Sohbetimize,
"Hepimiz, Sn. Cumhurbaşkanımızın atadığı isimleriz. Yani Onun kurduğu takımı parçasıyız" diye giriş yaptı.
Böylece, önceki dönemle bugün arasında
fitne çıkarmaya dönük girişimlere en başından
set çektiğini hissettirdi. İçişleri Bakanı
Ali Yerlikaya, A Haber'de
Murat Akgün'le
katıldığı yayının ardından bir süre konuğumuz
oldu. Kendisi, daha Ankara'ya gelmeden,
kişiliği ve çalışma tarzı ile ilgili muhtelif
yorumlar servise konulmuştu. Peki, biz ne
gördük? Elbette, her yiğidin bir yoğurt yeme
tarzı var. Ama karşımızdaki isim, mülki idare
amirliği ile yoğrulmuş, üst perdeden bakan
devlet anlayışından sıyrılmayı başarmış, birikimli
bir kamu yöneticisi idi. Olaylara, sivil
anlayışla yaklaşması, vatandaş odaklı bakması,
Türkiye ve dünya realitelerini göz
önünde tutması, dikkate değerdi.
"Yapılan her olumlu işe sonuna kadar sahip çıkmak. Yapılması gerekenlerde ise çıtayı yükseltmek, selefinin gerisine düşmemek" çalışma arkadaşlarına yansıttığı
temel ilke olmuş. Dosyasının öncelikli başlıklarını
çok net belirlemiş.
Terörle mücadele, düzensiz göçle, organizatörleri ve suç örgütleri ile mücadele, deprem illerinin ihyası, güvenlik hizmetlerinin kalitesinin artırılması, devlet-millet kaynaşmasının pekiştirilmesi...
Daha önce Şanlıurfa Hilvan Kaymakamlığı, Ağrı ve Şırnak Valiliği de yapan Bakan Yerlikaya'nın 33 yıllık meslek hayatının üçte biri bu bölgelerde geçmiş. Son yıllardaki değişimi yakından biliyor. Nitekim...
"Şırnak'tan dönerken helikopterden gördüğüm manzara, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleşen yatırımların beraberinde getirdiği değişim gözlerimi yaşarttı" demekten kendini alamadı.
Yerlikaya'nın, Türkiye'nin gözbebeği İstanbul'daki emniyet hizmetleri ile ilgili tespit ve teşhisleri de tam isabet. Polisin görünür olması yanında, teknolojiye ve veri analizine ağırlık vereceklerini söylemesi, çağın gerekleriyle tam uyumlu. Bu öyle bir sistem ki... Kurallara uyan vatandaşların rahat ettiği, kuralsızlığı kural haline getirmeye çalışanların anında devletin dijital ekranına takıldığı, ister istemez dürüstlük çizgisine çekildiği bir model. Belli ki bu işleyişe ilişkin ilave adımlar atıldıkça kamuoyuna detaylı bilgiler verilecek.
***
Dün, ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş Özdemir'in tanışma kahvaltısında idik. Bakan hanım, oldukça pozitif. Görev alanını çok benimsemiş. İyi niyetli ve gayretli. Avrupa'da yaşamanın gerçekleri ile Türkiye gerçeklerini günlük hayatında bir dengeye oturtmuş. İletişime açık. Doğru bilgiye titiz. Şark kurnazlığına yönelmeden, inandığını söylüyor. Umarım, bu açık yürekliliğine karşı gelişebilecek ataklar yüzünden hevesi erkeden kırılmaz. Neden? Çünkü, olaylara hem içeriden hem de dışarıdan bakabiliyor. Siyasetin ve bürokrasinin labirentleri arasında kaybolup gitmek istemiyor. 85 milyona hitap eden Bakanlığı sırasında, acil çözüm bekleyen meselelerle gelecek tasarımı içeren projelerini önceliklendirmesi halinde, memleket için hayırlı hizmet şansının artacağı izlenimi veriyor!
***
GAYE HANIM ALANI DANTEL GİBİ ÖRDÜ...
Bugün, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın medya ve geniş kitleler önündeki bir nev'i sınav günü. Görünen o ki... Sn. Erkan, siyasi ve ekonomik sahayı dantel gibi örerek ilerliyor. Arka plan çalışmalarından öğreniyoruz ki... Cumhurbaşkanımıza doğrudan brifing veriyor. Aceleci davranmıyor. Siyasi iradenin hassasiyetlerini ve yöntemini reddetmiyor. Nihai sonuca ulaşmak için farklı yollar da olduğunu iknaya gayret ediyor. Şimdiye kadar kat ettiği mesafeye ilave olarak... 1- Para Politikası Kurulu'nda gerçekleştirmek istediği değişiklikleri, 2- Para politikasının kontrolü dışındaki sahalarda alınacak önlemleri tam manasıyla şekillendirmiş.
Bu durumda bize düşen... "Haydi hayırlısı demek" ve "Enflasyon hedefini yıllarca tutturamayan bir Merkez Bankası'nda her karar neticesi ile ölçülür" diye hatırlatmak!