İP Genel Başkanı
Akşener, "Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını engelleyemedim, milletten özür dilerim..." demiş.
Demek ki engel olamadığı adaya seçmenden oy istemiş. Peki aday olması için canı gönülden çalışsaydı ne isteyecekti?
İşin garibi,
Kılıçdaroğlu da bizzat kendi adaylığına engel olamamış!
"Aday olma lütfen Kemal Bey" diyen bunların bir gazetecisine, "Adaylığımı engelleme şansım yok..." karşılığını verdiği bir süre önce konuşulmuştu ya, onu diyorum.
***
Başta
Babacan olmak üzere ittifaklarının küçük ortakları da "Biz olmasaydık Kılıçdaroğlu o kadar oyu da alamazdı" diyorlar.
Demek ki onlar da
Kılıçdaroğlu'nun kazanacağına hiç inanmamışlar.
Buna rağmen desteklemelerinin nedeni, mecburiyetten. Başka nasıl onca milletvekilini kazanacaklardı?
Seçim yenilgisi de pek umurlarında değil.
CHP'den "tokatladıkları" milletvekillerinin analarının ak sütü gibi helal olduğunu anlatmanın derdindeler.
***
Parlamenter sisteme geçiş hedeflerini çoktan kaybetmişlerdi. Son seçimle de motivasyonlarını kaybettiler.
Muhalefet belasına zam ve enflasyon üzerinden ekonomi yönetimini eleştiriyorlardı, onu da meftun oldukları "rasyonel zemin" devreye girince kaybettiler.
Üretim ekonomisini veya devletçi kapitalizmi veya Post-Keynesyen iktisadi görüşleri savunsaydılar en azından eleştirmeye hakları olurdu.
Artık dedikodunun dışında söyleyecekleri söz kalmadı.
"Mecburi aday" Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilemeyince, topyekûn "mecburi muhalefete" dönüştüler.
Öyle bir muhalefet ki satsan satılmaz, alsan alınmaz!