Arama kurtarma çalışmalarında kimi yanlışların veya aksaklıkların olması "bozgunculuğa" maske yapılamaz.
Her şeyden evvel cenaze evinde niza veya şamata olmaz.
Enkaz altındaki canlarımız kurtarılmayı, vefat edenlerimiz de defnedilmeyi beklerken "siyaset" yapılmaz.
Yanlışlar söylenmeyecek mi?
Elbette söylenecek... Hele şu enkaz kaldırılsın, yaralar biraz olsun sarılsın, ondan sonra isterseniz imar affından girin müteahhitlerden çıkın.
Depremde bunca yıkımı yaşamak da kader değildir.
Mademki
TOKİ evlerinin yıkılmamasıyla övünüyoruz, demek ki depreme dayanıklı evler yapmak mümkün... Tedbirsizliğin suçu kadere atılamaz.
İnancımızın hülasası şudur: Tedbir bizden takdir Allah'tandır.
***
Nasıl ki evlerimizin depremde yıkılması tedbirsizliğimizin ifadesidir, arama kurtarma çalışması yapıldığı sırada da "Devlet yok, hükümet yok, asker yok, AFAD yetersiz ve hatta sorumsuz..." demek de eleştiri değildir. Düpedüz bozgunculuktur.
Tedbirsizlik kaderimiz olamayacağı gibi "bozgunculuk" da kaderimiz olamaz.
Bu aziz milletin birliğine, birlikteliğine, dayanışmasına ve tüm moral değerlerine çatallı dilleriyle saldıranlar...
Bu en zor günlerimizde bile yalan ve iftiralarına ara vermek yerine ikiye katlayan bozguncular, neden bu milletin kaderi olsun?
İzanları, insafları yok.
O kadar ki, "Macaristan yardım ekiplerine kolaylık gösterilmedi" şeklindeki haberlerini Macaristan Büyükelçisi
Viktor Matis yalanlamak zorunda kaldı.
Bunların gazetesi (Sözcü) de "Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem sonrası CHP'li belediyeleri aramadı" diye haber yaptı.
Sonradan ortaya çıktı ki,
Başkan Erdoğan ilk günden tek tek hepsini
aradı.
Haberi silmek zorunda kaldılar ama oluşturdukları algı (çamur izi) baki kaldı.
***
Maazallah savaşta olsaydık, bu bozguncular ne yaparlardı hiç düşündünüz mü?
"Devlet yok, asker yok, polis yok, silah yok, mevzi yok, direniş yok..." diye kaptırıp giderlerdi değil mi?
Bugün depremde
AFAD'ı itibarsızlaştırmaya çalışanlar, savaşta cepheye koşanlara neler söylemez!
Mesela,
"Kızılay'a kan vermem" diyen bir kafanın savaş esnasında, "Ben
bu orduya asker vermem..." demesi sürpriz
olabilir mi?
Çok mu abartıyorum?
İyi de sınır ötesi operasyonlarda Mehmetçiği sırtından hançerleyen bunlar değil miydi?
Mehmetçiğin, PKK'nın güvenliğini sağlamak için Suriye'de operasyon yaptığını söyleyen bunların o çok okunan yazarçizerleriydi.
Hayır yani, bunlar değil mi, "Mavi Vatan'da ne işimiz var" diyenler? Kapalı kapılar ardında Türkiye'yi müstevlilere şikâyet edenler bunlar değil mi?
Muhalefet yapmayı, bu ülkeye muhalefet yapmakla karıştıranlardan matah bir şey beklemek mümkün mü?