Fotoğrafı ilk gördüğümde "fotomontajdır" dedim.
Değilmiş!
Hangi fotoğraf mı?
CHP Genel Başkanı sevgili
Kılıçdaroğlu'na
Yalova ziyaretinde bir kitap hediye edilmiş veya eline verilmiş, o da açıp okumuş.
Fotoğraf bu!
Fakat kitap herhangi bir kitap değil,
Seyyid Kutub'un
"Yoldaki İşaretler"i.
Hayır, Beylikdüzü Belediyesi'nin tertiplediği Mevlana Camii ve Kur'an Kursu toplu açılış törenine katılmak veya
Elmalı'nın "Hak Dini Kur'an Dili" sempozyumunda arzı endam etmek gibi bir şey değil bu. Bambaşka bir seviye!..
O kadar ki, söz konusu fotoğrafı
Özdemir İnce falan görmüşse muhakkak zıplamıştır.
"Orta çağ zihniyeti" diyerek İslam'a hakaret eden
Özgür Özel mi? Şayet Seyyid Kutub'u bilseydi "pampık" yemiş kadar olurdu. Neyse ki bilmez, bilmediğini de bilmez.
***
Prof. Seyyid Kutub, modern İslam düşüncesinin öncü düşünürlerindendir. "Yoldaki İşaretler" de
Mevdudi'nin "Dört Terim" adlı eseriyle açtığı "ihya" yolunda, Kelime-i Şehadet'in ne anlama geldiğini anlatır.
Kula kulluğa isyan etmeyi "imanın" biricik koşulu olarak gören
Seyyid Kutub, cahili epistemolojiyle hesaplaşan tavizsiz bir devrimcidir.
Ve, müstevli yandaşı gerici Arap rejimleri nezdinde her daim sakıncalı olmuştur.
"Amerikancı İslam" zihniyetine geçit vermeyen düşünce yapısı nedeniyle kriminalize etmeye çalıştılar. Düşüncelerini çarpıtan veya istismar eden kimi entegrist ve nihilistler oluşumları da sonuna kadar kullandılar.
Seyyid Kutub'un mahpus damında yazdığı
"Fi- Zilal-İl Kur'an"dan sadece Enfal Suresi'nin tefsiri okunsa bile ondaki aşkın/müteal boyutu görülür.
Zaten bu aşkın boyutun neticesinde Abdülnasır'lardan af dilememiş, boynunu ipe uzatmıştır.
***
Kılıçdaroğlu'nun elinde "Yoldaki İşaretler"i görünce aklıma iki şey geldi.
Birincisi...
"Fesli Kadir", bazen de
"Deli Kadir" dedikleri merhum
Kadir Mısıroğlu'nun bir öngörüsü daha
tuttu, dedim.
CHP'liler için tee 1991'de "Yakında ben daha Müslümanım diye yarışacaklar. Ey millet bana oy ver, ben daha iyi Müslümanım diyecekler!" demişti.
Malumunuz 1995'te Fetullah hakkında da şu öngörüde bulunmuştu: "Bir müddet sonra herkes ona hakaret edecek, onu tel'in edecek...Sen hoca değil papaz bile olamazsın diyecek (...) Allah davasına ihanet ediyor, onu Allah yıkacak!.."
İkincisi mi?
Daha önce bir vesileyle anlatmıştım:
Mevlânâ hayli zamandır
Şems-i Tebrizi'den haber alamaz. Günün
birinde bir adam gelir, "Şems'i gördüm!"
der.
Mevlânâ sevinç içinde,
çıkarır sırtındaki hırkayı verir adama. Yanındakiler şaşırır, "Bu adam yalancının teki. Verdiği haberin yalan olduğunu siz de biliyorsunuz, buna rağmen neden hırkanızı verdiniz?" derler. Mevlânâ cevap verir:
"Ben Şems'ten gelen haberin yalanına hırkamı verdim. Doğru söyleseydi canımı verirdim..."
Demem o ki yalan da olsa
Kılıçdaroğlu'nun o fotoğrafı hoşuma
gitti, ne yalan söyleyeyim.
Lakin bunun altında
İmamoğlu kalmayabilir. Cevval bir ajansı var,
malum.
Kadir Mısıroğlu'nun
"Sarıklı Mücahitler" kitabını eline verip,
fotoğrafını çekebilirler.
Benim safım belli:
Şayet böyle bir durum hasıl olursa,
"Gördüklerim ve Geçirdiklerim" kitabını Kılıçdaroğlu'na hediye ederim.
Artık
Muharrem İnce kusura bakmasın.