Biliyorsunuz, İP Genel Başkanı
Akşener, CHP'li İBB Başkanı
İmamoğlu'nu Fatih Sultan Mehmed'e benzetmişti.
Yunan medyası da İmamoğlu'nun İBB seçimlerini kazanmasını,
"Megali İdea" coşkusuyla karşılamıştı.
İşin garibi...
Söz konusu belediye seçimleri dolayımında
"beka" endişesini gündeme getirenleri tahfif edenler, İmamoğlu'nun İBB Başkanı seçilmesine, İstanbul'u ele geçirmiş gibi sevinen Yunan medyasını görmediler.
Akşener,
Fatih Sultan Mehmed'e benzetmekle kalmamış, İmamoğlu'nun yüzünde Rabbi Yessir gördüğünü de söylemişti.
Yunan medyası da İmamoğlu'nun yüzünde ne görmüşse artık, Yunanistan ziyaretini
"Atalarının mezarını ziyarete geldi" şeklinde verdi.
Sonuç itibarıyla,
İmamoğlu projesi ellerinde patladı...
***
Meral Hanım'ın hesabına göre yüzünde Rabbi Yessir gördüğü ve Fatih Sultan Mehmed katına yükselttiği İmamoğlu
cumhurbaşkanı, kendisi de
başbakan olacaktı.
Hesabı tutmadı.
Ama "Başbakan olma" inancında herhangi bir değişiklik olmadı.
Geçenlerde bu köşecikte, "Yuvarlak 6'lı masadan bir tek Akşener'i eleştiremeyiz. Çünkü onun siyasi bir iddiası yok, direkt 'başbakan' olacak!" dedim ya, aynen öyle.
Geçen gün de "Bu ülkenin hak edilmiş başbakanı olacağım..." deyiverdi.
"Hak edilmiş" ibaresini yeni ilave etmiş. Anlaşılan o ki,
15 Temmuz darbe girişiminden kısa süre önce dillendirdiği "Başbakan olacağım!" ifadesini restore etme gereği duymuş.
Peki...
Profilinde "62., 63., 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri Başbakanı" yazan (yine silmemiş) 6'lı masa sakinlerinden
Davutoğlu'nun yüzüne nasıl bakacak?
Hayır yani, "Hak edilmiş başbakan" vurgusu da ne demek oluyor;
Davutoğlu 3 dönem hak etmeden mi "Başbakan" olmuş?
***
Ortada fol yok yumurta yokken (15 Temmuz'dan hemen önce) "Yoo, ben başbakan olacağım!" demişti.
O vakitler
Ümit Özdağ İP'in ileri gelenlerindendi. Malumunuz, yakın zamanda ayrıldı.
Yok, Suriyeli sığınmacılar yüzünden değil. O konuda
Akşener'le aralarında ihtilaf yok.
NATO'ya bağlılık konusu da keza. İP'in programındaki NATO maddesini zaten Ümit Özdağ kaleme almış.
İhtilaf FETÖ konusundan çıkmış. Ümit Özdağ, Akşener'in İP'inden FETÖ iltisaklı unsurları tercih ettiği için istifa ettiğini açıkladı.
Şu hale bakar mısınız:
FETÖ kumpasıyla 5 yıl hapis yatan emekli hâkim albay
Ahmet Zeki Üçok da geçen gün Akşener'in İP'ine "tutundu".
Üstelik firardaki tüm FETÖ'cülerin (mealen)
"O İP bizim ipimiz" dedikleri halde.
Şaşırdım mı?
Hayır.
Çünkü şaşırma hakkımı Ahmet Zeki Üçok'un S-400'lere karşı çıktığı Halk TV konuşmasında kullanmıştım.
RAND Corporation'ın muhalefetin konsolide edilmesi gerektiğinden askeri okulların müfredatına, askerden askere ilişkiden "askeri müdahalenin" kesin çözüm olduğu hususuna kadar Türkiye'nin içişlerine nasıl müdahale edileceğine dair Pentagon için hazırladığı hacimli raporda,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın S-400'leri almakla Türkiye'yi ABD yörüngesinden çıkardığı dercedilmişti.
Ne diyelim...
Tek başına FETÖ'ye karşı çıkmak, "yörüngeden" çıkmaya yetmiyor demek ki.