A HABER GALERİ
Özgür Özel'den tehdit vandallardan küfür! A Haber canlı yayınında sert tepki: Namussuzlar... Bu Gladyo solculuğu! İmamoğlu'nun miras paylaşımı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in çağrısı sonrası sokakları karıştıramaya çalışan vandallar Başkan Erdoğan ve ailesine skandal küfürler savurdu. Peki hukuki sonuçları neler? CHP ve Özgür Özel de hukuki olarak sorumlu mu? Vandallıkla neyin üstü örtülmek isteniyor? Toplumun sinir uçlarıyla oynama planı mı? Hukukçu Avukat Yaşar Baş, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmalarını gerekçe göstererek Saraçhane'de düzenlenen izinsiz gösterilerde polise saldıran gruplara müdahale edildi.

Öte yandan gösterilerde Başkan Erdoğan ve ailesine hakaret ettiği tespit edilen şüpheliler de gözaltına alındı.Hukukçu Avukat Yaşar Baş, A Haber canlı yayınında konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları;

"ÇAĞRI YAPANLAR DA HUKUKEN SORUMLUDUR"
Söze bu ahlaksızlığa ve namussuzluğa karşı kınama sözüyle başlayalım. Böyle bir namussuzluğun bu toplumun değerlerinde yeri yok. Bu namussuzluğu gerçekleştirenler bundan hukuken de sorumlular. Ceza hukukunun temel prensipleri çerçevesinde bir suçun işlenmesine vesile olanlar suç işleme kanaatini kuvvetlendirenler suç işleme çağrısı yapanlar da işlenen suç sebebiyle sorumludur.

"SUÇ İŞLEMEYİ TEŞVİK EDEMEZLER"
Bunun dışında siyasi partilerin genel ceza hukuku prensipleri dışında ayrıca siyasi partiler mevzuatından kaynaklanan sorumlulukları da var. Anayasanın 68. maddesinin 4. fıkrasına göre siyasi partiler tüzük program ve eylemleriyle suç işlemeyi teşvik edemezler. Bu namussuzluğun suç olduğu konusunda hiçbir kuşku var mı? Başka suçlar da işleniyor bu sokaklarda. Bunların suç olduğu konusunda bir kuşku yok. Suç işlemeyi teşvik etmenin siyasi partiler mevzuatında düzenlenmiş müeyyideleri de var.

"PARTİNİN KAPATILMASINI DA GEREKTİRİR"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının siyasi parti organlarında görev yapanlardan suç işlemeyi teşvik edenlerin görevlerinden uzaklaştırılması hususunu ilgili siyasi partiye ihtar etmesi gerekir. Eğer siyasi parti ihtara uymaz ve 30 gün içinde suç işlemeye teşvik eden kim varsa bunları siyasi parti organlarındaki görevlerinden uzaklaştırmazsa o siyasi partiye hazine yardımının kesilmesi hususunda Anayasa Mahkemesi'ne dava açması gerekir. Bu davranışlar esas itibariyle Türkiye'nin en eski siyasi partisini uçurumun kenarına doğru taşıyor. Suç işlemeyi teşvik etmesi bu partinin nihayetinde kapatılmasını da gerektirir. Siyasi partiler kanunun 101. maddesinde eğer suç sayılan eylemlerin odağı haline gelmişse bir parti bu partinin kapatılmasının da artık yolu açılır.

"ÇAĞRIYI YAPANLAR EYLEMLERDEN SORUMLUDUR"
Sokaklarda işlenen münferit suçlar var. Kamu görevlisine saldırma, tehdit, yaralama gibi suçlar da var. Cumhurbaşkanımızın merhum annesine ahlak dışı hakaretler de söz konusu oldu. Bunların münferit sorumlulukları var. Çağrıyı yapanların bu eylemler sebebiyle bireysel ceza sorumlulukları da var. Bu çağrıyı yapanlar bu eylemlerden ayrıca sorumludur.

"GLADYO SOLCULUĞU"
Bu Türkiye'deki Türkiye solculuğunun genetiği ile ilgili bir sorun. Genetik kodları dünyada bilinen sol siyasetin değerleriyle birbirine benzeşmez. Solculuğun da bir tarihi var. 1960 yılı öncesi ve sonrası arasındaki solculuk aynı solculuk değil. 60 sonrasındaki solculuk Gladyo tarafından inşa edilen Baas benzeri solculuk. Bunun Marx'ın Türkiye'nin tarihinde Mustafa Suphi'lerin Doktor Nazım Resmor'ların savunduğu solculuğun değerleriyle herhangi bir bağlantısı da yok.

"İMAMOĞLU'NDAN SONRA MİRAS PAYLAŞIMI"
Türkiye'nin yeni solculuk kriterleri açısından yas diye bir şey yok miras paylaşımı vardır. Ekrem İmamoğlu daha şimdiden önemsiz bir detay haline geldi. Kimsenin yasını tuttuğunu falan düşünmeyin. İmamoğlu'ndan sonra ortaya çıkan miras paylaşımının girişimleri bunlar. Herkes paylaşımda ön sırada yer tutmak istiyor. CHP'nin daha doğrusu 60 sonrasında Türkiye solculuğunun temel sorunu da budur. Bu Gladyo solculuğudur.

