SALİH TUNA

Adı kaldı bir

Daha evvel de söylemiştim: Solcu solcuya, sağcı sağcıya, muhafazakâr muhafazakâra, Atatürkçü Atatürkçüye benzemiyor.
Her şey hızla değişiyor.
Hele ki aşk, hepten tanınmaz halde! Âşığa bakıyorsun âşık değil, maşuka bakıyorsun maşuk değil.
Lakin orda burda her yerde aşk lakırdılarından da geçilmiyor.
Günümüzde sahicilikten, samimiyetten zerre nasibini almamış, ilkesiz, usaresiz, sahte ilişki biçimleri maalesef "aşk" tesmiye ediliyor.
Kimi haberlerde gözünüze çarpıyordur: Falanca dizinin başrolündeki aktör ile aktrisin "aşk" yaşadığına dair "bomba haber" veriliyor, daha bir hafta geçmeden aynı çiftten ayrılık haberleri geliyor. Münferit olsa hadi neyse. Tam aksine, mutat hale gelmiş neredeyse.
Kara sevdaların yerini günübirlik, haftalık ve hatta stepne aşklar aldı.
Hülasa, aşkın adı kaldı bir.

***

Değişmeyen tek şey değişmenin kendisi denir ya, bana sorarsanız değişmeyen bir şey daha var:
"Değişimi" ağzından düşürmeyen mürai takımı.
"Değişim" dedim de aklıma geldi şimdi. İBB Başkanı İmamoğlu'nun Tunceli'den CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu aradığı telefon görüşmesini izlediniz mi?
O "değişim" afra tafraları nasıl da sönüverdi değil mi?
Bir ara, eşinin selam ve saygılarını iletmek için "Dilek Hanım da..." dedi ama devam etmedi. Terini sile sile Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Hanım'a saygılarını ileterek telefon görüşmesini sonlandırdı.
Hayret ettim.
O kadar ki, Abdullah Gül gibi "İnsan gerçekten hayret ediyor" sözünü terennüm ederken kendimi yakaladım.

***

Dedim ya her şey değişti; futbol takımları bile.
Fenerbahçe'ye bakıyorsun Fenerbahçe'ye benzemiyor, Galatasaray'a bakıyorsun Galatasaray'a benzemiyor, Trabzonspor'a bakıyorsun Trabzonspor'a benzemiyor.
Tamam, formaları ve taraftarları aynı, ya takımlar?
Ne yani, her bir takıma 3 adet Türk futbolcu serpiştirilince Türk takımı mı oluyor?
Biz neyin taraftarlığını yapıyoruz?
Madem yabancı futbolcuları izleyeceğiz, çok daha kalitelerini Premier Lig veya Serie A veya Bundesliga veya La Liga'dan izleriz.
Eskiden böyle miydi?
Fenerbahçe demek Lefter'di, Cemil Turan'dı, Rıdvan Dilmen'di. En son olarak da Arda Güler'di ama o gitti. Hepimizin gururu şimdi.
Galatasaray demek Metin Oktay, Fatih Terim ve en son olarak da Arda Turan demekti.
Beşiktaş demek Vedat Okyar, Metin- Ali-Feyyaz, en son olarak da Sergen Yalçın demekti.
Trabzonspor demek Şenol Güneş, Ali Kemal, Cemil Usta, Hami Mandıralı, en son olarak da Fatih Tekke demekti.
Biliyorum, taraftarlık fazla mantık kaldırmaz. Fakat bir takımın tarihiyle veya renkleriyle özdeşlik kurmadan da taraftar olunmaz.
Bir futbol takımının renklerini sevdiren de o takımın kasası veya başkanının parası değil, o renklerle özdeşleşen yıldız futbolcuların varlığıdır.
Galatasaray'dan bir Metin Oktay'ı çıkartın bakalım; sarısı ne kadar, kırmızısı ne kadar kalır?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.