Ölenlerle irtibatımız devam eder. Çünkü et ve kemik çürür ama ruh yaşamayı sürdürür. Vefat edenler ya nimet ya da azap içinde olurlar. Kıyamet kopuncaya kadar da bu hâl devam eder. Bu nedenle de ölenler bizden beklenti içinde olurlar. Dünyadaki insan nasıl ilgi bekliyorsa, ölen de aynı ilgiyi bekler. Hayatını kaybedenlerin bizden bekledikleri şunlardır:
Dua beklerler: Peygamberimiz (SAV), "Ölülerinize dua etmekle emrolundum" buyurmuştur. Uhud'da Baki Mezarlığı'nda Hz Peygamber, ölülere dua etmiş, selamlamada bulunmuştur.
Sadaka beklerler: Bir adam gelir ve Hz. Peygamber'e sorar. Annem öldü ama vasiyet edemedi. Etseydi sadaka vermemi isterdi. Onun yerine sadaka verebilir miyim? Efendimiz "Evet ver" buyurdu. O halde ölülerimiz sadaka beklerler.
Borcunu ödememizi beklerler: Peygamberimiz ölünün bıraktığı borcu akraba veya uzak kişilerin ödemelerini emrederdi. Hz. Peygamber (SAV), borçlu cenazenin borcu ödenmedikçe cenaze namazını kılmamıştır. Böylece kişinin ahirete borçsuz gitmesini sağlamaya çabalamıştır.
Oruç borcunu ödememizi isterler: Esas olan kişinin kendi ibadetini yapmasıdır. Ancak akrabaları, bazı ibadetlerin sevabını ölüye bağışlayabilir. Allah da dilerse kabul eder. Bir kişi, Efendimize gelir ve şöyle der: "Annemizin bir ay oruç borcu kaldı ve öldü. Ben onun yerine tutsam olur mu?" Efendimiz (SAV), "Borcunu öde" buyurmuştur. Tabii bu şu demek değildir: "Sen oruç tutma, ben senin yerine tutarım." Hayır, bu bahsedilen farklı bir durumdur, ölüye bir bağıştır.
Mümince yaşamamızı beklerler: Ölenler, yakınlarının temiz bir hayat yaşamasını isterler. Çünkü ölenler, perdenin gerisini görmüşlerdir. Orada neyin fayda ve zarar verdiğini anlamışlardır. İsterler ki yakınları temiz bir amelle ahirete gelsinler. Sizin kılacağınız iki rekât namaz ölülerinizi o kadar sevindirir ki tahmin edemezsiniz.
Kuran okunmasını beklerler: Âlimlerin çoğuna göre ölüye ve mezara Kuran okunur. Fatiha, İhlas, Yasin gibi sureler okunabilir. Okunan Yasin, ölünün yükünü hafifletir. Medinelilerin mezarlıkta Yasin okudukları kitaplarda anlatılır.
'KEŞKE BİR DE GECE NAMAZI KILSA'
Abdullah ibni Ömer (RA) anlatıyor:
Peygamber Efendimiz zamanında, sahabeden biri rüya gördüğü zaman mutlaka onu Resul-i Ekrem'e anlatırdı. Ben de buna imrenir, içimden kendime şöyle derdim: "Keşke ben de bir rüya görsem ve Resulullah'a anlatsam."
O dönemler henüz çok gençtim, yaşım küçüktü. Bir gün mescitte uyumuşken rüya gördüm. Rüyamda, iki melek beni alıp doğruca cehenneme götürdü. Cehennem, kuyu duvarı gibi taşla örülmüştü. İki de direği vardı. Orada Kureyş kabilesinden bazı tanıdıkları gördüm ve gördüğüm şeylerden korkup "Cehennemden Allah'a sığınırım, cehennemden Allah'a sığınırım, cehennemden Allah'a sığınırım!" diye bağırmaya başladım.
İşte o sırada onların yanına başka bir melek geldi ve bana "Korkma!" dedi. Bir de elimde kalın ipek kumaş parçası gibi bir şey vardı. Onunla cennetin neresine işaret etsem, oraya doğru uçuyordum.
Bu rüyamı Peygamber Efendimizin eşi Hafsa ablama anlattım. O da Resul-i Ekrem Efendimize söyledi. Bunun üzerine Allah Resulü, "Abdullah ne iyi adam! Keşke bir de gece namazı kılsa!" buyurdu.
BİR DUA
Şeyh Sünnisi'nin duası
Allah'ım sen her türlü noksanlıklardan uzaksın. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan başka gerçek ilah yoktur. Allah en büyüktür. Güç ve kuvvet ancak yüce ve büyük Allah'ın yardımıyladır. Bu zikirleri, şimdiye kadar yazılmış, yazılmakta olan ve sonsuza kadar yazılmaya devam edecek olan harfler sayısınca ve bütün zamanlar boyunca tekrar ediyorum.
BİR SEVAP
Hasta ziyareti
"Bir Müslüman, diğer bir Müslüman hastalandığında sabahleyin ziyarette bulunursa yetmiş bin melek akşama kadar o kimsenin bağışlanmasına dua ederler. Eğer akşam vakti ziyaret ederse yine yetmiş bin melek sabaha kadar bağışlanması için dua ederler ve onun için cennette meyveler vardır."
BİR AYET
"Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nisa, 56)
BİR SÜNNET
Yemeğe tuzla başlamak. (Tuz dişlere kayganlık sağladığı için yemeklerin yapışması önlenmiş olur ve temizleme kolaylığı oluşur.)
BİR HADİS
"Çocuklarınıza
gereken ikramı yapın ve
terbiyelerini güzel yapın."
(Kütüb-i Sitte, 7091)
BİR ESMA
ES-SEMİ: Her şeyi işiten, duaları kabul eden.
SORU - CEVAP
Ölünün ardından 7'nci, 40'ıncı ve 52'nci günde mevlit okutmak doğru mu?
Ölenin 40. veya 52. günü
şeklindeki uygulamanın dini
bir kaynağı yoktur. Ama kişi
vefat eden yakınının 40. veya
52. gününde hayır yapacaksa,
mevlit veya Kuran okutacaksa
bunun bir sakıncası
yoktur. İstediğiniz gün, istediğiniz
iyilikleri yapıp vefat
edenin ruhuna gönderebilirsiniz.
Gelinim, torunlarımı bana göstermiyor. Allah bunu kabul eder mi?
Ne olursa olsun gelininizin böyle
bir hakkı yoktur. Dünyanın en güzel
nimeti olan torunlarınızı, evlatlarınızı
kimse sizden kaçırmamalı. Bu
günahtır, zulümdür.
Mezarı sulamak faydalı mı? Yeşillik mezara fayda verir mi?
Mezara su dökmek,
Peygamberimizin ve sahabesinin
uygulamasıdır. Toprağın oturmasını
sağlar. Mezara fidan dikmek
sünnettir. Peygamberimiz
bir mezarın başında durmuş ve
"Buradaki azap çekiyor" dedikten
sonra oraya yeşil bir dal dikmiştir.
Bunun sebebini sorduklarında,
"Yeşil olan bu dal yüce Allah'ı
andıkça bunun da azabı hafifler"
buyurmuştur.