Balkanlar'da, ecdadımızın at koşturduğu topraklardayım şu anda. Kocaeli'nden ziyarete gelmiş bir aile karşılaştık. Gepegenç, pırıl pırıl iki genç bir hayli dertliydi. "Neden" diyorlardı, "Niçin Türkiye'de bazı insanlarımız ülke üzerine oynanan oyunları görmüyor" diye dert yanıyorlardı. Evet maalesef memleketimizde gerçeklere ulaşamayan üzeri örtülmüş çok sayıda vatandaşımız vardı.
Duvarı görüyorlar, bir fikir edinip buna göre inanç ve ideolojilerini belirliyorlardı. Hem de saplantı halinde.
Duvarı kim boyadı, ardında hangi oyunları tezgahladı kimse bakamıyordu.
Dünyada 200 yılı aşkın bir süredir yapılan tüm savaşların ardında "PARA" vardı. Herkes ideolojisini takip ediyor ama PARA'ya bakan yoktu.
İngiltere gemilerinde kömürden petrole geçtiği anda bu PARA SAVAŞI en şiddetli halini aldı. Batının diğer ülkeleri de onun peşinden gitti. Japonya bile Pearl Harbour'a tükenen petrol kaynakları için saldırdı. PARA'nın gücü yüz yıldır petrol yataklarından geliyordu. O yataklara hakim olan sermaye grupları, gece yastıklara başlarını rahat koyarken, onlar adına başka yerlerde aynı saatte birileri terörist-tetikçi olup ölüyordu. Bosna'da aklı yerinde olmayan Senad ile karşılaştım. Sırplar'la savaşırken yakalanıp dehşet işkenceler görüp aklını yitirmiş. "Ben son Osmanlı sultanıyım, bana biat et" dedi. Yanımda Bosnalı arkadaşlarım vardı, gülerek "Biat et ne olur" dediler. Herkes ona bakarak gülüyor, deli muamalesi yapıyordu. Ben ciddiye aldım ve sordum; "Dünyada neden kaos ve savaşlar var" diye.
Senad açıkladı; "Allah'a tapıyoruz diye paraya tapan bir insanlar azınlığı var yeryüzünde. Para onları bir süre sonra kendilerini TANRI zannetmeleri noktasına getirdi. Dünyayı bu hale getiren paraya doymayan işadamı SAHTE TANRILAR " dedi. Herkesin deli dediği Senad bu işi çözmüştü. Hemen biat ettim Sultan Senad'a... Ancak bizde akıllı görünüp Senad'ın gerisinde uçuruma düşen çok insan var. Onları bu hale getiren de birbirleriyle akraba olan sermaye gruplarının yeryüzüne yaydıkları binlerce gazete ve televizyon aracılığı ile ortak yayın yapmaları.
Bir merkezden düğmeye basıldığı an, kısa bir zamanda dünyaya siyahı beyaz, ÇAKALI KEDİ, kuzuyu kurt gösterecek kadar müthiş bir propaganda güçleri var. Nitekim IŞİD dün "Türkiye'yi hedef gösteren" video yayınlarken hala Batı basını "Ankara IŞİD'e yardım ediyor" diye yaygara yapıyor. Onları kurdukları "Her şey para için" sistemi bu hale getirdi. O sistemin meşhur ekonomistlerinden Adam Smith ve David Ricardo'nun peşinden giden emperyalist sömürgeci zihniyetin temsilcisi Walter Lipman diyor ki; "Büyük çapta cahil ve aşağılık halk kitlelerini milli çıkar çerçevesinde güdecek ELİT kişiler, özel iktidar ve özel servetin çıkarlarına hizmet edecek ama bu ilişki asla halka söylenmeyecek." Evet tam 100 yıldır Türkiye'de medya aracılığı ile bu sistemi kurdular. "Milli çıkarlar" deyip kendi halkıyla savaşan, dünyaya kör takılan, 1980'lere kadar sadece 2 milyar dolar ihracat ile sevinen, Lüksemburg'dan gelen 2 milyon dolar yardıma göbek atan, aç-fakir-soyulmuş bir ülke bıraktılar. Böylesine fakir bir ülkede Boğazda YALI'larda oturan SERVET sahipleri ürettiler. O Boğaz'a Anadolu'dan gelecek kimseyi sokmadılar. Ve tüm bunları ELİTLERLE, ülkenin AYDIN geçinen yazarları-sanatçıları ile yaptılar. Dünyanın sömürdüğü enerji hatlarındaki gönül bağlarımızı dibinden kestiler. Bu topraklarda oynanan oyunları, tezgahın ardındaki dış güçleri asla göstermediler. Siyaha beyaz, beyaza siyah dediler manşetlerinde. Son gelinen noktada "Türkiye Türklerindir" diye logo koydukları gazetelerinde bağlama çalanları "CİCİ ÇOCUK" göstererek tıpkı Yahudi baronların gazeteleri gibi birinci sayfalarından oy istediler. İnsanları sokağa çağırarak 50 kişinin ölümüne yol açan biri bir anda "Cici Çocuk" yapılıverdi. Dedik ya "Siyahı beyaz yapma" formülü konusunda çok iyi bağlama çalıyorlardı. Nişantaşı, Bebek, Etiler ELİTLERİNDEN Cici çocuğa oy yağdırdılar. Şimdi o Cici çocuğun partisinden biri çıkmış, öldürülen Türkiye Cumhuriyeti başkomiseri için "ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ" diyor. Bağlamayı çaldıranlar şimdi bu ALÇAK AÇIKLAMAYI nereye bağlayacak? Zurnanın deliğine mi bağlamanın tellerine mi? Nişantaşı, Etiler, Bebek, Cihangir ELİTLERİ "Etkisiz hale getirildi" denen Başkomiserimiz ve bu alçak açıklamayı yapan kişi hakkında şimdi ne düşünüyor? Bağlamanın telleri ne diyor?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.