"Şöyle bir düşünün" dedi dostum.
Rusya, Azerbaycan, İran ve Irak petrolleri ile doğalgazının tamamının Türkiye üzerinden boru hatları ile Batı'ya pompalandığı bir manzara... Ve bu boru hatlarındaki manzaraya uzun vadede eklenecek Türkmenistan, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi ülkeler... "Bu fotoğrafı çok iyi analiz edin" diye devam etti. Evet bugün petrol satan ülkelerden çıkan bir tanker yolda tam 90 kez el değiştiriyor. Dünya piyasalarındaki fiyatları bu el değiştirmeler çok etkiliyor. Eğer sen tankerleri ortadan kaldırır, petrol ve doğalgazı tek merkezde toplayıp, en çok tüketilen Batı'ya sevkedersen ne olur? İki kıtayı birbirine bağlayan Türkiye "SÜPER GÜÇ" olarak meydanlara iner. İşte bu tablo birilerini çok ürkütüyor.
Bütün Avrupa şu anda Suriye'de PKK'nın kontrolündeki YPG ile KANDİL hayranı kesildi şu anda. Ve o YPG Suriye'de nüfusuna orantısız bir şekilde yayılmaya, Arap ve Türkmenlerin olduğu bölgelere girip tecrite başladı. Ufukta deniz gözüktü, bir anda Akdeniz'e inmeye kilometreler kaldı.
Ve önceki gün Karadeniz'de tüm illere PKK saldırıları uyarısı yapıldı. Akdeniz'e inme hayali kuran YPG ve ipini elinden tutan PKK Karadeniz'de ne arıyor? MHP'nin kalesi Iğdır'da HDP nasıl kazanıyor? Iğdır'da yaşayan Azeriler neden göçe zorlanıyor?
Ağrı'dan Artvin'e dağlarda PKK'lılar neden cirit atıyor? Harita ve manzaraya bakınca devreye giren AKLI görmemek mümkün değil. Em. Tümgeneral Nejat Eslen, çözüm süreci buzdolabına girmeden, PKK üzerine Türk savaş uçakları kaldırılmadan günler önce şöyle sesleniyordu; "Bir yanda Akdeniz'e yaklaşan YPG... Diğer yanda Iğdır ve Artvin üzerinden Karadeniz'e yayılmaya çalışan PKK..
Bu fotoğraf neden görülmüyor?
Ordu neden kışlasından çıkmıyor?"
Türkiye'nin Suriye sınırında 900 km. hat vardı. Böylesine büyük sınırı Suriye'de Akdeniz'e inmeye çalışan 1 milyon 700 bin nüfusa sahip Kürtler savunamazdı.
Yetersizdi bu rakam. "O yüzden bir KÜRT TRANSFERİ lazım" diyordu Nejat Paşa. Ve ENERJİ koridorunu Türkiye'nin elinden almak için düğmeye basan bir Avrupa vardı karşımızda. Kürt transferi, Suriye tarafındakilerle, Türkiye içindekileri birleştirerek yapılabilirdi. Suriye sınırımız ancak böyle buharlaşabilirdi. Onun için hemen piyonları sahneye sürdüler. Türkiye "Çözüm süreci" diyerek Kürt kardeşleri ile tüm bölgede birleşmeye çalışırken PKK "Ateşkes bitti, barajlara saldıracağız ilk etapta" diye Kandil'den havlıyordu. İki polisimizi de uyurken şehit ederek terörü hortlattıklarını resmen ilan ediyordu. Bir taraftan da Karadeniz civarında gezinip eylemler yapıyordu. PKK beyinlerini AB başkenti Brüksel'de ağırlayan ve koruyan Avrupa, maşası olan terör örgütüne HAYAL şırınga etmişti. O hayal ilk etapta "Karadeniz'den Akdeniz'e uzanan bir KÜRT DEVLETİ" projesiydi. Bu gerçekleştiğinde kullandıkları Kürtleri biraz öteye itip, Ağrı ve civarına çok sevdikleri Ermeniler'i getireceklerdi.
Karadeniz'den Akdeniz'e uzanan bölgede kurulacak ve tamamen Avrupa maşası güçlerin kontrolüne geçecek devletde boru hatlarının vanası sadece Kürtlere bırakılamazdı. Zamanı gelince onlar da Ermeni tokadı ile şamarlanacaktı. Nasıl ki şu anda sadece Türkiye'nin eline geçecek vanadan rahatsızdılar, plan gerçekleştiğinde de Kürtlere bırakmayacaklardı. Birbirlerine kırdırarak hayata geçirmeyi çok iyi biliyorlardı. Barzani'nin petrollerini Türkiye'ye getiren boru hatlarına yapılan ve Kuzey Irak'taki Kürtleri 250 milyon dolar zarara uğratan saldırı bunun göstergesiydi.
Adamlar için Kürtlerin hiç önemi yoktu, çıkarlar birinci sıradaydı. "Ölen ölür, kalan petrol bizimdir" diyorlardı. Türkiye son yıllarda olağanüstü açılımlar yapıyor, Kürt kardeşlerini bağrına basıyordu. Elele birlikte enerji hatlarına gitmek için çırpınıyordu.
Ancak devamlı bir el araya girip Kürtlerin üzerine Kandil'deki Kürtleri salıyordu. 6-7 Ekim olaylarında PKK'lıların öldürdüğü 50 kişinin tamamı da Kürt'tü. Ortada Karadeniz'den Akdeniz'e Türkiye'yi geri atıp, boru hatlarını ele geçirmek isteyen bir Avrupa vardı. Ankara işte bu oyunu gördü ve gerekeni yapıyor. Akbabalara alet olan da Türk-Kürt ayırt etmeksizin gençlerimizi toprağa gömüyor. Bir askerimiz Kürt'tü şehit edildi, adı "Barış"tı. Bir PKK'lı öldürüldü, onun da adı "Barış"tı. Petrol uğuruna "Barış"ı gömmeye çalışan bir KAHPE tezgahtar vardı ortada. Bir de o tezgahtarın transfer edip satışa sunduğu KATİLLER!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.