Muhalifler arasında
Kılıçdaroğlu'nu eleştirmeyene kız vermiyorlar herhalde. Önüne gelen şavulluyor.
Sanki dersin mağlubiyetinin tek müsebbibi oymuş gibi.
Hakaretler gırla gidiyor. Seçimden önce peşinen
"Sayın Cumhurbaşkanım" diye hitap edenler bile seçimden sonra istifa etmediği için "yüzsüz" diyorlar, o derece.
"Değişime" fırsat tanımadığı için o kadar öfkeliler ki, ellerinden gelse bir kaşık suda boğarlar.
Nasıl "değişimse" artık, bir tek Kılıçdaroğlu değişince her şey değişmiş olacak.
Peki istifa edecek de yerine kim gelecek?
Akşener'in birkaç gün evvel "yüreksiz" dediği
Mansur Yavaş veya
İmamoğlu mu?
Kaldı ki, bu şahıslar cumhurbaşkanı yardımcısı payesiyle Kılıçdaroğlu'nun sağına ve soluna özenle konuşlandırılmamışlar mıydı?
Sonuç ne oldu?
Ne Mansur Bey'in İç Anadolu'dan bir getirisi oldu ne de İmamoğlu'nun Karadeniz'den.
***
Tevekkeli "veyl mağluplara" denilmemiş. Bir defa düşmeye gör, hiç ummadığın yerden bile yumruk yersin.
Zavallı Kılıçdaroğlu...
Geçen gün "ünlü, güvenilir, duayen ve muhalif" bir gazeteci dostumuz, "Atatürk'ün kurduğu CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 26 Ağustos'ta, Atatürk'ü anmadı! Evet Tayyip Bey andı, Kemal Bey anmadı! Hayal kırıklığımı anlatmakta sözcükler yetersiz kalıyor!.." dedi.
İmdi, bu "güvenilir" gazeteciyi tenzih ederek soralım:
Kılıçdaroğlu şayet seçimi kazansaydı ve cumhurbaşkanlığı süresince yani 5 yıl boyunca Atatürk'ü hiç ağzına almasaydı, muhalif güruhtan eleştiren çıkar mıydı?
Hiç sanmam...
Muhalif olmayanların eleştirisi de
Fatih Altaylı gibiler tarafından mahkûm edilirdi.
Atatürk dizisini yayımlamayan
Disney Plus platformuna teşekkür ettiği gibi Atatürk'ü yok
saydığı için de Kılıçdaroğlu'na teşekkür eder,
"Hepinizi Atatürkçü yaptı lan" derdi.
Hep diyorum, öncelikle bu "muhalif kafa" değişmeli. Yoksa sadra şifa hiçbir "değişim" olmaz.
***
Tamam, Kılıçdaroğlu nihayetinde Erdoğan'a yenildi, fakat
Ekmeleddin İhsanoğlu ve
Muharrem İnce de yenilmişti.
Onlardan önce de
Baykal yenilmişti.
Zaten
Cumhurbaşkanı Erdoğan 94 yerel seçimlerinden beri (İlhan Kesici'den Ömer Zülfü Livaneli'yi kadar) yene yene geliyor.
Demem o ki Kılıçdaroğlu yenilmedi, yine Erdoğan kazandı.
Muhalif yazarçizerler ve konuşmacılar bu yalın gerçeği görmelerine engel olan kibirlerinden vazgeçmek zorundalar.
O vakit yenilginin tüm sorumluluğunu
Kılıçdaroğlu'na yüklemek kolaycılığından sıyrılacak, kendi sorumluluklarıyla yüzleşme cesaretini göstereceklerdir.