Kılıçdaroğlu’nu neden baskılıyorlar?
Liyakat derseniz, kariyeri ortada... Deneyim derseniz, 3 dönem başbakanlık yapmış. (Ben demiyorum, resmi hesabında yazmış; "62, 63, 64. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı" diye.)
Aynı şey Babacan için de geçerli... İttifaklarının "ekonomi programını" hazırlatacak kadar güveniyorlar ama cumhurbaşkanlığı adaylığına layık görmüyorlar!..
Mesele nedir?
Kılıçdaroğlu bir defasında, "Davutoğlu ve Babacan'la yüzde 99 aynıyız..." demişti.
Demek ki geriye kalan yüzde 1'lik fark cumhurbaşkanı adayı olmalarına engel. Yüzdenin çokluğu değil mahiyeti (içerik) önemli.
Belki de işin sırrı o yüzde 1'dedir.
Davutoğlu ve Babacan söz konusu fark yüzünden cumhurbaşkanı adayı olamadığına göre, yüzde 1'lik farkın ikisinin ortak özelliği olduğunu söyleyebiliriz.
Ortak özellikleri, AK Parti mazisine sahip olmaları.
Şayet engel buysa, Karamollaoğlu'nun çok istediği Abdullah Gül'ü de aday gösteremezler.
Peki Kılıçdaroğlu neden aday olmuyor?
Daha doğrusu, nasıl oluyor da her defasında aday olmuş gibi yapıp aday olmamayı başarabiliyor?
Bir açıklamasını dinliyoruz, "Aday olduğunu ilan etti, buradan dönemez!.." diyoruz. Bir de bakıyoruz ki aday olmamış! Sonra tekrar bir çıkış yapıyor, "Tamam, artık kesinlikle aday bu!.." diyoruz. Yine olmuyor. En ilginci adaylıktan vazgeçmiş gibi de yapmıyor. Haliyle sadece bizi değil, Engin Özkoç'u bile şaşırtıyor. (Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olacağına dair açıklamayı sormuşlardı da "Dedi mi gerçekten, öyle bir şey var mı?" diye hayret etmişti hani.) Kılıçdaroğlu en son olarak da Amerika'ya gitti, 8 saat hamburger yedi, ardından da "Dünyaya meydan okuyacağım" diyerek gerçekleştirdiği vizyon toplantısında, milletimiz teknolojiyi görsün düşüncesiyle (şaka yapmıyorum, gerekçesini böyle açıklamıştı) ABD'li danışmanlarıyla uzaktan bağlantı kurdu. Hülasa, kabinesini açıklamış gibi yaptı. Biz de "Nihayet cumhurbaşkanı adayı olduğunu net bir şekilde ortaya koydu" diye düşündük. Yanılmışız ki ne kadar; geçen gün de adaylarını ocak ayından sonra açıklayacaklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu neden böyle? Hiçbir insan evladı baskı altında olmaksızın bu denli kararsız olamaz?
Baskı nereden; içeriden mi dışarıdan mı?.. En önemlisi de baskının "mahiyeti" ne?
Hadi tamam, Davutoğlu ve Babacan'a AK Parti mazisi aday olmasına engel. Kılıçdaroğlu'nun AK Parti mazisi de yok ki. Akşener'in bile AK Parti'nin kuruluş aşamasında dirsek teması var, Kılıçdaroğlu'nun yok. Sadece AK Parti'yle de değil Cumhur İttifakı'nın diğer paydaşı MHP'yle de yok.
"AK Parti mazisi" Davutoğlu ve Babacan için ne kadar engelse, Kılıçdaroğlu'na da AK Parti'yle hiçbir mazisinin olmaması engel.
Nereden mi çıkartıyorum bunu?
CHP'nin Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın adı ciddi ciddi cumhurbaşkanı adayı olarak gündeme geliyor da ondan.
Lütfü Bey daha önce (2009'da) AK Parti'den Antakya Belediye Başkanı seçilmiş. Üniversite yıllarından da "ülkücülüğü" var. Suriyeli göçmenler konusunda da Ümit Özdağ'dan hallice. Ekstradan, aday olabileceğini söyleyecek kadar özgüvenli.
Bir kusurcuğu var: "Cumhurbaşkanı adayı sadece başarı, sadece background, sadece birikimle olmuyor. Ulusal ve uluslararası karar vericilerin işaret edeceği birini aday yapacaklar..." diyecek kadar da açık sözlü.
Adayları kim olur bilemem, ama olacak olan şudur:
Bunlar hem uluslararası karar vericilerin, yani "ecnebilerin" işaret edeceği bir cumhurbaşkanı adayına "tıpış tıpış" oy verecekler hem de "Hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?" diyen Atatürk üzerinden laga luga etmeye devam edecekler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)
- Tanrısına ne yaptıracak? (07.11.2024)