Seçimlerden zaferle çıkan "İtalya'nınKardeşleri" Partisi lideri GiorgiaMeloni, neoliberal kültürden neşeteden LGBT'nin aileye neden bu kadardüşmanlık yaptığı sorusuna şöyle cevapvermişti:
"Çünkü aile kavramı bizi tanımlıyor, bizim kimliğimiz. Bir kimliğimizin olmamasını ve sadece mükemmel tüketici köleler olmamızı isteyenler için, bizi tanımlayan her şey şimdi düşman. Bu yüzden ulusal kimliğimize saldırıyorlar, inanç kimliğimize saldırıyorlar, cinsel kimliğimize saldırıyorlar, aile kimliğimize saldırıyorlar. Yüz yıl önce Chesterton şöyle yazmıştı: 'İki kere ikinin dört ettiğine tanıklık etmek için ateşler yakılacak, yaz aylarında yaprakların yeşil olduğunu kanıtlamak için kılıçlar çekilecek...' İşte bu zaman geldi. Biz hazırız!.."
Tehlike gerçekten de çok büyük!
Cinsiyet değiştirme oranı son 10 yılda yüzde üç binin çok üzerinde. Aynı oranın kızlarda yüzde 5 binden daha fazla olduğu biliniyor. Birkaç yıl önce Amerika'da (Los Angeles'taki bir okulda) "trans kimliği" olan küçük öğrencilerin ailelerinin izni olmadan cinsiyet hormonu almak için okul saatlerinde kampüsten ayrılmalarına izin veren bir madde onaylanmıştı. İskoçya'da 4 yaşındaki çocuklara, aileleri karşı çıksa da cinsiyet değiştirme izni verileceği açıklanmıştı.
Bütün bunlara "Bize ne?" diyebilir miyiz? Dünyada ne oldu da bizde olmadı? Kaldı ki aynı fecaat Türkiye'de de olsun diye Kültürel NATO'nun fonladığı LGBT matine-suare çalışıyor ya!
O değil de, İtalya'nın müstakbel başbakanı Giorgia Meloni, "Biz hazırız" diye meydan okudu, ya biz? Sahi biz hazır mıyız?
Sizi bilmem ama ben "hazırlık" babında şimdiye değin bir tek İBB Başkanıİmamoğlu'nun bir sözünü işittim.
O da tersinden bir hazırlıktı... "Türkiye henüz eşcinsel evliliğe hazır değil" demişti ya, onu diyorum.
Gülmeyin, şaka yapmıyorum, aynen böyle demişti.
Şu hale bakar mısınız:
Aileyi, inanç değerlerini ve ulusunu/milletini savunan Giorgia Meloni faşist, İmamoğlu demokrat oluyor.
Neden mi?.. Çünkü yeryüzüne hâkim olan neoliberal kültür bunu icbar ediyor.
Bu kültürün anavatanı da ABD'dir, bunu tartışamayız.
Sadece anavatanı mı? Frances Stoner Saunders, CIA'nın kültürel emperyalist stratejilerini anlattığı "Parayı Verdi Düdüğü Çaldı" kitabında tüm dünyayı hangi araçlarla nasıl yönlendirdiklerini anlatır.
Hülasa, tüm dünyada meşru anlayış ve düşünceyi belirlemek için "KültürelNATO" dijital feodalleriyle birlikte matinesuare sahadadır.
Takdir edersiniz ki, NATO'nun askeri kuşatmasından daha beterdir bu. Çünkü kuşatıldığını bile anlayamazsın. "Ol mâhîlerki deryâ içredir deryâyı bilmezler" misali "Kültürel NATO" ağının içine düşersin de farkına varamazsın!
Hoş fark etsen de kolayından o gayya çukurundan çıkamazsın.
"Göller ülkesinde ada olmaktan" daha zordur bu çukurdan çıkmak!.. Çıkarsan da bitirirler!
Terör saldırısının ardından da olsa PKK'yı lanetlersen aydın kimliğin, akademisyen kimliğin, sanatçı kimliğin zevale uğrar. PKK'nın siyasi koluna laf edersen her yerden dışlanırsın. Hem PKK'ya hem FETÖ'ye karşı çıkarsan AK Parti'nin ekmeğine yağ sürmekle suçlanırsın. Bütün bunların yanı sıra bir de LGBT'ye karşıysan var ya, mavi gökyüzünü dar ederler.
Ne aydın, ne akademisyen, ne sanatçı kimliğin kalır.
"Meşruiyetini" bile kaybedersin... En azından takipçin artmaz, etkileşimin olmaz...
İsyan etsen de duyan olmaz!
Kültürel NATO'nun kontrolündeki dijital feodaller, "Annenizi ve babanızı nasıl öldürebilirsiniz" diye öneri sunanlara değil senin haklı isyanına erişim engeli koyar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.