ABD'ye Irak'ın işgal sürecinde yardım ve yataklık etmek anlamına gelen 1 Mart 2003 tezkeresi şükür ki TBMM'den geçmemişti. CHP bu tezkereye net bir şekilde karşı çıkmıştı.
Hatta, CHP'nin ağır toplarından Önder Sav yaptığı konuşmada, Amerikan gemilerini "düşmangemileri" tesmiye etmişti. Baykal'ın CHP'si böyleydi...
Ya Kılıçdaroğlu'nun CHP'si?
Ona da dün muttali olduk; tezkereye "aslanlar gibi" ret oyu verdiler. Bu bakımdan CHP gayet tutarlı; Baykal döneminde karşı çıkmışlardı, günümüzde de karşı çıktılar işte.
Lakin, 1 Mart 2003 tezkeresi ile günümüz tezkeresi içerik bakımından yüzde 180 farklı, onu ne yapacağız?.. Hem de FETÖ'nün nefret ettiği eski CHP ile FETÖ'nün sevdiği günümüz CHP'si arasındaki fark kadar.
Malumunuz, 2003'teki tezkere, ABD'ye yardım etmek içindi.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin "aslanlar gibi" karşı çıktığı günümüz tezkeresi ise, ABD'nin yardım ettiği terör örgütlerine karşı sınır güvenliğimizi teminat altına almaktan ibaret.
Zaten söz konusu tezkere metninde açık seçik ortaya koyulmuş bu: "Terör ile Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, milli güvenliğimize tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklarımız doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması milli güvenliğimiz açısından hayati önem arz etmektedir..."
Diyeceksiniz ki, şaşacak ne var; Kılıçdaroğlu boşuna mı kaset marifetiyle o koltuğa oturtuldu?
Tamam da, ortada bambaşka bir sorun daha var: Aynı tezkereye2 yıl önce "evet" diyen aynıKılıçdaroğlu'nun aynı CHP'siydi.
N'oldu, 2 yıl içinde metamorfoz mu geçirdiler? Kılıçdaroğlu eski CHP'ye sadık değil, hadi anladık, kendisine de mi sadık değil?..
Bu sorulara HDP veya "Biden muhalefeti" üzerinden verilecek tüm cevapları ben de biliyorum.
Fakat kamuoyu, CHP'nin cevabını merak ediyor.
Sanırım Kılıçdaroğlu da bunun farkında olacak ki "ret" oyu verdiği tezkere metni üzerinden "acıklı bahaneler" üretmeye çalışıyor.
Oysa mezkûr tezkere üzerinden vaziyeti kurtarmasının imkân ve ihtimali yok. Dedim ya, 7 Ekim 2020'de "evet" oyu verdikleri tezkereyle kelimesi kelimesine aynı.
Günde santimetrekare başına onca yalan üreten CHP, bu konuya uygun bir yalan üretemiyor mu? (Hadi Barışcan, bir el at; tarzan zorda, görmüyor musun?)
Yalan malan bir şey uydursunlar, böyle kulak üzerine yatmakla olmaz. Hayır olur olmasına da, "HDP vesayeti" nedeniyle ret oyu verdiklerini itiraf etmekten daha beter olur!
Bence Kılıçdaroğlu'nun Babacangillerden öğreneceği çok şey var.
Mesela, bunlardan biri (Mustafa Yeneroğlu adlı milletvekili) "Askerlerimizin güvenliği için evet oyu vereceğiz" demişti. Oylama yapıldıktan sonra veya yapıldığı sırada "çekimser" oy verdiğini ilan etti.
Aynı mantıkla (cibilliyetle demek istemiyorum) Kılıçdaroğlu da "Hayır oyu verdiğimiz tezkereye aslında karşı değiliz" diyebilir.
Yok, ayıp olmaz. Neden olsun?!
Tüm CHP binalarına "Hudutnamustur!" pankartları astıktansonra, hudut güvenliğimizin teminatıiçin Meclis'e getirilen tezkereyegündüz gözüyle "hayır" demek ayıpolmuyor da bu mu ayıp olacak?!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.