Sevgili Kılıçdaroğlu ABD'den yaptığı sosyal medya yayınında, "Gençlerimize Bay Kemal sözüdür bu" diyor.
Sizi bilmem ama benim dikkatimi çeken verdiği söz (artık neyse) değil, "
Bay Kemal" etiketi oldu.
Yurtdışında da terennüm ettiğine göre,
Erdoğan'ın mezkûr "hitabını" iyice benimsemiş demek ki.
Ne "
Gandi Kemal" ne de "
Mustafa Kemal"i bu kadar içselleştirmişti.
"Mustafa Kemal" etiketi mi?
Bunların bir profesörü
, Kemal Kılıçdaroğlu'nun vaktiyle
Mustafa Sarıgül ile yan yana gelmesini öyle coşkuyla
karşılamıştı ki bu "birleşmeden" gündüz
gözüyle "
Mustafa Kemal" terkibini üretmişti.
Kim ne derse desin, 6'lı masadakiler dahil, bunların Başkan adayı olarak dillendirdikleri içinde en sevimlileri bence sevgili Kılıçdaroğlu'dur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerinde olsam bundan sonra "
Güzel Kemal" derdim.
Biraz da "Güzel Kemal sözü" versin, memleket güzelleşsin.
***
Malumunuz, Kılıçdaroğlu'nun Başkan adaylığına şiddetle karşı çıkan azgın muhalif güruh "
Aday olma!.. Sakın olma!.. Olmaaa!.." deyip durdu.
Neden mi?.. Alevi olduğu için kaybedermiş de ondan... "İyi de
Muharrem İnce de kaybetti, o da mı Alevi?" deseniz ne fayda!
Çünkü, "
duygusal bağ" kurdukları için aday olmasını istedikleri malum belediye başkanlarının Kılıçdaroğlu'na nazaran herhangi bir artısını ortaya koyamadıkları için, Kılıçdaroğlu'nun Alevi olmasını dillerine dolamak zorunda kaldılar.
Hem de "AKP'liler Alevi olduğunu gündeme getirir" diyerek... Ulan bu nasıl çakallıktır;
AK Parti'den önce siz gündeme getirmiş oldunuz ya işte!
Merdan Yanardağ'ın TELE 1'inden
Soner Yalçın'ın ODA TV'sine kadar yetmemiş,
Ahmet Şık'ları da
Çakır Ruşen'in fonlu medyasında şakımıştı: "Kılıçdaroğlu'nun Alevi olmasının Türkiye toplumu ve siyaseti için mesele olduğunu kavrayarak hareket etmesi gerektiğini..."
Bunlar hadi neyse de, "Abimsin, canımsın ciğerimsin ama aday olma!" demeye getiren Soner Yalçın'a çok üzülmüştüm... Birader sen değil miydin Kılıçdaroğlu'nun Horosanlı olduğundan girip Ahi Evren adıyla maruf
Nasrettin Hoca'yla akrabalığından çıkan. Hatta, Peygamber soyundan geldiğini (Seyyid olmaklığını) dile getiren...
Hayır yani,
İBB Başkanı İmamoğlu'yla nasıl ve hangi ara bu denli
"duygusal bağ" kurdun da şecereyi şaşırdın.
***
Kılıçdaroğlu ilk kez ABD'ye gittiği dönemde uçakta yaptığı açıklamada, Alevi olduğunu söylemiş, ardından da "zenci"
Obama ABD Başkanı olabiliyor da, "Niçin bir Alevi Başbakan olmasın?" demişti.
Sevgili Kılıçdaroğlu'na "Türkiye'nin zencisi" olduğunu hissettirenlerin önde gidenleri bugünlerde ona "aday olma" diyenlerdir.
Güncelleyerek soralım: Müstevlilerin keşif kolu Oryantalistlerin "Ali'siz Alevi"si veya "Almanların Alevi"si olmadıktan sonra, niçin bir Alevi cumhurbaşkanı olmasın?
Hayır yani, "Toplumumuz eşcinsel evliliğe henüz hazır değil" diyen İ
mamoğlu'nun her tarafı Sünni olsa ne olur olmasa ne olur!..
Alevifobi sanıldığının aksine kimi muhafazakarlardan ziyade, ceberut modernleşmecilerin marifetedir.
Bakınız, Murat Belge'nin dayısı
Yakup Kadri "Nur Baba" romanında, Bektaşi tekkesini
"randevu evi" veya "sevişme mahalli"
olarak anlatır. Çizdiği Alevi- Bektaşi imajına
göre Aleviler sabah akşam içki içer, ensesti
çağrıştıran sapkın ilişkilere varıncaya kadar
her türlü ahlaksızlığı yapar, zevk ve safa dışında
bir şey bilmez.
Yakup Kadri 1913'te yazdığı 1921'de tefrika ettiği romanını gelen tepkiler üzerine "tevil" eder ama beyhude.
Zira, dine ilişkin her şeyi hayattan söküp atmanın, dahası ötekileştirmenin romanıdır.
Ve, nihayetinde Alevilik - Bektaşilik de dine içkin bir yol, bir tarikattır.