Başkan Roosevelt, Suudi kral ile buluştuğunda Londra yerinden hopladı.
Amerika körfez petrollerine konuyordu o görüşmede.
Riyad, Washington'a bağlanıyordu.
Londra'da ise hüngür hüngür ağlayan bir lider vardı. "Suudi Arabistan'ı kaptırdık Amerikalılara" diye göz yaşı döküyordu Chirchill. "Parlak zengin renkleri severim, yoksul kahveren-giler için üzgünüm" diyen bir Başbakan'dı o.
Evet İngiltere onlar için parlak ve zengin renklerdi.
Bizler ise üzerinde tepinilecek yoksul Kahverengilerdik.
Zaten "Türkler insan değil" diyerek üzerimize zehirli gaz sıkılmasını da istemişti.
Bizim gibilerin elinde ne işi vardı milyonlarca metrekare toprağın.
Dinimize saldırıp, elimizden Kur'an-ı Kerim'i aldığında "Türkler biter" görüşündeydi.
Bunu açık açık söylemişti İngiliz kafası.
Ezan da sustuğunda tam olacaktı.
Onun için müthiş hamleler yaptılar, içimizdeki satılmışlara "Camileri kapatalım" dedirtecek kadar azdılar.
Geldiler, içerde hainlerle ayaklanmalar çıkarıp bizi bizle boğuştururdular.
Gittiler aynı anda ellerine cetvel alıp bize ait olan yerlerde haritalar çizdiler. Tam 16 devlet kuran Türkler'i parçalayarak sadece körfezde 22 Arap ülkesi kurmuştu İngilizler. Büyük Britanya İmparatorluğu'nun halkları inim inim inleterek sömürdüğü yeni yerlere kavuşmuşlardı.
İsrail'i de sırf bu sömürüye hizmet için getirip, o Arap ülkelerinin dibine saatli bomba olarak kurmuşlardı.
Araplar İsrail'le uğraşmaktan kafalarını kaldıramıyorlardı.
Muhteşem bir sistem vardı artık.
Soyup soğana çevirip, bir zamanlar bize ait ortadoğunun trilyon dolarlarını Londra'daki kasaya koyacaklardı.
Yıllarca büyük soygun yaptılar bölgede. "Bir damla kan bir damla petrolden daha önemlidir" diyordu İngiltere Başbakanı Chirchill.
Bir varil petrol için fitne çıkarıp 100 varil kan akıttılar bu yüzden ecdad topraklarında.
Ne acıdır ki, "Türkiye'nin aşırı güçlenmesini önlemek için her çareye başvurmalıyız" diyerek vasiyet yazan İngiliz Başbakanlar gördük. "Güçlenirse etnik ve mezhep kışkırtmaları, ideolojik ve iktidar kavgaları ile çökertilmelidir" diyordu adam ölürken. "Aman ha Batı'ya sakın rakip olmasın" diye talimatlar veriyordu.
Bizi yıkıp parçalayanlar, 12 milyon metre kare topraklardan, bir milyon metre karenin altına düşürüp kuranlar bu ülkede tam 100 yıldır akılalmaz ÇARELER buldular.
Bizi şekillerle, kıyafetle, saçma sapan tartışmalarla boynumuza ip geçirip boğdular.
İçinden "Türkiye İngilizler'indir" diyen yazarlar, çizerler buldular, gazeteler kurdular, kafamıza vura vura bizi kuma gömdüler.
Kafasını çıkaranlara yerli cellatları ile "Gerici" damgası vurup mahkum ettiler.
Tarih kitaplarımızı yazıp, kendi milletine küfreden nesiller yetiştirdiler. Kalemşörleri ile cahil, bidon kafalı, aptal, çoban yaftaları vurup ötekileştirdiler, kamplara ayırdılar, kutuplaştırdılar, böldüler. "Muhtar bile olamaz" diyecek kadar azdılar ve azdırdılar. Gözleri dönmüştü hepsinin. Bizi Britanya İmparatorluğundan nasıl ayırabilirlerdi. "Çok yaşa Kraliçe" varken bu ne demekti.
Onun için "Padişah" "Diktatör" eşlemesi ile saldırdı İngiliz gazeteleri.
İçerideki satılmışlar da eşlik etti.
Onun için Yeni Türkiye'ye ve SARAYI'na saldırdılar hep bir ağızdan.
Onun için YENİ TÜRKİYE'nin yeni Saray'ında 16 BÜYÜK TÜRK DEVLETİNİ temsil eden gösteriye kahroluyorlar.
İngiliz Guardian Gazetesi çıldırmış bir halde "Bu ne" diye bağırıyor.
Dünya Fransa'yı konuşuyor, İngiliz bizim 16 Türk devleti'nin sembolize edilmesine kafayı takıyor. Ve bizi bizden olan içimizdeki kafaların beyinleri ile hem de.
Vatansever (!) bir Türk gazetecisi, bir Türk Aydını (!) saraydaki 16 Türk Devleti gösterisi için "SİRK" diye twit atmış.
Onu öpüp koklayıp twitiyle saldırıyor bize "TÜRKLER İNSAN DEĞİL" diyen İngiliz Başbakan'ın torunları. "SİRKE BAK" diye haber yapıyor.
Çırpınmaları ve delirmelerinde haklılar ama...
Çünkü sirktir olup gidecekler bu ülkeden!!!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.