Sayın Cumhurbaşkanımız "Benim için Miçotakis diye birisi yok" dedi ya, bunlara dert oldu.
En aklıevvelleri, "Biden için de aynı şeyi söyleyebilir misin?" dedi, iyi mi?
Öncelikle,
Sayın Erdoğan'ın neden öyle söylediğini kısaca
hatırlatalım:
Yunanistan Başbakanı
Miçotakis, Başkan Erdoğan'la Türkiye'de yaptığı görüşmenin beklediğinden çok daha olumlu geçtiğini söylemiş, Yunan medyası da bu görüşmeyi
"İki lider, iki müttefik gibi görüştü" şeklinde vermişti. Lakin hemen akabinde ABD'yi ziyaret eden Miçotakis ikiyüzlülüğünü kanıtlarcasına, Türkiye'ye F-16'lar verilmesin diye ABD'ye adeta yalvarmıştı. Hülasa, ABD'deki tavrı Türkiye ziyaretindeki tavrını iptal etmişti.
Başkan Erdoğan da kendini mahut şekilde iptal eden Miçotakis'in gözündeki yerini belirtmiş oldu.
Fakat dediğim gibi muhalif güruha dert oldu. Lafa bak: "Biden için de aynı şeyi söyleyebilir misin?"
Bunun, "Yunanistan bize saldırırsa denize dökeriz" denildiğinde, "ABD'yi de denize dökeriz diyebilir misin?" demekten farkı ne?
***
Varsayalım, Yunanistan Türkiye'ye saldırdı ve biz de bu saldırıyı püskürttük, o vakit bu kafa ne diyecek?
"Yunanistan'ı yenmek kolay, ABD'yi yenin de görelim!" mi diyecek?
Fransa'yı püskürtsek "
İngiltere'yi de püskürt de görelim", İngiltere'yi püskürtsek "
Rusya'yı da püskürt de görelim" diyebilecek kafa bu!
İnsanın "Oğlum siz kimden yanasınız la?" diyesi geliyor.
Bu garabet kafa her daim böyle!
Sayın Erdoğan, Davos'ta
Şimon Peres'e
"One minute" çektiğinde de
derdi bunları almış, peşi sıra arzı endam
etmişlerdi. Biri Çin, diğeri Rusya, öteki
ABD başkanının adını vererek, "Yiyorsa
bunlara da 'One minute' desene!" yollu
lakırdılar ediyorlardı.
İçlerinde en kültürlülerinden biri olan eski Yargıtay Başkanı
Sami Selçuk da FETÖ'nün Samanyolu kanalında, "Çok bilgili, çok kültürlü" diyerek
Şimon Peres'i göklere çıkartırken,
Erdoğan'ı "One minute" çıkışından dolayı "Cahil, kültürsüz..." demeye getirerek aşağılamaya çalışmıştı.
O vakit söylemiştim, yineleyeyim:
Binlerce Peres yan yana gelse "Varoluşçu felsefenin" öncü ismi, "Sein und Zeit"in müellifi
Heidegger'in bilgi ve kültürüne erişemez. Fakat Heidegger
Hitler'e
"Eine minute" demedi. Tam aksine, Nazileri destekledi. Nazilere "Eine minute" veya
"One minute" diyebilmek bilgili ve kültürlü olmayı değil "adam" olmayı gerektirir.
Yazık, bir türlü adam olmayı beceremiyorlar!
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Dünya 5'ten büyüktür" dediğinde de bunlara felaket dert olmuştu. Sanki dersin, BM'de veto hakkı olan ülkelerden biri bunların dedesinindi.
O derece rahatsız olmuşlardı ki, "Dünya 1'den de büyüktür" diyerek aklı sıra "rövanş" almaya çalışanlar bile oldu.
En son olarak da, Sayın Erdoğan NATO üyeliği dolayımında terörü destekleyen İsveç-Finlandiya'ya vurdu, sesi bunların
Ünal Çeviköz'lerinden geldi.
Sayın Bahçeli de "Gerekirse çıkarız..." diyerek NATO'ya vurdu, sesi
Kılıçdaroğlu'ndan geldi.
Nasıl mı?
Tıpkı "Biden için de aynı şeyi söyleyebilir misin?" diyenler gibi.
Hayır hayır, "İktidar değilsin, sırtında yumurta küfesi yok, madem öyle NATO'dan çıkma teklifini Meclis'e sen getir!" demeyeceğim.
NATO'dan çıkmayı desteklemesi şöyle dursun, Mehmetçiğe kurşun sıkan teröristlere NATO'nun patronunun neden binlerce TIR silah yardımı yaptığını bir kez sorsun kâfi?