Muhalefetimizin hal-i pürmelali magazin mesabesinde. Sözlerinin herhangi bir bağlayıcılığı da yok, rezil olma ihtimalleri de!
Kılıçdaroğlu'nun zaten hiçbir sözünün anlamı yok. O kadar ki, "Cumhurbaşkanı adayıyım!" dese de bir, demese de!
Sanki etkisiz eleman gibi. Tuhaf ama CHP Genel Başkanı.
Günahını almak istemem, belki de tuhaf olan bizzat CHP'dir. Genel Başkanları,
Atatürk Havalimanı park, bahçe yapılsın önerisinde bulunduğunda da hangi tepkiyi vermişlerse, karşı çıktığında da aynı tepkiyi veriyorlar!
Yani, sözlerinden ötürü kendilerini sorumlu hissetmiyorlar.
Haliyle siyaset üretmeleri gerekmiyor.
Algı operatörlerinin 2011'den beri yerleştirmeye çalıştığı
"AK Parti mutlak kötülüktür" algısı üzerinden kaptırıp gidiyorlar. İçlerinden herhangi bir
Engin Özkoç çıkıp "AKP İstiklal Caddesi'ni Katarlılara sattı" dese hiç sorgulamadan peşine düşerler. O derece!..
***
Muhalefetin 6'lı yuvarlak masa liderlerinden Kılıçdaroğlu ve partisi böyle de diğerleri çok mu farklı?
Ortak özellikleri,
Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı. (Aynı özellik Biden ABD'sinden
PKK'ya, FETÖ'den HDP'ye kadar var.)
Masanın sinsisi
Babacan geçen gün,
"Kürt sorununun" varlığını kabul etmedikleri
iddiasıyla
AK Parti ve
MHP'yi eleştiriyor,
"Peki 6'lı masa
kabul etmiş mi?"
diye sorulunca da
"Bilmiyorum!" cevabını
veriyor.
Masanın liyakatlisi (bir ara Türk Kissinger'ı deniyordu) herkes
NATO'yu tartışırken ağzını bıçak açmıyor. İnşaat iskelesi şovu yapıyor. (Madem böyle şeyler yapacaktı Tiktok'u ne diye bıraktı anlamadım.)
Yuvarlak 6'lı masadan bir tek
Akşener'i eleştiremeyiz. Çünkü onun siyasi bir iddiası yok, direkt "Başbakan" olacak!
CHP'nin İBB Başkanı derseniz baştan sona magazin.
"Vız gelir tırıs gider" diye afra tafra yaptı, sözcüsü
Murat Ongun'u "tırıs" gönderdi.
Koç hakkındaki tweet'ini de galiba ona yıkmış.
Anlaşılan o ki, sabık sözcüsünün kendisinden habersiz resmi hesabından tweet atabileceğine inanmamızı istiyor.
E tabii,
Akşener yüzünde
Rabbi Yessir gördüğüne milleti inandırmak isterse,
Zülfü Livaneli gibiler de "kurtarıcı" olarak yutturmaya
çalışırsa kendisi de o kadarını ister.
Lakin hata üstüne hata yapıyor.
Bir yandan Atatürk'ü rüyasında görmek istediğini söylüyor, bir yandan da "Atatürk 19 Mayıs'ta Samsun'a Pontus soykırımı yapmak için çıktı" diyenlerle yarenlik yapanlara konser verdiriyor.
Neden böyle yapıyor bilmiyorum!
Yunanistan'ı ziyarete gittiğinde,
"Atalarını ziyarete geldi" yorumları yapan Yunan medyasına muhalif güruh içinden hiç tepki gelmemişti, belki de buna güvenmiştir.
***
Gelgelelim, büyük resmi görmedikten sonra bütün bunlar magazinden öte anlam taşımaz.
Rahmetli
Şaban Teoman Duralı Hocamızın
"Çağdaş İngiliz Yahudi Küresel Medeniyeti" kitabı bize her şeyden
evvel görmemiz gereken büyük resmi
gösterir.
İsmet Özel'in dediği gibi Birinci Dünya Savaşı'nda yenildik "patronumuz"
İngiltere oldu, İkinci Dünya Savaşı'na girmedik ama "patronumuz" el değiştirdi;
ABD oldu.
Zira dünya sistemi bunu icbar etti.
Değişmeyen şey, ABD ve İngiltere'nin kurduğu kapitalist dünya sistemidir.
Bugün bu sistemi restore etmeye çalışıyorlar. Restorasyon çalışmaları sırasında savaşlar çıkacakmış, milyonlarca insan ölecekmiş, kıtlık/açlık olacakmış ne gam.
Küresel sistemlerine "şirk" koşulmasın yeter ki.
Tarihten günümüze bu sistemi kimler nasıl yönetiyor? Bu sistemde
"Para, güç, kontrol..." üçgeni nasıl çalışıyor?..
"Hegemonya Belgeseli" bu akşam saat 23.00'te
A Haber'de işte bütün bunları anlatmayı vaat ediyor.
Korkunç sırlar ifşa edilecek.
Mutlaka izleyin, izlettirin.