Sen gittin ya bir şey kalmadı buralarda
Öyle mutlu, öyle muzafferdi ki, bir selam vermiş, bütün İzmir'i ayağa kaldırmış gibiydi.
Aslında...
İzmir'den evvel Anadolu'yu ayağa kaldıracaktı ama olmadı... "Bir selam veririm bütün Anadolu'yu ayağa kaldırırım!.." demişti ya onu diyorum.
Evet, bildiniz, Davutoğlu'ndan bahsediyorum.
Dün dediği gibiydi... "Dün" dediğim, AK Parti Genel Başkanı olduğu günlerde, "Size Erdoğan'dan selam getirdim..." diyor, meydanlar coşuyordu.
Tuhaf olan, bugün "Erdoğan'ın kadim düşmanlarıyla" kol kola girecek kadar "Erdoğan karşıtı" olduğu halde, aynı coşkuyu beklemişti. (Anakronizmin bu kadarı da ancak sağlık sorunundan neşet edebilir.) Hayır yani, kimden selam getirip de Anadolu'yu ayağa kaldıracaktı?
Kılıçdaroğlu'ndan mı, Akşener'den mi, Pensilvanya'dan mı, Kandil'den mi?
Hâl böyle olunca, Anadolu'da hazrete dönüp bakan olmadı. Hatta birçok yerde protesto edildi.
Böylesi bir durumda insan şoke olur, irkilir, sarsılır, enaniyeti törpülenir, biraz kendine gelir. En azından "Ben nerde hata yapıyorum?" yollu kendini sorgular.
Yazık ki hazret daha da kaptırıp gitti.
Nasıl ki 1 Kasım seçimlerinde AK Parti'ye verilen yüzde 49.5 oyu kendi başarısı olarak görmüştü, şimdi de CHP İttifakı'nın İzmir mitingindeki kalabalığın kendisi için toplandığını sanacak kadar coştu.
Yoksa ne diye gündüz gözüyle İzmir için "Her zaman olduğu gibi yine muhteşemdin" desin?
"Her zaman" dediğine göre, AK Parti Genel Başkanı olduğu dönemde de İzmir muhteşemdi demektir. İyi de İzmir hem CHP'ye hem AK Parti'ye nasıl "muhteşem" oluyor?
Kim "muhteşem", İzmir mi Davutoğlu mu?
Babacan da AK Parti'deyken 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhaliflerle birlikte hareket ettiğini, "Görünür değildim ama tam göbeğindeydim..." şeklinde itiraf etmişti.
Aynı hesap, Davutoğlu da AK Parti Genel Başkanı'yken başka bir şeyin göbeğinde miydi? Onun için mi, "CHP ile koalisyon yapmamıza izin verilseydi 15 Temmuz yaşanmayacaktı..." demişti.
Allah kimseyi şaşırtmasın!..
Karamollaoğlu da CHP İttifakı'nın mitinginde coştu ama hiç değilse Davutoğlu gibi ne Kılıçdaroğlu'nun iki katı kadar uzun konuşacak kadar "nezaketsizlik" yaptı ne de "İzmir her zamanki gibi muhteşemdin" diyecek kadar kendinden geçti.
"Bu birlikteliğimizin hayra vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum" dedi. Mezkûr mitingin dip köşesindeki soğuk bira eşliğinde dinleyen eşhas "amin" demiş midir bilmiyorum...
Allah kimseyi şaşırtıp da ibretlik hale getirmesin.
Karar tayfasının Taşgetiren'i de düştükleri hâli görmeyip Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üslubunu eleştiriyor. "Kemal'den başlayıp 'Bay bay Kemal'e' evrilmenin gülünçlüğünü hatırlatacak bir Allah kulu kalmadı mı oralarda..." diyor.
Yok kalmadı beyim.
Sen gittin ya, seninle birlikte AK Parti destekçisi 3 ayrı gazetenin 3 eski genel yayın yönetmeni ve bu 3'ünün yaptığı gazetelerin manşetlerinin onayını aldıkları dönemin başbakanının sözcüsü de gitti ya, buralarda kimsecikler kalmadı.
Bu arkadaşların bugünlerde yaptıkları gazete, CHP yandaşlığında Sözcü'ye nal toplatır. Sen onlardan aşağı kalır değilsin beyim. Demirtaş güzellemesinde de biraz daha kaptırsaydın, bir ikinci "Savunan Adam" döktürecektin neredeyse.
İmdi, ben sorayım beyim:
Sizin oralarda "Neden bu hâllere düştünüz?" diye soran yok mu peki?
Sizin oralarda, "Ne yaptınız da FETÖ, PKK ve bilumum müstevlilerin desteklediği CHP İttifakı'nın 'yandaşı' olmaya müstahak oldunuz?" diye soran bir Allah kulu yok mu beyim?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)
- Tanrısına ne yaptıracak? (07.11.2024)