Dolar olmuş tiyatro
Hayır, "Dolar düşerken ağzını neden hiç açmadın?" diyecek değilim. (Kış kışlığını, muhalif de "muhalifliğini" yapacak. "Dolar düştü" diyecek değil ya!)
Lakin...
Faiz yükselince de "Faiz olmuş yüzde bilmem kaç" diye yeri göğü inletmen gerekmez miydi? Madem her halükârda "muhaliflik" yapmayı matah bir şey bellemişsin, bundan iyi malzeme mi olur?
Her şeyden evvel faiz yükseldiğinde yatırım olmaz, yatırım olmayınca da işsizlik alır başını gider.
Bu da tam aradığın şey değil mi sayın muhalif? Nasıl ki dolar yükseldiğinde seviniyorsun buna da sevin işte!
İktidara gelmek için ekonominin tastamam iflas etmesine umut bağlamışsın ya daha ne!
Hayır yani, faiz yükseldiğinde yaygara koparacağına neden suspus kesiliyorsun?
Sonra da "faiz lobisi" diyenleri istiskal ediyorsun!..
Elbette lobi falan değilsin. Ya "faizci" çevrelerin düdüğünü çalarak nemalanıyorsun ya da "muhaliflik" belasına mahut çevrelerin kullanışlı aptallığını yapıyorsun.
Her daim dolar yükselince yaygara kopartıyor, faiz yükselince sessizliğe gömülüyorsun. Bu özelliğinde çok istikrarlısın, dün ne diyorsun bugün de onu diyorsun.
Kılıçdaroğlu öyle mi ya!
Daha birkaç gün evvel "Herkes hata yapabilir. Yeni bir siyaset anlayışını birlikte inşa edebiliriz. Gelin helalleşelim ve yeni bir Türkiye kuralım" demiş, Ertuğrul Özkök dahil birçok insanı heyecanlandırmıştı. Dün de kalktı Cumhurbaşkanlığı makamına "karaktersiz" diyerek hakaret etti.
Anlaşılan o ki Kılıçdaroğlu öncelikle kendisiyle "helalleşmesi / barışması" lazım.
***
Ne yazık ki Türkiye'de hemen her konu Hollanda maçı oynanırken arzı endam eden "Uğurcan mı Altay mı?" tartışması modunda yürüyor.Halbuki, ekonomi gibi konular hiçbir şekilde "kamplaşmayı / kutuplaşmayı" kaldırmaz.
Hakikati birlikte arayacağız. Birbirimizi her zamankinden daha çok dinleyeceğiz. Bu ülke hepimizin.
Faiz yükselterek belirli bir süre kuru düşürebilirsin ama bunun sonu yoktur, sarmala girersin. Sonuçta kur yükselmeye devam eder, faizi yükseltmekle kalırsın. Şuncacık şeyi bilmek için de ekonomist olmaya gerek yok.
İstikrar, güven / öngörülebilirlik şart. Yatırımcı her şeyden önce buna bakar. Büyüme hızımızı sürdürecek yeni yatırımların finansmanı için de yabancı yatırımcıya ihtiyacımız var.
Ekonomik reform paketinde başta tasarruf tedbirleri olarak bütün bunlar var. Yapılması gereken bu paketi behemehal uygulamak, en ufak savurganlığa taviz vermemektir.
***
Dünyayla rekabet edebilmemiz için yüksek teknoloji mamulü ihracata geçmemiz gerektiği hepinizin malumu.Dün hayal dahi edilmeyecek güzel gelişmeler de yok değil. Star'daki köşesinde Aziz Üstel geçen gün "İngiltere, SİHA satın almak için Türkiye'nin kapısını çalmış. Sırada Almanlar da varmış!.." diye yazdı.
Savunma sanayimizdeki gelişmeler yarınlarımız için müthiş güven veriyor. Bunu her alana yaymamız lazım.
Fakat muhalefet güven ortamına katkı sunmak yerine sürekli "bozgunculukla" meşgul.
Sonuna kadar eleştiri yapacaklar elbette, iktidar da bu eleştirilerden azami istifade edecek. Gelgelelim, yabancı yatırımcıya "Türkiye'ye gelemeyin" diye çağrı yapan muhalefet de dünyanın hiçbir yerinde yok.
Faiz yükselince suspus kesilen bu kafa "Dolar yükseldi" deyince, (15 Temmuz'a tiyatro tesmiye etmelerinden mülhem) "Dolar yükselmiyor, tiyatro yapıyor" diyesim geliyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)
- Tanrısına ne yaptıracak? (07.11.2024)