En netameli dönemlerde bile ifrat ve tefrite sapmaz, daima makul olanı söylerdi.
Zaten bunun için Mehmet Barlas'ın ne dediği her zaman önemliydi.
Zoru kolay anlatmakta mahirdi.
En çetrefilli konuları bile (eskilerin "Efradını câmi ağyarını mâni" tesmiye ettikleri şekilde) son derece yalın ve anlaşılır bir dille izah ederdi.
Müthiş bir hafızaya, olağanüstü kültürel birikime ve birinci sınıf ironi zevkine sahipti.
Çok geniş müzik arşivi vardı.
Rus Filarmoni'den Müslüm Gürses'e, Safiye Ayla'dan Teoman'a kadar dinlerdi.
Dahası, güzel bulduğu her müziğe kulak verirdi. Arabesk veya fantezi diyerek burun kıvırmazdı.
***
Son derece hoşgörülü ve tahammül sahibiydi. Emre Kongar'la yaptığı televizyon programı tek başına bunun göstergesiydi. Aynı zamanda polemik ustası olduğunun da tabii.
Ne kadar polemik ustasıysa o kadar da zarafet sahibiydi.
Alçakgönüllü ve mütevazıydı.
Beyaz Türklerin tam göbeğindeydi ama üstü çizilmeye çalışılan "çevredekilerin" sesi olmaya çalışırdı.
28 Şubat'ın ufunetli günlerinde onca mahalle baskısına rağmen duruşunu bozmadı. Bedelini de ödedi. "Beyazların"" matbuatından adeta sürgün edildi.
Fakat susmadı; Yeni Şafak Gazetesi'nde haksızlığa uğratılmışları savunmaya devam etti.
Fakir aynı gazetede yazmaya başladığımda çoktan ayrılmıştı ama Yeni Şafak'ın çaycısından temizlik işçisine kadar herkes ondan sitayişle söz ediyordu. Kapıdaki güvenlik görevlisi dâhil hepsinin hâl hatırını sorar, çikolata falan gibi hediyeler verirdi.
***
Yıllar sonra
Sabah Gazetesi'nde buluştuk. Gerçi daha önce de kardeşim
Ahmet Kekeç'le evindeki davetlere iştirak
etmiştik.
Beni hiç yanıltmamıştı, her daim mütevazı, her daim sevgi doluydu.
Bir de mültefitti.
Kadir Mısıroğlu'nun kıyasıya linç edildiği dönemde, "Kadir Mısıroğlu'nun fesi, PKK'nın kalpağı" serlevhalı bir yazıyla, dilim döndüğünce her şeyi yerli yerine oturtmaya çalışmıştım...
Arayıp tebrik etmiş; yazıyı çok beğendiğini, iyi ki yazdığımı söylemişti.
Onu itibarsızlaştırmaya çalışan "bozguncu" güruhun "Her devrin adamı" safsatasının hilafına, tastamam "Adamdı".
Bundan sebep vesayetçilerin olanca baskılarına rağmen
Özal'ın,
Erbakan'ın ve
Erdoğan'ın yanında durdu.
Necip Fazıl,
"Babıâli" adlı otobiyografik eserinde Arif Nihat Asya için "Bizden değildi ama bizden olmayanlardan da değildi..." demişti.
Mehmet Barlas bizden olmayanların olanca saldırılarına karşı, son nefesine kadar bizden yana ve bizimle birlikteydi.
Sonsuz rahmet dilerim.
Saygıdeğer eşi Canan Hanım'a, oğlu Cemil'e ve kızı Ela'ya sabrı cemil niyaz ediyorum.
Başımız sağ olsun.