Bunlar bir ara birbirlerine acayip takıyorlardı. CHP Genel Başkan Yardımcılarından
Prof. Hurşit Güneş verdiği bir röportajda dile getirmişti ya hani, onu diyorum.
"Bakın çok ilginç bir şey yapacağız" demişti, "Üçgen biçiminde birbirimize takacağız. Ben Haydar Bey'e takacağım, Haydar Bey Mehmet Bey'e takacak, Mehmet Bey de bana takacak..." (Gazeteciler de hınzırca gülmüşlerdi.)
Gel zaman git zaman, tarzları veya yöntemleri değişse de huyları hiç değişmedi.
"Huyları" dediğim, rozet yoluyla üçgen şeklinde birbirlerine takamadıklarında (ki en zararsızı veya masumu budur) ihanet yoluyla dümdüz takıyorlar.
Öncelikle
İmamoğlu ve
Özgür Özel bir oldu,
Mansur Yavaş da zoraki aralarına katıldı, üçü birden
Kılıçdaroğlu'na taktılar. Günün sonunda Özgür Özel hepsine birden takıp Üsküdar'ı geçti.
Nurlar içinde yatası
Attila İlhan "İhanet bir bilmecedir" demişti, bunlarınki bilmece değil adeta gelenek.
Mesela,
Sevgili Kılıçdaroğlu kaset kumpasına maruz kalan dönemin CHP Genel Başkanı
Baykal'a asla ihanet etmeyeceğini, genel başkanlığa aday olmayacağını dile getirdiğinin ertesi, Baykal'ın koltuğuna oturmuştu.
Lakin, "Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner" misali, genel başkanlığını kaybettiği CHP Kurultayı hakkında,
"Sırtımdan hançerlendim!" diyen de kendisi oldu. Mezkûr sözünü "Yol arkadaşınızın size ihanet etmemesi gerekir..." şeklinde açıklayınca da
Özgür Özel ortaya atlayıp, "Ben üzerime alınmıyorum..." dedi. (Yok hayır, "Madem üzerine alınmıyorsun neden ortaya atlıyorsun?" diyen olmadı.)
Koca partide Kılıçdaroğlu'nun arkasından ağlayan bir tek Özgür Özel'di.
Gelgelelim, CHP'liler tarafından "şaibeli" olduğu iddia edilen o kurultayda Kılıçdaroğlu'nun koltuğuna "çöken" de o oldu.
***
Ekrem İmamoğlu CHP'yi iyi tanıdığı için olsa gerek işi baştan sıkı tutmak istedi.
Dedi ki:
"Öyle yağma yok! 'Ben bir adım geri durayım, üç adım geriden izleyeyim, Ekrem tökezlesin de belki onun yerine ben geçerim!..' 'Pışık' derim ona ben. Öyle bir şey yok. Öyle yağma yok..."
Herkes kimi kastettiğini anladı.
Mansur Yavaş da zaten daha diploma olayında su koyuverdi. O kadar ki, diploma usulsüzlüğü iddialarına ilişkin bir soruya ellerini ovuştururcasına, "Biz de basından duyduk. Gelişmeleri hep beraber izleyelim..." dedi.
Bakmayın siz daha sonra,
İmamoğlu hakkında "Yol arkadaşım" demesine veya hızla geri vitese takıp, "Hukuka ve tüm mevzuata uygun diploma" nitelendirmesi yapmasına.
İmamoğlu'na kim daha çok sahip çıkarsa CHP'de parsayı o toplar yarışıdır
bu!
Özgür Özel yarışa önde başladı ama Mansur Bey'in de elleri armut toplamadı. Bundan sebep, "Cumhurbaşkanlığı adaylığımı günü gelince değerlendireceğim (şeklindeki) kararımı, bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar askıya alacağımı da kamuoyuna ilan ediyorum..." dedi.
Ne derse desin Özgür Özel'i geçmesi mümkün değildi.
Saraçhane'deki sahip çıkma şovları boşuna değildi ya!
***
İmamoğlu olanca kurnazlığıyla Mansur Bey'e kafayı taktı ama
Özgür Özel hiç beklemediği yerden golü ağlarına taktı.
"Çift santrforumuz var" deyip bir elini İmamoğlu'na attı, başını da Mansur Yavaş'ın omzuna yasladı. Sonra da ikisine birden rüşveti kelamdan malul "kalp işareti" takarak saf dışı bıraktı.
Aklınıza ne oldu, ülkesini
İngiltere'ye şikâyet eden "santrforum" dediklerine mi takamayacaktı?
Özgür Özel'in rakibi artık kalmadı. CHP'liler bundan sonra etrafında ikbal için kenetleneceklerdir.
İmamoğlu devasa maddi imkânlara sahip İBB'yi içerden eskisi gibi yönetebilirse belki bir şansı olabilir diyeceğim ama, kuvvetle muhtemel CHP'liler yine ihbar edeceklerdir.
Herkesten evvel de
Özgür Özel ihbar etmezse, ben bir şey bilmiyorum.