SALİH TUNA

Zehir de olsa...

Devleti yönetenler, milletin maslahatı için kimi zaman kendilerine zehir içmek gibi gelen kararları almak zorunda kalırlar.
Zira mesele şahsi mesele değil, milletin istikbalidir.
Devletlerin özellikle dış politikasıyla bireylerin "idealleri" çokluk örtüşmez. Her şeyden evvel bireylerin sırtında yumurta küfesi yoktur.
Sorun şu ki: Devlete "eleştirel mesafe" koymakta sorun yaşayanlar, zamanla devleti yegâne ideal haline getirirler.
Halbuki, devletler reel politik gereği "mefkûrelerinden" taviz verebilir. Bu da gayet doğaldır.
Fakat birey, ideal veya mefkûreden taviz verdi mi gevşeklik başlar. Gevşekliğin de sonu yoktur.

***

Başta Sayın Erdoğan olmak üzere devleti yönetenler de 15 Temmuz işgal girişimine karşı direnen aziz milletimiz de Mısır'daki darbeye karşı çıktı.
Velhasıl, Sisi'nin darbeci bir katil olduğunu tüm dünyaya haykırdık...
Lakin bize demokrasi hakkında "ev ödevi" verenlerin, darbeci Sisi'yi kırmızı halılarla karşıladıklarını da gördük.
Menfaatini put edinen dünyanın "vicdanına" artık ne söylesek nafile.
Tamam, birey olarak şehit Esma'ların aziz hatırasını hiç unutmayalım, darbecilerden bir ömür yüz çevirelim ama aynı "duygusal" tavrı devletten sürgit beklemek "gerçekçi" olmaz.
Kaldı ki, Mısır'la hiçbir şekilde ilişki kurmamak, mahut darbenin mağduru Mısır'ın mazlum halkına hiçbir fayda sağlamaz.
Gördük işte, bu halden sadece "fırsat kollayanlar" istifade etti; başta İsrail ve Yunanistan...
Şükür ki, Mısır, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki Münhasır Ekonomik Bölge konusundaki görüşlerinin kendi lehine olduğunu nihayet gördü.
Bu vesileyle Yunanistan ile Mısır arasında niza başlarken, Türkiye ile Mısır yakınlaşmaya başladı.

***

Dış politika dinamik olmak zorunda olduğu için şartlar değiştikçe çıkarlarımız doğrultusunda "revize" etmek gerekir.
Mesela, ABD dün "stratejik müttefikimizdi" ya bugün?
CAATSA yaptırımlarından PKK'nın Suriye kolu PYD/ YPG'yi binlerce TIR silahla donatmasına, Akdeniz'de malum tatbikatlardan Yunanistan'a silah yardımı yapmasına kadar nasıl bir "müttefik" olduğunu ortaya koydu.
Yeni Ulusal Güvenlik Stratejilerinde kaderlerinin, kıyılarının ötesindeki "olaylara" bağlı olduğunu ilan ettiler. "Kıyılarının ötesi" belli ki Doğu Akdeniz'den güney sınırlarımıza kadar dayanıyor!
Hiç öyle olmasaydı Yunanistan, Doğu Akdeniz'de bu kadar şımarık hareket eder miydi? Hiç öyle olmasaydı ABD, güney sınırlarımızdaki terör örgütüne binlerce TIR silah yardımı yapar mıydı?
Türkiye bu tehdide karşı müttefikleriyle daha sağlam ilişkiler kurmalı. Dahası, Mısır örneğinde olduğu gibi müttefik halkasını genişletmenin yolunu bulmalıdır.
Soru şudur: Pakistan'a savaş helikopteri satmamızı bile engelleyen ABD, Mısır'la yeniden ilişki kurmamızı seyreder mi?
Her türlü bozgunculuğu yapmayacak mı?
Yapacak elbette. Ayrıca, içerde de demokrasi maskeli "yaratıcı yıkıcılık" stratejisini sürdürecek.
Biz de buna karşı "inşa edici akılla" cevap vereceğiz, başka çare yok.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.