Üniversiteye yeni başladığımız yıllarda kar ve tipi altında otobüs beklerken soğuktan titremeye başlamıştık. Eşzamanlı önümüzden salına salına geçip giden içlerinde mini eteklilerin de yer aldığı bir grup kız öğrencileri kasteden bir arkadaşımız, "Bunlar üşümüyor mu lan?" diye ünledi. Karadenizli bir arkadaş "Onlar yanayiler oğlum,yanayiler" karşılığını verdi. Ben de "Yanan sensin, hıyar!" dedim, "Kendi sapık yangınını kızlara atma!.."
Nerden mi icap etti?
Valla geçen gün eski AKP'li bir hıyarın (özür dilerim ama "elemanı" tarif edecek en hafif sıfat bu) sözde feryadına muttali olunca aklıma geldi.
Türkiye yanıyormuş, boğuluyormuş, nefes alamıyormuş!..
Oysa yangın söz konusu hıyarın içinde. Hırsından ve kininden nefes alamıyor, boğuluyor, biliyorum.
Şayet istediklerini AK Parti'den alabilseydi, Türkiye cennetten bir köşeydi.
Tanıyorum da ondan söylüyorum. Gerçi tanımadıklarım da ondan farklı değil.
Alayının ağzında marsık gibi "Geliyor gelmekte olan" lakırdısı. (Bunu da İsmet Özel'in 1972'de yazdığı "Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak" şiirindeki "Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan..." mısraından "yürütmüşler.")
Hayır yani, "Geliyor gelmekte olan" dedikleri de Akşener, Davutoğlu, Kılıçdaroğlu, Babacan, Karamollaoğlu...
Yok yok, "Topu gelsin!" diyecek değilim...
Gelsinler.
Lakin, mümkünse masayı devirmeden gelsinler.
Gelmezlerse de başkasını bilmem ama benim hatırım kalır.
İktidar olmaya öyle aşeriyorlar, iktidar olmayı öyle şehvetle düşlüyorlar ki gözleri hiçbir şeyi görmüyor.
Hadi kendileri görmüyor, görenlerden de nefret ediyorlar.
Bu ülkenin havasını soluyan, suyunu içen her normal yurdum insanı son doğalgaz keşfine sevinir, bunlar üzülüyorlar.
Biraz daha kaptırsalar doğalgaz çıkan lokasyona küfredecekler, o derece!
Türkiye'nin 1 trilyon dolarlık doğalgaz rezervi bulması üzerine, "Ne zaman sıkışsa gaz çıkıyor" diyen Can Dündar gibi "Can'cıklık" yapmayı marifet sanıyorlar.
Şebeklikleri tükenmek bilmiyor.
Bugünkü doğalgaz keşfinde en büyük pay sahibi olan Berat Albayrak'a da yapmadıklarını bırakmadılar.
Peki suçu neydi?
Ekonomiden müstağni ulusal bağımsızlığın olmayacağı bilinciyle harekete geçmek...
Başka?
Enerjide dışa bağımlılığın ekonomimizin sırtındaki en büyük yük olduğu düşüncesiyle çözüm üretmek, vizyon ortaya koymak.
Zaten bu nedenle neo-mandacıların kara propagandalarına, müstekreh iftiralarına maruz kaldı.
Ne yapsalar boş.
"Yeniden Büyük Türkiye" inşa ediliyor, edilecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.