Ne olursa olsun "temsilden" gelen yani belirli bir kesimin desteklediği partiyi "yargı" değil, o "temsilin" sahibi halk kapatabilir.
Bunu söyler buna inanırım.
Fakat terörle arasında mesafe koyamayanların da siyasetinin meşruiyetine inanmam.
Unutmayalım ki, ETA'nın siyasi ayağı olan "Batasuna" sırf terörü kınamadığı için kapatılmıştı. Hatta, konu' AİHM'e gitmiş, AİHM İspanya mahkemelerinin mezkûr kapatma kararını yerinde bulmuştu. HDP'nin de teröristler için "Kandil'e açılan kapı" mesabesinde "hizmet" verdiğini bilmeyen yok. Hiç böyle olmasaydı, Kürt anneler HDP'nin kapısında çocuklarını beklerler miydi?
Oysa aynı HDP sadece Kürtlerin değil Türklerin de oylarına talip olacağını, "kimlik" siyasetini bırakacağını, "Türkiye partisi" gibi hareket edeceğini vaat ederek Meclis'te 3. parti konumuna yükselmişti.
Buna da "Cihangir ahalisi" başta olmak üzere bir hayli sevinen olmuştu.
Fakat çok geçmeden tekrar "kimliksiyasetine" geri döndüler.
Yani, yasama faaliyetlerinde Kürtlerin ve Türklerin hukukunu gözeteceklerine dair verdikleri sözü unutup, son derece iptidai bir kimlik siyasetine dümen kırdılar.
Haliyle... "Türkiye partisi" vaadine inananlar arasında epey üzülen oldu. Yok hayır, "Cihangir ahalisinde" herhangi bir değişiklik olmadı.
Gelgelelim...
HDP son yıllarda hem "kimlik" siyasetinden hem de "Türkiye partisi" olma iddiasından bütünüyle vazgeçti.
Artık kendilerine tek bir siyasi tavra indirgediler: Varsa yoksa "Erdoğan'ıdüşmanlığı", başka "numaraları" yok.
Bu dert, malumunuz, bir de FETÖ'de var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin zihniyetiyle malul haldeler. Bundan sebep, 6'lı masayı ve bu masanın gayri resmi ortağı HDP'yi canhıraş bir şekilde destekliyorlar.
Bunda da şaşacak bir şey yok.
Zira, ABD'nin tavrı ortada. Hem de iktidarı bırakıp emekliye ayrılmadığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "seçimselkan banyosuyla" tehdit edecek kadar!
FETÖ ve (PKK'nın gözlerine bakan) HDP'nin başka bir tutum takınması söz konusu olmaz.
Peki, HDP'nin cumhurbaşkanı adayı çıkartacağını ilan etmesi ne anlama geliyor? Mahmut Övür kardeşim haklı: "Bu çıkış tesadüfi değil (...) Siz bakmayın, HDP'lilerin Akşener'le, Akşener'in de HDP'yle kavgasına... O ilişkideki kilit isim, İBB Başkanı Ekremİmamoğlu'dur ve küresel güç merkezleri hâlâ onun adaylığının peşinde..."
Anlaşılan o ki... Sevgili Kılıçdaroğlu'nun 8 saat hamburger yemesi "küresel güç merkezlerini" tatmin etmeye yetmemiş.
Sanırım o da bunun farkında olacak ki el yükseltti. TSK savaştayken had bildirmeye kalkıştı. İmamoğlu'yla elde etmek istediğiniz ne varsa ziyadesiyle ben de yaparım dercesine.
Kılıçdaroğlu'nun el yükseltmesinin işe yaraması için işe yarar hale gelmesi gerekiyor.
Bunun için de öncelikle işe alınmalı, yani cumhurbaşkanı adayı gösterilmeli.
Kılıçdaroğlu'nun işe alınması, rakibinin mahkeme kararıyla "iş yapamaz" hale gelmesine bağlı.
Şimdilik yegâne umudu bu!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.