Dışardan destek almasınlar, daha aday bile belirleyemeden dağılmazlarsa ben bir şey bilmiyorum.
Hayır, "dışardan destek" dediğim, illaki "dış güçler" değil.
Lakin, doğal yollarla oluşmayan "ittifaklarda" dış destek aramak da gayet normal.
Malum
6'lı yuvarlak masadan bahsediyorum.
ABD Başkanı
Biden, Erdoğan'ı iktidardan indirmek için muhalefeti çok güçlü bir şekilde destekleyeceklerini ilan etmişti.
ABD Temsilciler Meclisi Üyesi
William R. Keating de Türkiye'nin yeniden Batı rotasına girmesi gerektiğini, bunun için bekleyemeyeceklerini, Türkiye'yi bir an önce bu rotaya çekmelerinin şart olduğunu söyledi.
Türkiye'yi yeniden Batı rotasına çekmek için de söz konusu 6'lı yuvarlak masayı açık seçik destekliyorlar.
Fakat yuvarlak masa sakinlerinin halleri perişan.
Mesela, hem "Derhal erken seçim!.." diyorlar, hem de "Aday belirlemek için henüz çok erken..." diyorlar.
Sevgili Kılıçdaroğlu da "Adayınız kim?" sorusundan o kadar bunaldı ki geçenlerde, "Erdoğan adaylığını açıkladı mı da hep bize soruyorsunuz..." dedi.
Evet komik, ama işte ne yaparsınız, CHP Genel Başkanı da bu!
***
İçlerinde
Gültekin Uysal diye bir muhterem var.
Ne iş mi yapar?
Demokrat Parti adındaki (yüzde sıfır bilmem kaçlık) bir partinin genel başkanıymış.
Ama sonuçta 6'lı masa sakinlerinin eşit paydaşlarından biri o.
Muharrem İnce veya
Ümit Özdağ veya
Mustafa Sarıgül değil.
Haliyle ne dediği önemli.
Nihayetinde cumhurbaşkanı adaylarını 6'lı yuvarlak masada belirleyecekler. Hepsinin ittifakla söylediği bu.
Peki hangi usule göre belirleyecekler?
Oy yüzdesine göreyse, tek başına
Kılıçdaroğlu belirleyecek demektir. Zira diğerlerinin toplamından daha fazla oyu var.
Özgül ağırlığa göre belirlenecekse,
Davutoğlu kimseye söz hakkı vermez.
Sakala göre olsaydı
Temel Bey açık ara önde olurdu ama bu da hiç demokratik olmaz.
Demokrasi kriterlerinden gidecek olursak 6'lı masada herkesin 1 oyu var. Yani, Kılıçdaroğlu'nun da 1, Gültekin Uysal'ın da, diğerlerinin de.
O halde adil seçim nasıl yapılacak?
***
Brecht'in bu tarz demokratik krizler için bir önerisi var. Bunu da "Bir yerde 2 kişi varsa demokratik seçim nasıl olacak?" sorusuna cevap ararken keşfetmiştir.
Bir yerde sadece 2 kişi var; iktidara kimin geçeceği, muhalefette kimin kalacağı nasıl belirlenecek? İkisi birden koalisyon kuramaz, her şeyden önce kime karşı koalisyon kuracak?
Muhalefetsiz iktidar olmaz.
Brecht sadece 2 kişi varsa ağırlıklarına bakmalı, kim daha ağırsa o iktidara gelmeli der.
Bu kritere göre (görebildiğim kadarıyla)
Gültekin Uysal'ın cüssesi ipi göğüsler.
Gelgelelim...
Gültekin Uysal'ın çok daha "özgün" bir cumhurbaşkanı aday kriteri var:
"20 yıllık AK Parti döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak..."
Nasıl?
Bir hamlede, AK Parti Genel Başkanlığı yapan Davutoğlu ve AK Parti hükümetlerinde yıllarca bakanlık yapan
Babacan'ı saf dışı bırakmış oldu.
Peki 6'lı masanın gizli ortağı dahil diğerleri de cumhurbaşkanı kriterlerini açıklarsa ne olacak?
Dedim ya dış destek olmazsa bunların masası bir gün bile yaşayamaz.