Ruh gibidir geri dönmez
Her şeyden evvel "Başbakan" olacağı için karışanı olmayacak.
Kafası rahat.
Cumhurbaşkanlığına talip olsaydı, masanın diğer aktörleri tarafından yönetilmeyi baştan kabul etmiş olacaktı.
Kolay değildir; Kılıçdaroğlu, Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Gültekin diye biri ve HDP Eşbaşkanı tarafından aynı anda yönetilmek.
Gerçekten zordur. Sözgelimi, biri kuzeye gidelim der, diğeri güneye; kalırsın yolun ortasında!
"Başbakan" oldun mu, kim nereye giderse gitsin, umurunda olmaz. Kendinden başka kimseye de hesap vermezsin. Halk dahil. Çünkü halk cumhurbaşkanı seçecek, başbakan değil.
Hülasa, Akşener akıllı kadın. Başbakan olmayı hedeflemekle kendini sağlama almış oldu.
Lakin, masa sağlam değil, onu ne yapacak? Masa devrildiğinde başbakanlık hayalinin suya düşeceği muhakkak.
Masa sağlam olsaydı, şimdiye değin cumhurbaşkanı adayını çoktan belirlerlerdi.
İşin garibi, masanın yol haritası da belirsiz. Masanın harici ve dahili sakinlerinin "duruşları" da belirsiz de denge sağlanmış oluyor!
Şu hale bakar mısınız:
Liberallik iddiasındaki Babacan, Marksist ekonomist ve aktivist Rosa Luxemburg konulu oyunlarda arzı endam ediyor, "Eşcinsel evliliklere bizim toplumumuz hazır değil" diyen Akşener'in cumhurbaşkanı adayı umrede!
Her fırsatta dile getirdiğim üzre, ortak dertleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı iktidardan düşürmekten ibaret. Malumunuz, küresel emperyalizmin himayesindeki FETÖ ve PKK da aynı dertle mustarip.
Fakat, dedim ya kurdukları masa hiç sağlam değil. O kadar ki cumhurbaşkanı adayını belirleyemeden bile yıkılabilir.
O vakit ne yapacaklar?
Benim önerim, elleri boş evlerine döneceklerine hiç değilse bir hatıra mesabesinde masayı bölüşsünler.
Akşener masanın gövdesini isteyecektir. Bu da gayet doğal. Ellerinin arasından koca bir başbakanlık kayıp gitmiş biri olarak, en çok onun teselliye ihtiyacı olacak!
Masanın gövdesi gidince, geriye 4 ayak, 5 aktör kalıyor!
Hadi diyelim, Karamollaoğlu büyüklük gösterdi, hakkından feragat etti veya Gültekin adlı şahsı unuttular...
Peki, Davutoğlu 1 ayağa ikna olacak mı bakalım! Gerçi onu da anlamak lazım, 3 dönem başbakanlık yap, rüyalarında Hegel'le tartış, sonra da gel masanın 1 ayağıyla yetin! İnsan derviş olsa zor katlanır.
Yine de, Babacan gibi masanın 1 ayağını alıp da arkadan başka "ayaklara" yatacak kadar sinsi olacağını sanmam.
Sinsilik bambaşka bir huydur. İnsan bir olmaya görsün maazallah her ayağa yatar!
Mesela, görünmez olur ama fitnenin tam göbeğinde yer alır.
Dosttan düşman, düşmandan dost olur ama fitneciden/bozguncudan hiçbir şey olmaz.
Unutmayın, gevşeklik dikiş tutmaz.
O kadar ki, devlet eliyle Bank Asya'yı kurtarmaya çalıştığını unutursun da bu aziz milletin son yıllardaki en büyük gururu İHA ve SİHA'ları yapan Selçuk Bayraktar'ın şirketine "Devletin tüm imkânları aktarılıyor" iftirası atarsın.
Mahut iftirayı bir bir çürüten söz konusu şirket de "Özür dilemek erdemdir. Erdemli olmayı deneyin..." cevabını vermiş.
Cevap güzel ama bir kusurcuğu var:
Erdem ruh gibidir, teknolojiye benzemez. Bünyeyi terk etti mi bir daha geri dönmez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)
- Tanrısına ne yaptıracak? (07.11.2024)