AŞAĞILIK KOMPLEKSİ VE ALMANYA
Günümüzde Almanya dediğimizde akla gelen birkaç şey sıralayalım desem sanırım hemen herkesin aklına ortak başlıklar gelecek.
*Ağır sanayi
*Otomotiv
*AB
*Futbol
*Müzik(Klasik)
*Nazi dönemi ve holokost
*Irkçılık
*Berlin duvarı
*FETÖ
*PKK
Kabul edelim Almanya ekonomik olarak ve sanayi üretiminde AB ülkeleri arasında lider.
Dünyada da ilk sıralarda.
Takdir edilesi bir başarısı var.
Her iki dünya savaşından da mağlup devlet olarak ayrılmış, ağır anlaşmalara boyun eğmek zorunda kalmış, bundan 34 yıl öncesine kadar da iki ayrı ülke olarak gelmiş bir Almanya'dan bahsediyoruz.
Şimdi yukarıdaki başlıklara bir daha dönelim
Sanayi ve teknoloji anlamında üst bir akıl var elbet bu işin. 1800'lerde başlayan adımlarla gelinen belirli bir yer var.
Ama 20. yy savaşlarının ardından ortaya çıkan Almanya bugün konuştuğumuz.
Emek ve mühendisliğin ardılı kim.
Çoğu biz! Bizim insanımız.
Gurbetçilerimiz.
Başkaları da var tabi.
Afrikalısı, Asyalısı…
Bunlar olmasaydı böyle olabilir miydi? Sanmam. Anca Hitler gibi bir diktatör çalıştırabilirdi bunca almanı ağır işlerde.
O gidince modern Almanya işçi göçleriyle kapattı bu büyük açığı.
Bu sayede de başarıyı yakaladı.
****
Aynı şey Otomotiv içinde geçerli.
Fabrikalarda çalışanlara bakın çoğu bizim insanımız.
Mühendisler Türk..
Hatta Türk isimli otomobiller bile ürettiler zamanında.
***
Diğer bir başlık AB.
Bugün 85 milyon nüfusu var Almanya'nın.
Birlik bütününde öncü ve lider ülke de diyebiliriz.
Nüfus birinci etken çünkü.
Peki bu nüfus Almanlar sayesinde mi? Hayır.
Ve her yıl doğanlardan daha fazla insan ölüyor, nüfus yaşlanıyor ve sürekli göç alıyor.
Bu göç sayesinde de yaşlanan nüfus oranını üstte tutarak iş gücündeki açığı da kapatıyor.
Almanya'da yaşayan ve Almanya vatandaşı olan gurbetçilerimizin nüfus artış hızı olmasaydı böyle olur muydu?
Hayır.
****
Peki Futbol?
Ülkede yetişen yıldız oyuncular arasında Türkleri saymadan geçemezsiniz.
Orda doğup büyüdü orda futbolla tanıştı ve dünyanın en iyi takımlarında top koşturdular.
Yıldıray Baştürk, Nuri Şahin, Hamit Altıntop, Ümit Davala, Cenk Tosun, Salih Özcan, Hakan Çalhanoğlu...
Alman milli takımında mesela kaç Türk asıllı yıldız oynadı.
Mehmet Scholl, Mesut Özil, İlkay Gündoğan, Emre Can, Serdar Taşçı, Kerem Demirbay…
***
Ve müzik.
İşte Yüzde yüz Alman olan
Onlara göre yerli milli olan tek şey.
Yeni değil ama eski.
Klasik müziğin kitabını yazanlar
Bach, Beethoven, Schumann…
Yani Almanya dediğimizde akla gelen 5 olumlu içerikten sadece biri yüzde yüz Alman.
Diğerlerinde para onların olsa da, mucidi onların olsa da, tüm başarıların altında, emeğin ardında ya bizim insanımız var, ya da sömürülen mazlumlar.
***
Şimdi diğerlerine bakalım.
Bir Nazi gerçeği var.
Bir Yahudi soykırımı var.
Yaşananlar Dünya tarihinin belki de en kara lekesi.
Kazımakla silinemeyecek alın yazısı gibi ortada her şey.
Altında ise Alman imzası var.
Berlin duvarı yıkıldı, devletler birleşti, Almanlar devleşti.
Evet ama parayla pulla, sosyal devlet duruşuyla, demokratik camekanlarla üzeri örtülmeye çalışıyor.
Ama boşuna her adımda da bu gerçeklerle daha yakından yüzleşiyor.
Gazze'de o yüzden sesi çıkamıyor işte.
Peki dazlaklar?
Solingen?
Unuttuk mu? Hayır.
Türk düşmanlığını gizleyecek kadar cesur da değiller zaten.
Ülkelerinde besleyip büyüttükleri terör örgütü mensupları?
PKK'lı teröristler ve destekçilerinin en büyük sığınağı değil mi?
FETÖ imamlarının, kaçaklarının, mensuplarının korunup kollandığı ABD'den sonra resmen ikinci vatanları Almanya değil mi?
Evet bu saydıklarımız Almanya'nın gerçeği.
Yüzde yüzü Almanya'nın yerli ve millisi.
***
Velhasıl Almanya'nın aşağılık kompleksi var.
Ve bu kökten geliyor.
Tarihsel, sosyokültürel ve ekonomik…
İşte bu yüzden Ukrayna'da savaşın büyümesi sürmesi için en çok desteği veren ülke oldu.
Bu yüzden Gazze'de masum bebekleri katleden İsrail'e göz yuman ve desteğini sunan ülke oldu.
Ve bu yüzden milli futbolcumuz Merih Demiral'ın maruz kaldığı adaletsizliğin ev sahibi de Almanya oldu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ESKİ DÜNYADA DA YENİ DÜNYADA DA DÜŞMANLAR…. (31.10.2024)
- Tam Bağımsızlık Yolunda… (27.10.2024)
- Dikkatlerden kaçmadan: Ürdün (05.10.2024)
- Ne Başlar? Ne Başlamaz? (22.09.2024)
- Farkındayız! (15.09.2024)
- Sosyal medyada zafer yarıştırmak! (08.09.2024)
- Halbuki bir dünya insandık! (16.08.2024)
- Özgürlük fedaileri (08.08.2024)
- Trump'tan Paris'e! (29.07.2024)
- Bir sonraki Temmuz’a kadar… (24.07.2024)