O’nun dudağı değdi ya...
Her iman eden müminin yüreğindeki sevgili Hz. Muhammed'dir. O'ndan gayrısına yüreğinde yer olmaz. Bu sevgi manevi bir teslimiyettir. İlk müminler O'nu ölesiye sevdiler. Sonradan gelenler methüsenasına şahit olup sevdiler. Görmeseler de sevdalandılar. Yürekleri burkulduğunda Şahmiran'ın dediği gibi dediler: "İmdat Medine'nin Sultanı imdat!" Bu sevda tam teslim olanda da var, yarım teslim olanda da.
Wilfred Smith'in dediği ne kadar doğrudur: "İslam toplumunun en liberal kanadında bile Muhammed'e yapılacak bir saldırıya ateşli bir karşılık vardır." O'nun oturduğu yer kıskanıldı. O'nun dudağının değdiği yer özlendi. O'nun mübarek saçına methiyeler düzüldü. O'nun eliyle temas ettiği şey mübarek sayıldı.
Enes bin Malik, ki 10 sene O'na gönül hizmeti yaptı, O'ndan şu naklediliyor: "Enes'in kulbu demirden olan ağaçtan bir bardağı vardı. Gelen dostlara Hz. Enes o bardağı gösterirdi. Zira Efendimiz o bardaktan su içmişti. Bazen kıramadığı bir dostu olsa o bardağı doldurur, ona ondan içme hazzını yaşatırdı. Sonra bu bardak aşınınca zamanla onu gümüşle kapladı."
EFENDİMİZE VERİLEN DEĞER
Efendimiz zaman zaman Hz. Enes'in annesine uğrar, oradaki kırbadan (su kabı) su içerdi. Yine o günlerden biriydi. Efendimiz kırbayı mübarek dudağına değdirip su içti. Ümmü Süleym (RA) hemen bir bıçakla dudağının değdiği yeri kesti. O parçayı kırbadan ayırdı. Yanında bir hazine gibi sakladı. Ensarlı başka bir kadından da benzeri bir hassasiyeti kaynaklar iletir. Efendimize verilen büyük değerin birer nişanesidir bu görüntüler.
SU KABINI HİÇ KAYBETMEDİ
Hz. Esma çok özellikli bir sahabi kadındı. Medine'deki kadınların sözcüsü sayılırdı. Yermük Muharebesi'ne fiilen katılmış cesur biriydi. Bir akşam vakti Efendimiz, Hz. Esma'nın evine yakın bir mescitte namaz kıldı. Hz. Esma eve koşup yemek namına ne varsa getirdi. Biraz ekmek, biraz et. O gece tam 40 kişi o ekmeği ve eti yediler. Ve doydular. Efendimizin bereketiyle elbette. Yemek sonrası Efendimiz ikram edilen kırbadan su içti. Hz. Esma o kırbayı hiç kaybetmedi. Çatlamasın diye kırbanın ağız tarafını yağla dayanıklı hale getirdi. Bu kırbayı bilen hastalar gelir ve oradan su içmek isterlerdi dua niyetiyle. Hz. Esma da esirgemezdi. Kim bilir kaç gönlü yaralı dudak o yere, o yâre dokundu.
'O'NUN ELİNDEN ALAYIM'
Hz. Aişe, bir gün misafir gelen Hz. Esma'ya su kabını uzattı. Ama Hz. Esma, "Efendimize verseniz o kabı da ben O'nun ellerinden alsam, olmaz mı? Resulullah'ın ikramı olarak" diye rica etti. Hz. Aişe, samimi bir anlayışla hemen kabı Efendimize uzattı. Hz. Esma su kabını Resulullah'ın elinden aldı.
'O KABI GETİR FİRAS'
Firas isimli sahabi, Efendimizin evinde yemek yediği kabı istedi. Efendimiz de kırmayıp o kabı Firas'a hediye etti. Hz. Ömer bazen Firas'ın evine gider ve "Firas o kaba zemzem veya su koy ve getir. Oradan su içeyim" derdi. Firas da kırmaz ve kabı getirirdi. Hz. Ömer suyu içer, artığını da yüzüne sürerdi.
ŞİMDİ ANLAMA ZAMANI
Bu örnekler Hz. Peygamber'e olan sevgi ve muhabbet tezahürleridir. Elbette birer ilahlaştırma veya tapınma emareleri değildir. Bu hususta Müslümanlar çok dikkatli ve hassastır. Bu örnekleri anlamamak, Sakal-ı Şerif'e duyulan saygının bir hasret duygusu olduğunu bilmemek feci bir eksikliktir.
Kimse ne o kırbaya, ne o kırbanın ağzına ne de Sakal-ı Şerif'e tapınmadı. Bilakis gönlünde yer açtı onlar için. Tıpkı çağdaş hanım yazarlarından Alman Prof. Dr. Annemarie Schimmel'in dediği gibi: "Ölüm saatim geldiği zaman gülümsemek isterim. Hayata veda ederken isterim ki son sözüm Muhammed olsun." İnsanoğlu hayatında bir rol model ister. Gölgesini hissedeceği, adını işitince mutlu olacağı, adını sevgiyle terennüm edeceği, ahirette kendisine yol gösterici olarak bileceği bir örnek. Şimdi söyleyin bana. Bu isim kim olabilir? Hz. Muhammed'den başka kim olabilir?
***
BİR CENAZE İÇİN BİRDEN FAZLA NAMAZ KILINIR MI?
Cenaze namazı bir defa kılınarak farz yerine getirilmiş olur. Ancak cenaze namazında bulunmayan kişiler, daha sonra münferit olarak aynı cenaze için namaz kılabilirler. Peygamberimiz cenaze namazında hazır bulunmadığı Ümmü Sa'd için daha sonradan cenaze namazını kılmıştır. (Tirmizi, Cenaiz, 47).
"Allah dostu" kavramını, Allah'ın emir ve yasaklarını doğru bir şekilde öğrenip gerçek anlamda hayatına uygulayan Müslüman için kullanırız. Ayet bunu şöyle açıklar: "Bilesiniz ki Allah dostlarına (evliyalarına) korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar iman etmiş ve takvaya ermiş olanlardır." (Yunus, 62, 63).
Hazret, bir övgü ifadesidir. Yüce Allah için, peygamberler ve büyük âlimler için bu ifadeyi kullanmak uygun olur.
Şeytan (iblis), Allah tarafından ateşten yaratıldı. Anası ve babası yoktur. Cinlerin de ilk atasıdır. İblisin adı "Azazil"dir. Allah tarafından kovulmadan önce göklerde ve yerde Allah'a secde etmediği bir yer kalmamıştır denir. Kehf 50. ayette soyunun olduğu ifade edilir.
Rızası olmadıkça başkasına ait bir araziye cenaze gömülemez. Arazi sahibi dilerse cenazeyi oradan çıkarma hakkına sahiptir. Tabii arazi sahibinin böyle bir hakkı olmakla beraber böyle bir şeye tevessül etmesi uygun olmaz. Anlaşması doğru olandır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)
- Ebedi Önder’in doğduğu gün: Mevlit (13.09.2024)