'dan gelene kadar, "Allahüekber" diyen binlerce İngiliz üniformalı asker.
O esirlerin tamamı büyük pişmanlık yaşayarak "Osmanlı ile savaştığımızı bilmiyorduk" diyor.
Tarihte bir ülkeye operasyon yapanlar, hep bu AKIL ile geldiler. Aynı inançlara sahip insanları, birbirlerine kırdırdılar, öldürttüler. Çoğunun Londra'daki Kraliçe adına öldüğünden haberi yoktu. Tıpkı bugün zorla kaçırılıp dağa götürülen ve ölüme yollanan Kürt gençleri gibi. O dağlarda "Kürt hakları için ölüm" diyerek beyinler yıkanıyor, ancak mezara ABD, Rusya, İngiltere, Almanya veya İsrail'in çıkarları için giriliyordu. Ana babalarından zorla koparılan çocuklar, yabancı istihbaratçıların kaynadığı dağda ölme ve öldürme eğitimleri alıyordu.
Halbuki biz bu vatanı Malazgirt'te Kürtlerle birlikte kurmuştuk. Çanakkale'de de Kürtler birlikte düşmana karşı korumuştuk. 1.Dünya savaşı başladığı sırada Dolmabahçe'den tüm dünya Müslümanlarına çağrı gelmişti. "Aynı Allah'a secde ediyoruz. Gelin bizim yanımızda olun" diye. Daha savaş başlamadan İngiliz sömürgesi ülkelerde Singapur'dan Hindistan'a, Afrika'ya kadar bir çok yerde Müslümanlar isyanlar başlatmıştı. Bu isyanların tamamı düşmana karşı, Osmanlı'nın yanında yer almak içindi. Hindistan'ın Lekaye bölgesinde ayaklananlardan bir grupta yerlilerdi.
İngilizler o isyanı bastırmak için gemiyle bölgeye asker sevketti. O geminin makinisti Abdülkadir adında Hindli bir gençti.
Yoldayken gemiye sabotaj düzenleyip batırdı.
Abdülkadir şehit oldu ama o gemiden bir tek İngiliz askeri dahi sağ çıkamadı. Bu topraklar için, bu topraklardan çok uzak olanlar bile can verdi. Önemli olan aynı inancı paylaşmaktı. Bugün geldiğimiz noktada aynı inancı ve kıbleyi paylaştığımız Kürt kardeşlerimizden bazıları, ya kaçırılarak ya da kandırılarak birlikte kurduğumuz ve koruduğumuz ülkeyi parçalamak için kullanılıyor. Kullananlar ise maalesef "Aman bunlar Müslüman" diyerek yurtlarından ettikleri binlerce mülteciye kapılarını kapatan, sınırda tekme tokat döven BATI'nın çakalları oluyor. O sınırlarda tekme tokat dövülenler arasında Kobani'den kaçan ve ekmeğimizi paylaştığımız Kürt kardeşlerimiz de yer alıyor. Oyun büyük, tezgah üç vardiya 7/24 çalışıyor. Küresel güçlerin medyası oyunun tutması için dün olduğu gibi her gün "Türkiye'de iç savaş" naraları atıp, satır aralarında fitne ve fesat tohumları saçarak bu ülkeye saldırıyor. BBC'de "Ankara'daki patlamada 128 ölü var" diye abartılı rakamlar yayınlanıyor. Adamlar sayının yüksek olması için kendini yırtıyor. Aynı gün bir bakıyoruz HDP lideri Demirtaş da "128 ölü var" diye açıklama yapıyor.
Küresel medya ağızbirliği etmişçesine "Ankara'daki patlamada katil devlet" diye saldırıya geçiyor. Bir bakıyoruz ertesi gün HDP lideri Demirtaş "Ne katili? Seri katil" diyerek daha seri saldırıya geçiyor.
Avrupa başkentlerinde Küresel güçlerin medya sayfalarında pişiyor, Türkiye'de birileri tarafından sakız gibi çiğneniyor.
Kandil'de ölüm timleri kurup Türk askerini ve polisini öldürenlerin partisi, bizim gibi görünen Merkez medyada Cici gösterilmek için inanılmaz haberlerle süsleniyor. Aynı merkez medya dün birinci sayfalarından ilk yerli ve milli arabamıza saldırıp "Devşirme yerli araç" diye manşetler atıyor. Türkiye'nin yapacağı arabaya saldıran yerli görünümlü medyaya bir bakıyorsunuz DOLDURULMUŞ KAMYONLARDAN hiç haber yok. Evet, HDP'li Belediye'ye ait KAMYON, bomba yüklenerek eyleme gönderilmek üzere hazırlanırken Dargeçit'te güvenlik güçlerince durdurulup imha ediliyor.
Bizim merkez medyada bombalarla doldurulmuş HDP'li Belediye kamyonundan tek satır yok. Kamyonu görmeyenler ilk yerli araca ilk günden saldırıyor. Cizre'de dün belki de yüzlerce kişinin ölebileceği yola yerleştirilmiş bomba düzeneğini Türk askeri imha etti. Bizim merkez medya barış güvercini gösterdiği Demirtaş'a "Bu bombaların ne işi var halkın geçtiği yolda" diye sormaz...
Kamyonu yazamayanlar, yolu asla soramaz.
Çünkü yollarının kesiştiği yerler vardır. Bizim merkez medya dünyaca ünlü araba markası Wolkswagen'i batan Almanlarla ortaktır.
HDP lideri de hala çözebilmiş değilim ayın onbeş gününü Almanya'da geçirir? Neden acaba?... Bilemiyorum.