Seçim süreci dâhil hayli zamandır ilişmedim. Her şeyden evvel yalanlarından sıkıldım.
Daha iki hafta evvel, İBB Başkanı'nın
Trabzon'a gittiğinde,
Yavuz Sultan Selim Anadolu Lisesi'nin şampiyon takımı onu ziyaret ettiği için Milli Eğitim Müdürlüğü'nün soruşturma açtığını servis ettiler, yalan çıktı. Mizansende kullanılan kupa da şampiyonluk kupası değil, sahte çıktı. Trabzon'un AK Partili Belediye Başkanı
Ahmet Metin Genç'ten randevu alamadığını söyledi, o da yalan çıktı.
Tamam, itiraf ediyorum, Ekrem Bey hemşerimize yalan yakışıyor! Ama bu kadar yalan da insanı yoruyor be!
Gerçekten de çok değişik bir karakter... Dünyanın en yüzsüz insanı bile misafirliğe gittiği ev sahibine "Bu ev benim evim" demez. Ama bu başkasının yaptığı metrolar için ben yaptım diyebiliyor!
İmdi, diyeceksiniz ki, madem öyle neden iki dönem kazandı. Valla o da AK Parti'ye dert olsun; 2019'dan beri o kadar yazıp çizdim, dinleyen olmadı.
***
Geçen gün CNN International'a
Hamas'ın "terör örgütü" olduğunu söylemeseydi İBB Başkanı'na yine ilişmeyecektim. Dedim ya, yalanlarından ikrah ettim.
Kıymet hükmümüz gayet nettir:
Hamas'a "terör örgütü" demek, (ne kadar karşı olduğunuzu söylerseniz söyleyin) sonuç itibarıyla İsrail'in soykırımına destek vermek demektir. Tıpkı Kuvayı Milliye'ye "terör
örgütü" demekle müstevlilerin işgalinin desteklenmiş
olacağı gibi.
Siyonist Lobi'nin kalesi mesabesindeki New York'taki
Columbia Üniversitesi'nden Boston'daki
Harvard Üniversitesi'ne kadar yaygınlaşan Filistin yanlısı gösterilerin İsrail rejim şefi
Netanyahu'yu paniklettiği bir dönemde, Hamas'a "terörist" diyerek İsrail gazetelerinde arzı endam etmek ne anlama geliyor?
Seçimle işbaşına gelen ve işgal altındaki vatanları için "kurtuluş savaşı" veren Filistin direniş örgütünü (Hamas) "terörist" olmakla itham etmek, İsrail rejiminin de hamisi dünya sisteminin yöneticisi "Siyonist network"e sinyal vermek değilse nedir?
Bu sinyal nedir peki?
Türkiye'nin Zelenski'si olmaya talip olmak mı?
***
Yanlış anlaşılmasın, İBB Başkanı'nın mezkûr açıklaması beni hiç şaşırtmadı. Zaten
CHP Genel Başkanı da daha önce aynı şeyi söylemişti.
Bugünkü serlevhamızdaki "ihanet" sözcüğünü,
Saadet Partisi ve
Ahmet Davutoğlu için kullandım. İBB Başkanı ve CHP'ye destek vermişlerdi ya onun için.
Söz konusu "ihanete" en azından Saadet Partisi Sözcüsü İstanbul milletvekili
Birol Aydın tepki gösterdi. "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın kullandığı ifadeler akla ve vicdana terstir. HAMAS, zalimlere karşı kahramanca mücadele veren bir yapıdır..." dedi.
Birol Bey'i tebrik ediyorum. (Hayır, "İmamoğlu'na destek veren siz değil miydiniz?" demem. Doğruya doğru, yanlışa yanlış.)
Davutoğlu'ndan henüz bir ses çıkmadı.
Bir süre önce sosyal medya hesabından, "İsrail'in Gazze soykırımında üç çocuğu ve üç torunu şehit edilen dostum ve kardeşim İsmail Haniye ile görüştüm... Yüreğimden bir feryat koptu. Ben titreyen sesimle 'Türkiye'deki bütün kardeşlerinizin yürekleri sizin için çarpıyor, yedi aydır hepimiz ruhen ve kalben Gazze'de yaşıyoruz' diyebildim..." şeklinde oldukça hisli/duygulu bir açıklama yapmıştı.
Sevgili Ahmet Hocamıza naçizane önerim, bir an önce tepkisini göstersin.
Yoksa...
Dostum ve kardeşim dediği
İsmail Haniye, "Siyasi Büro Başkanı olduğum
Hamas'a, İBB Başkanı 'terörist' derken neden
sustun?" diye sorarsa çok mahcup olur.