Bunlarla iletişim kurmak hem çok zor hem çok eğlenceli. Nihayetinde, "ironi" marifetiyle "iletişim" kurmak da mümkün ya ondan "eğlenceli" diyorum.
Gerçekten çok naifler. Hem de "Size ne bizim cumhurbaşkanı adayımızdan?" diyecek kadar!
Sanki dersin, adayları cumhurbaşkanı seçilirse sadece bunları yönetecek.
Hayır yani, ışıklar içinde yatası
Bekir Coşkun vaktiyle
Abdullah Gül için "O benim cumhurbaşkanım değil" dedi de ne oldu?
Gül'ün verdiği kararlar onun için bağlayıcı olmadı mı?
Kaldı ki bu kadar "önyargı" da bünyeye zarar. Belki seçeceğiniz aday AK Partili seçmenin kararını gözden geçirmesine neden olacak!
Mesela,
Engin Özkoç'u aday göstersinler benim bile kafam karışır. Kararım değişir mi emin değilim ama "Biz nasıl bir evrende yaşıyoruz?" sorusundan başlayarak ontolojik sorgulama yapacağım kesin.
Gülşen'i aday gösterseler, bizim mahalle berberi Nizamettin'in kafası karışmakla da kalmaz, gider direkt oyunu ona verir. Çünkü berber dükkânının duvarları Gülşen'in posterleriyle dolu.
Demem o ki, sabit fikirli olmamak lazım.
***
Gram değişmediler.
Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanlığı'na getirdikleri kongre dönemimde de aynı şeyi yapmışlardı.
"Bundan olmaz!.." demiştim de "Sana ne, sen karışma, kıskanma" diye kaptırıp gitmişlerdi.
Matine-suare "Gandi Kemal... Sakin Güç... Karaoğlan..." güzellemeleri yapıyorlardı.
Bunların bir gazetecisi o kongrede çoraplarıyla masaya çıkmış oynuyordu, bir diğeri de
"Kılıçdaroğlu coşkun bir ırmak gibiydi. Sessiz bir devrim gerçekleştiriyor..." diyordu.
Şimdi bunların çoğu "Başımızın belası!" demeye getiriyorlar.
İçlerinde en aklı başında olanlardan
Soner Yalçın biraderimiz de Peygamber soyundan (Seyyid) geldiğinden girmiş
Horasan'dan çıkmıştı. Bugünlerde o da "Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu saksı olması için mi Ankara'ya çağırdı" diyor.
Terlik, saksı gidiyorlar. Allah encamlarını hayreylesin...
Muharrem İnce'yi de kimseciklere
elletmiyor, kedi
b.kuna sahiplenir
gibi sahipleniyorlardı. Sonra bizzat kendileri atmadıkları b.k kalmadı.
Nagehan Alçı'yı gezisine dahil
etti diye sildikleri
İmamoğlu'nu da şimdi
tekrar "kahraman" ilan ettiler.
Bunların "yüce bilge" komedyenleri de "İmamoğlu'ndan çok korkuyorlar, onun için yasak getirdiler..." diyor.
Tevekkeli Kılıçdaroğlu olur olmaz yere "Erdoğan en çok benden korkuyor..." demiyormuş.
Belli ki bunları çözmüş.
Anlaşılan o ki, Erdoğan en çok kime karşıysa bunların lideri olmayı hak ediyor.
Erdoğan'ın yerinde olsaydım bu kafaya inat en fazla
Engin Özkoç'tan korkardım.
İyi de, Erdoğan Yunanistan'a da, PKK'ya da, FETÖ'ye de karşı, onu ne yapacaklar?
***
AK Partililer bunların adayları hakkında konuşunca, "Size ne bizim adayımızdan" diyorlar ya...
AK Partililer de buna mukabil "Ona bakarsanız Davutoğlu AK Parti Genel Başkanlığı yaptı, Babacan da kaç dönem AK Parti'de bakanlık yaptı" deseler...
Bununla da yetinmeyip, "Davutoğlu ve Babacan'la birlikte adayınızı belirlemek sorun olmuyor da bizim adayınız hakkında konuşmamız mı sorun oluyor?" diye sorsalar...
Kuvvetle muhtemel verecekleri cevap şudur:
"Ama onlar şimdi bizim yanımızda. Erdoğan'a ve AK Parti'ye karşı en ağır eleştirilerde bulunuyorlar... Dün değil, bugün önemli..."
Ulan madem öyle, neden FETÖ'ye karşı mücadele edenleri itibarsızlaştırmak için arşiv fareliğine soyunup vıdı vıdı ediyorsunuz?