TÜRKİYE'DE SOLCULUĞUN KODLARI
İşçi Partisi diyorsunuz ama içinde bir tane işçi yok. Türkiye'de sol siyasetin bütün değerleri 60'lı yıllardan itibaren Gladyo eliyle iğdiş edilmiştir. Deniz Geçmiş'leri yüceltiyorlar değil mi? Gezmiş'in idamının Meclis'teki görüşmesi esnasında Mehmet Ali Aybar'ın konuşmalarına bakın bakalım neler söylüyor. Deniz Gezmiş'i bir siyasi lider bir öncü genç olarak mı görüyor yoksa bir müptezel bir sahtekar olarak mı tarif ediyor? Türkiye'de solculuğun kodları arasında bir zihinsel bütünlük halinde sol siyasi değerleri topluma egemen kılmak yoktur. Fırsatları kovalamak vardır. Ellerine fırsat geçenlerin de bu fırsatı nasıl kullandıklarını görüyoruz.

"NEDEN KORKUYORLAR?"
Meydanlarda bazı namussuzlar ahlaksızlar kimliklerini gizlemeden Cumhurbaşkanına ve ailesine açıkça küfür edecek cesareti kendilerinde buluyorlar. Peki bazı kişiler Ekrem İmamoğlu hakkında ifade verirken niye kimliklerini gizleme ihtiyacı duyuyorlar? Neden korkuyorlar? Niye kimliklerini gizlemeden ifade vermekten çekiniyorlar? Bu soruşturmanın gizli tanık ifadelerine dayandırıldığını söyleyenler namussuzdur. Gizli tanık ifadelerin soruşturma içerisinde 5'te 1'lik bile bir yer tutmaz. Sadece gizli tanık ifadeleriyle bir kimse mahkum edilemez zaten. Yardımcı delildir. Vasıtadır.
Bu yolsuzlukları yapmadım diyemiyorsun. Muhatap almıyorum dediğin zaman reddetmiş mi oluyorsun bu iddiaları? Ortaya çıkarılmaya çalışılan spekülasyonun da hiçbir kıymeti yok. Ben şahsen çağrılarına toplumdan ciddi bir karşılık geldiğini de düşünmüyorum.

TOPLUMUN KUTSALLARINI HEDEF ALDILAR
İstanbul Saraçhane'de gerçekleştirilen provokatif eylemler sırasında Şehzadebaşı Camii'nde bulunan tarihi mezarlar vandallar tarafından tahrip edildi.

VALİ GÜL İNCELEME YAPTI
İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmalarını protesto etmek amacıyla düzenlenen izinsiz gösterilerde zarar gördüğü belirtilen Şehzadebaşı Camii'ni ve haziresinde inceleme yaptı.

"HAK ETTİKLERİ CEZALAR VERİLECEKTİR"
Polise taş, havai fişek ve benzeri maddelerle saldıran kişilerin tek tek tespit edildiğini belirten Gül, "Haklarında gerekli adli işlemler yürütülmektedir. Cami ve hazirelere zarar vermek, halkın kutsalına yönelik açık bir provokasyondur. Bu alçakça eylemleri gerçekleştiren şahıslara hak ettikleri cezalar verilecektir. Vatandaşlarımızdan istirhamımız, yüzü maskeli kişilerin bulunduğu ortamlardan uzak durmaları ve izinsiz hiçbir gösteriye katılmamalarıdır. Kamu düzenini bozan hiçbir girişime müsamaha gösterilmeyecektir." ifadelerini kullandı.

TOPLUMUN TEMEL KUTSALLARI
Öz, "Bir toplumun temel kutsalları vardır. Her toplumda aynıdır değişmez. Mezarlar, ibadethaneler ve kadın. Dolayısıyla bir toplum bir ülke istila edildiğinde savaş konusu söz konusu olduğunda düşmanlar ilk önce mezarlıkları tahrip ederler. O toplumun kadınlarına musallat olurlar ve o insanların haysiyetini onurunu inciterek onları kışkırtırlar. Onlara en büyük acıyı o şekilde vermeyi denerler ya da ibadethanelerini yıkarlar." şeklinde konuştu.

KAOS VE ÇATIŞMA ÇIKARMAK İSTİYORLAR
Amaçlarının kaos çıkarmak olduğunu vurgulayan Öz, "Mezarlar aslında oradaki kökleri temsil eder. Bunu yapanlarla aynı yerde durmuyoruz. Onlarla bizim kutsallarımız aynı değil. Onun açısından değer ifade etmediği için caminin duvarına çok rahat bir şekilde pisleyebiliyor. Bu tahribatı yapanlar marjinal örgütler. Polisi kışkırtarak kaos çatışma çıkarmak istiyorlar." dedi.

"GEZİ PARKI ARTIKLARI! SİYONİST ÇOCUKLARI"
A Haber canlı yayınında görüntülere sert tepki gösteren Güngör Yavuzaslan ise "Gezi parkı artıkları. Siyonist çocukları İstanbul sokaklarına salındı. Bağırıyorlar çağırıyorlar ama Ekrem İmamoğlu'na özgürlük demiyorlar. Türkiye'ye 5. kol faaliyeti çekilmeye çalışılıyor. Çakal tayfası puslu havayı sever. Dünyaya Gezi parkı görüntüleri vermeye çalıştılar. Bunlar terbiyesiz." ifadelerini kullandı.