Başka Türkiye yok
Zira tarih boyunca ülkemiz dışarıdan gelen her saldırıyı def etmiştir. Ama içeriden gelecek sıkıntılar adı üzerinde sıkıntıdır.
Farklı siyasi, mezhepsel hatta dini ayrılıklarımız olabilir. Ama toprağımız aynı, ülkemiz aynı. Allah korusun bu ülke sıkıntı yaşarsa herkes bu sıkıntıyı paylaşmak zorunda kalacaktır.
Kur'an-ı Kerim, "Allah'ın ipine sımsıkı sarılın" buyuruyor. "Fitne, savaştan beterdir" diyor. "Kardeş olun" diyor. Kısacası, "Kaos isteyenlere sakın fırsat vermeyin" diyor. Öyleyse şunlara dikkat edelim:
LÜTFEN SAKİN OLUN
Öfke patlaması yaşıyoruz. Adam kızdığı adamı bıçaklıyor, sonra yetmiyor kafasını dağıtıyor. Ufak bir sürtüşme, bir bakıyorsunuz cinayetle sonuçlanmış. Lütfen sakin olun. Derin nefes alın. "Estağfurullah" deyin. "Hasbinallah" deyin.
Sizi sakinleştirecek ne varsa onu yapın. Bir düşünün: Siz böyleyseniz çocuklarınıza yarın nasıl bir dünya bırakacaksınız? Hiç düşündünüz mü?
OSMANLI'DA EDEP ÖRNEKLERİ
ZARİF DAVRANIŞLAR
Osmanlı'da yaz sıcaklarında çeşme ve sebillerde karla soğutulmuş su verirlerdi. Hanlar ve kervansaraylarda yolcuları üç gün ücretsiz misafir ederlerdi. İmarethanelerde muhtaçlara her öğün yemek ikram ederlerdi. Borç yüzünden hapsedilmiş olanların borçlarını ödeyerek onları mahkûmiyetten kurtarırlardı. Ölen fakir kimselerin borçlarını öderlerdi. İhtiyaçlarını söylemekten utanan muhtaçlara, itibarlarını zedelemeden gizlice yardım ederlerdi. Evi yananlardan fakir kimselerin evlerini bedelsiz inşa ederlerdi.
SADAKA TAŞLARI
Sadaka taşları, taş bloklardan oluşan, genellikle cami veya türbe köşelerinde bulunan, ortası çukur, 1.5-2 santim yüksekliğinde taşlardı. Bu taşlar Osmanlı'da sosyal dayanışmanın bir parçasıydı. Fakirler dilenmekten, zengin riya ve gösterişten çekindiği için sadakalarını bu taşlara koyar, fakir de gece vakti gelip ihtiyacı kadarını buradan alır, geriye kalanını kendisi gibi bir başka fakire bırakırdı.
ZİMEM DEFTERİ
Osmanlı'da ramazan günlerinde zenginler, hiç tanımadıkları mıntıkadaki bakkal, manav vb. dükkânlara girer, onlardan zimem defterini, yani veresiye defterini çıkarmalarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfanın borç yekûnunu çıkarttırıp, "Silin borçlarını. Allah kabul etsin" der çekip giderdi. Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren, kimi borçtan kurtardığını bilmezdi.
VASİYETİMİZİ YAZMAK ZORUNDA MIYIZ?
Hz. Peygamber (SAV) her Müslüman'ın vasiyetini yazmasını tavsiye ediyor. İslam âlimleri bunun sünnet olduğunu söylerler. Aslında bu ölümden sonraki kargaşayı kaldırmak için takip edilecek doğru yoldur.
Bu boşanma dinen geçerli olur. Bu iş devleti kandırmaktır ve alınan para haramdır.
Sabah ve ikindi namazlarından sonra kaza namazı kılmamak daha uygundur. Diğer namazlardan sonra ve bütün namazlardan önce kaza kılabilirsiniz. Kaza namazı için bir sıra takip etmeniz gerekmez. Yani ikindiden önce mutlaka ikindiyi veya yatsıdan sonra mutlaka yatsıyı kılma zorunluluğu yoktur.
Eskiden ramazan ayında varlıklı kimselerin iftara çağırdıkları yoksullara yemekten sonra yardım anlamında zarf içinde para takdim etmesidir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)