Önce LGS ardından da YKS sınavları gerçekleşti. Milyonlarca öğrenci hem lise hem de üniversitelere giriş için ter döktü. Kimi özel ders aldı kimi dershaneye gitti. Kimileri de kendi imkanlarıyla çalışıp gelecekleri için önemli bir dönemeç olan bu süreci başarıyla geçmeye çalıştı.
Fakat çevremizde gördüğümüz, işittiğimiz bir iki konuyu yazmak istedim. Sınavda istenilen başarıyı gösteremeyen bazı öğrencilerin velileri tarafından eleştirildikleri görülüyor. Veli tarafından yapılan bu eleştiri ya da baskının çocuğa zerre kadar faydası olmadığının altını çizelim öncelikle. Ebeveynlerin bunun yerine bu başarısızlığın sebebini sorgulaması daha doğru olacaktır.
Neden mi? Sıralayalım o halde nedenlerini. Sınav maratonunda kaçımızın çocuğu planlı bir şekilde çalıştı. Herkesin şapkayı önüne koyması lazım. Çocukların sınavda başarısız olmasının en önemli sebebi hiç şüphesiz sosyal medya bağımlılığı. Aile tarafından üzerine düşülmeyen çocuklar maalesef günün büyük bölümünü sosyal medyada geçiriyor.
DİPSİZ KUYU
Öyle ki, yemeğini yemeyen çocuklardan, gözleri kan çanağına dönen uykusuz gençlere kadar uzanan bir sosyal medya bağımlılığından bahsediyoruz.
Sosyal medyada kendine yer bulmaya çalışan güya rol model tiplemesi olan bazı hesaplar ise, çocuklar ve gençler için tam bir yozlaştırma alanı olmuş durumda. Aile yapısını, aidiyet duygusunu ve kendine öz güveni hiçe sayan paylaşımlara sürüklenen çocukları korumak anne ve babalara düşüyor. Bu büyük fotoğrafa baktığımızda çocukların başarılı bir grafik çizmelerini beklemek pek inandırıcı değil.
Burada şunun altını çizmek gerekiyor. Çocuğun sosyal medya kullanımını tamamen kısıtlamadan bahsetmiyoruz. Gerek bireysel gerek sosyal gelişimi için, bu mecralarda geçirdiği sürenin takip edilmesinin altını çiziyoruz. Daha önemlisi geçirilen süre ne olursa olsun, içeriklerin mutlaka takip edilmesi gerekiyor.
Çünkü gerek çocukların toplumdan soyutlanmasına neden olan içerikler, gerek kendisi ve ailesinin kişisel verilerinin ele geçirilmesinin en kolay olduğu yerlerin başında sosyal medya gelmeye başladı.
Özetlemek gerekirse, her kötü sınav sonucu başarısızlık değildir. En başta ailenin çocuğuyla iletişimini ve hazırlık sürecini gözden geçirmesi gerekiyor. Kötü sonuçların bir başka sebebi de çocuğun hissettiği baskı ve sınav heyecanından bildiği soruları bile yapamaması olabilir. Bu yüzden her anne baba çocuğunu motive edip daha iyi olabileceğine ikna etmelidir. Bu güveni hisseden gençlerimiz eminim, daha duyarlı ve başarılı olacaktır.