Bilumum bozguncular 15 Temmuz destanının sene-i devriyesinde, "Benim destanım Çanakkale'dir" tagı açtılar.
Güdülmeye dünden hazır
mankurtları da bir güzel peşlerine taktılar!
Takdir edersiniz ki maksatları tek:
15 Temmuz destanına karşı çıkmak! Yani,
18 Mart Çanakkale destanı sadece bir
maskeden ibaret.
E tabii sureti haktan görünmek için her daim maske takmaya mecburdurlar.
Çoğunun profilinde de
Mustafa Kemal maskesi var. Vaktiyle
"tweet'leri ikiye katladıkları" gibi dün de Atatürk maskelerini
ikiye katladılar.
Maksatları yine aynı: 15 Temmuz direnişinin başkumandanı
Erdoğan'a karşı çıkmak için
Mustafa Kemal'i araçsallaştırmak.
Daha evvel söylemiştim, yineleyeyim:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ne kadar hakikatse, 15 Temmuz 2016'da misli görülmemiş işgalden kurtaran da Recep Tayyip Erdoğan'dır." Nokta.
***
Dost bilsin, hele ki düşman bilsin:
15 Temmuz, sahici ve samimi şekilde "Benim
destanım Çanakkale'dir" diyen herkesin
destanıdır.
Bir başka ifadeyle, tarihinde ancak
18 Mart destanı olan bir milletin yazabileceği
bir destandır
15 Temmuz.
Zilletle malul olanlar ne derlerse desinler, hakikat değişmez: Çanakkale destanı ile 15 Temmuz destanı karşı karşıya değil, yan yanadır.
Bu aziz millet 18 Mart'ta Çanakkale'yi nasıl geçilmez kıldıysa, 15 Temmuz'da da tanklara karşı çıplak ellerle direnerek vatanını çiğnetmedi.
Bu şan, bu şeref, bu izzet bizim, bizim milletimizindir.
Ölümün üzerine öyle kol kola, öyle omuz omuza yürüdüler ki,
Mehmet Akif'in o dizelerinden mülhem söyleyecek olursak: "Çanakkale'nin aslanları ancak, bu kadar şanlı idi."
***
Küresel sistem yandaşı figüran muhalifler, 1 dolarlık orostopol kriptoların çatallı dilleri öncülüğünde ilk günden itibaren "bozgunculuk" yapmaktan geri durmadılar.
Kâh
"kontrollü darbe" dediler, kâh
"tiyatro".
Sonra da, "Zavallı erleri dövdüler, köprüden aşağı attılar. Askerlerin ne günahı vardı..." dediler.
Mahut algıyı damarına zerk edemediklerine de
"15 Temmuz'da asıl biz direndik" şeklinde yeni bir "damar" açmayı denediler.
Mankurtların, "Hani zavallı askerleri onlar dövmüştü?" yollu sormayacağını biliyorlardı.
Bunların Grup Başkanvekili
Engin Özkoç da
Erdoğan'ın 15 Temmuz'da
milleti sokağa döküp kendisi saklanırken,
Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekillerinin
"direndiğini" gündüz gözüyle söylemişti.
Doğrusunu isterseniz...
"Tiyatro" tesmiye ettiklerine "direndiklerini" iddia etmeleri ne kadar "çakal" olduklarını mı gösteriyor, yoksa üzerinde çalıştıkları sosyolojinin mankurtluk düzeyini mi, bilemiyorum.
Benim bildiğim şudur: 15 Temmuz gecesindeki
ATM kuyrukları ve liderlerinin darbeyi televizyondan canlı izlediği gerçeği gözlerine sokulduğunda anında FETÖ ile tandem oynamaya başlıyorlar.
FETÖ'nün umudu haline geldikleri yüzlerine vurulunca da
arşiv fareliğine soyunmayı marifet sanıyorlar.
Kendilerini ele veriyorlar, haberleri yok!
Kaç kez söyledim, unuttum: "Biri sana yanlış yoldasın dediğinde, 'Sen de vaktiyle yanlış yoldaydın!' karşılığını vermekle, yanlış yolda olduğunu itiraf etmekle kalmıyorsun, aynı zamanda, muhatabının da artık doğru yolda olduğunu ikrar ediyorsun demektir."
15 Temmuz direnişine karşı çıkan
Ehl-i Salib'in çocukları için tarihimizde hiçbir destan yoktur,
Sevr gibi zilletlere düçar olmak vardır sadece.
Haliyle, düçar oldukları zillete yakışır şekilde hareket ederek, her bünyeye uygun lakırdılar eşliğinde 15 Temmuz direnişini itibarsızlaştırmaya çalışmaktan vazgeçmeyeceklerdir.