İlkin Feyza Altun adlı sosyal medya fenomeni avukatları çıktı "meydane", sonra da Refah Partisi eski milletvekili Şevki Yılmaz.
Feyza Altun sosyal medya hesabından "Sokayım şeriata" deyince bu taraf "Feyza Altun tutuklansın" kampanyası başattı.
Refah Partisi eski milletvekili Şevki Yılmaz, "Osmanlı'yı süren soysuzları lanetliyorum" deyince, bu sefer de karşı taraf "Şevki Yılmaz tutuklansın" kampanyasına girişti.
Tepkiler üzerine Feyza Altun, şeriata hakaret etmenin Atatürkçü bir "eylem" olduğunu ihsas edercesine, anında Atatürk'e sığındı.
Ne ki, Mustafa Armağan dostumuz sığındığı yerden onu kovarcasına Nutuk'tan delil getirdi: "Şer' (şeriat) demek kanun demektir. Şer'î hükümler demek, kanunî hükümler demekten başka bir şey değildir ve olamaz..." (Gazi Mustafa Kemal, Nutuk Atatürk'ün Bütün Eserleri, cilt 20, Kaynak: 2007, s. 235)
"Eğilmem, bükülmem, lafımı yemem" yollu afra tafra yapan Feyza Altun bacımız da tornistan yaparak, Afganistan'daki Taliban'ı kastettiğini dile getirdi.
Fakat "Feyza Altun yalnız değildir" korosunda hiçbir değişiklik olmadı. "Madem öyle, direkt 'Taliban'a sokayım' deseydin ya, neden provokatörlük yapıyorsun?" diyen bir Allah kulu bile çıkmadı.
Yılmaz Özdil'imiz de bu sakil, bu üslupsuz, bu maskülen kadını övmek için fotoğrafının üzerine, "Cumhuriyet kırmızısı..." yazdı...
Bu nasıl "terkip" anlamadım!.. "Kırmızı" hadi diyelim Feyza Altun'un rujunda var, peki "cumhuriyet" neresinde? "Sokayım..." üslubunda mı?
Şuncağızı belirtmeden geçmeyelim: Feyza Altun'un mahut ifadesinin hiçbir bağlamı yok. Şevki Yılmaz'ın var; en azından 2. Abdülhamid'in torununun (Berna Sultan Osmanoğlu) düğününde söyledi.
Lakin kabak ünlü tarihçimiz İlber Ortaylı'nın başında patladı.
O kadar ki, gurur duydukları İlber Hoca'ları bir gecede "İlber" oldu çıktı.
"Düğüne davet ettiler gittim, Şevki Yılmaz'ın kim olduğunu bilmiyorum..." diyerek kendini savunmaya çalıştıysa da hiç tınmadılar.
"O düğünde işin ne!" diyeninden "Oraya gitmeyecektin, kendini bitirdin" diyenine kadar gırla gitti:
"- Yazıklar olsun sana İlber. Benim için artık bittin... Saltanat yalakası..."
"- Kariyerin bitti. Nasıl susarsın? Benim gözümde saygınlığın bitti..."
"- Atatürk sevdalısı bu millet, bu ihanetini unutmaz İlber..."
"- Yazıklar olsun sana, adam değilsin... Karaktersiz insan ya!.. İlber utan utan..."
"- Keşke cahil olsaydın. Olmaz olsun tarihçiliğin. Yuh olsun, sen de sattın..."
(............................)
"Atatürk'ün itleri" diyenlerle ittifak kuranlar, sırf Şevki Yılmaz'la aynı ortamda bulundu diye İlber Ortaylı'ya bir tek "İlber, senin evin barkın yok mu?" demedikleri kaldı.