Orda burda televizyonlarda "İsrail'in savaşı bölgeye yaymayı amaçladığından" sıklıkla dem vuruluyor. İsrail sanki
Gazze'de savaşıyormuş da sırayı bölgeye getirecekmiş gibi.
Ortada savaş falan yok, korkunç bir soykırım var sadece.
Gazze'de
"güvenli bölge" olarak gösterdiği yerlere sığınan çoğu kadın ve çocuğun çadırlarını bombalarla yakmanın, savunmasız sivil halkı soykırımdan geçirmenin neresi savaş?
Nazilerin,
Bergen-Belsen veya Treblinka veya
Auschwitz'de Yahudilerle savaştığını söylemek ne kadar doğruysa, İsrail'in Gazze'de savaştığı da o kadar doğrudur.
Gazze bugün koskoca "toplama kampının" adı değil midir?
Demem o ki, İsrail'in bölge için nasıl bir tehlike arz ettiğine dikkat çekmek için bile olsa, "Gazze'de savaş" zokasını yutmamak lazım gelir.
Bir de "mülteci çadırları" ifadesi yok mu, delirmemek işten değil.
Gazzeliler nerenin mültecisi, nereden geldiler Gazze'ye? Öz yurdunda nasıl mülteci olunuyormuş, soran yok!
***
Ünlü stand-up komedyeni
George Carlin yıllar önce "İsrailli katillere komando deniyor,
Arap komandolara ise terörist..." demişti.
Bugün de değişen hiçbir şey yok.
İsrail, Gazze'de bebeklere varıncaya kadar katlederken "kendini savunma hakkını" kullandığını iddia eden müstekbirler, İsrail zulmüne karşı direnen herkesi "terörist" ilan etmiyor mu?
Mahut politik dili ABD'den daha işlevsel kullanan ülke de yoktur.
O kadar ki,
Vietnam'a saldırılarını bile gündüz gözüyle "savunma savaşı" olarak yutturmaya çalışmışlardı.
Chomsky, Batı'nın işbu çifte standartla malul politik dilinin manipülatif bir silah olduğunu söyler.
Malumunuz, ABD bu politik silahı
Irak'tan
Afganistan'a kadar işgal ettiği tüm ülkeler için kullanmış, uluslararası topluma söz konusu ülkelere "demokrasi ve özgürlük" getirdiğini ilan etmişti.
***
Politik dil baştan sona tuzaktır. Hakikatleri politik dil vasıtasıyla örtbas edebilir veya olduğundan farklı gösterebilirsin.
Politik dille insan davranışlarını şekillendirebilir, mahut dille yerleştirdiğin algı üzerinden kitleleri istediğin gibi kontrol edebilir, yönlendirebilirsin.
Dahası, birinci sınıf bölücülük yapabilir, iç savaşın taşlarını döşeyebilirsin.
Mesela, PKK'nın Suriye'deki uzantılarını
"Kürtler" olarak tanımladın mı, (aklınca) Türkiye'yi Kürtlerle savaşır duruma düşürmüş olursun.
Oysa milyonlarca Kürt vatandaşı olan Türkiye'nin Kürtlerle savaşması için aklını yele vermesi gerektir. Kaldı ki Kürtlerden bağımsız bir Türkiye de yoktur.
O hâlde öncelikle bu politik dille hesaplaşmak şarttır.
Bir dönem "liberalimsi aydınlar"
Irak'ı tasnif ederken üç parçadan söz edip Sünniler, Şiiler ve Kürtler diye sayarlardı. Sanki Kürtlerin mezhebi yokmuş gibi.
Politik dil, günümüzde ulus devletlerin bile aciz kaldığı küresel dijitallerin kontrolünde çok daha korkunç bir manipülatif araca dönüşmüştür.