Hatadan dönmek büyük erdemdir
Hatalarımızı savunur, olayları kendi penceremizden anlatır, insanları da ikna etmeye çabalarız. Halbuki günahtan tövbe, hatadan dönüş büyük fazilettir. Tövbe Allah'a yapılır. Helallik insanlarla gerçekleştirilir. Özür genele yapılır. Tövbe etmemek, özürden uzak durmak, hatada ısrar etmek ise kibrin ve inayetin işareti sayılır.
Sırrı Sakati, tasavvuf büyüğü ve aynı zamanda ticaret erbabıydı. Bir dükkânı vardı. Bir gün dükkânının bulunduğu çarşıda büyük bir yangın çıktı. Birçok dükkân yandı. Sakati'ye önce "Senin dükkân da yandı", sonra da "Hayır, senin dükkâna gelince yangın sönmüş" dediler. Bu bilgiyi alan Sakati, "Elhamdülillah (Allah'a hamd olsun)" dedi. Birçok dükkân yanmış, onunki kurtulmuştu.
Sonra söylediği sözün ağırlığını düşününce utandı. Dostlarının dükkânları yanarken sırf kendininki kurtuldu diye hamd etmek mümine yakışmazdı. Denir ki dükkândaki bütün malları Allah rızası için fakirlere dağıttı. Ve bu bir anlık gafletten dolayı hep tövbe etti.
Şimdi böyle bir olaya biz muhatap olsaydık Sırrı Sakati gibi gafletimizden dolayı tövbe edip malları dağıtır mıydık? Veya "Ne var yani, elbette herkes kendini düşünür" mü diyecektik? Buna "isar" ruhu diyoruz. Yani kardeşini -ihtiyacı olsa bile- kendine tercih etme ruhu.
Ramazan ayına az kaldı. Bu manevi duyguların daha güçlü hissetmesi gereken bir mevsime gidiyoruz. Tövbe, ihlas, samimiyet, dürüstlük, cömertlik bu ayda en çok kullanmamız gereken kavramlar olmalı. Samimice, dürüstçe, kibirsiz, benlik duygusu olmayan, enaniyetsiz bir iklime girelim.
***
MÜLK SURESİ'NİN ÖZELLİĞİ
Sahabeden bir grup yolculukta idiler. Gece vakti yatmak için çadır kurdular. Meğer farkında olmadan çadırlarını bir mezarlık üzerine kurmuşlar. Geceleyin mezarlığın derinliğinden Mülk Suresi'nin okunduğunu duydular. Bunu çok merak ettiler. Yolculuk bitip de Medine'ye gelince Hz. Peygamber (SAV) Efendimize bu hadiseyi anlattılar. Ve bunun içyüzünü öğrenmek istediler. Efendimiz şöyle cevap buyurdu:
"O sure, kabir azabından koruyan bir suredir. Dünyada -bu sureyi okuyarak- kendisiyle ilgilenen kişiyle ahirette ilgilenir. Onu cennete sokmak için."
O nedenle bu sureye "Mania" Engel Suresi de denir. Bu surenin böyle büyük faziletleri vardır.
YARA DA DEVA DA ALLAH'TANDIR
Bir gün bir bedevi şöyle seslendi: "Bendeki yara dosttandır. Deva da aynı dosttadır. Yaramı dost açtı. Devayı da o açar." Bu sözleri duyan Efendimiz ayağa kalktı. Bu hareketiyle bu sözün hoşuna gittiğini belirtmiş oldu. Hatta denir ki, cübbesi sırtından düştü. O cübbeyi bir daha almadı. Dostlar aralarında paylaştılar. Bütün devalar ancak Allah'tadır. Allah'tandır. Boş kalabalıklarda dost bulmak, vuslata ermek budur işte.
AŞIRI KİLOLU OLMAK İSRAF SAYILIR MI? GÜNAH MIDIR?
Sağlıklı olmak arzu edilen bir husustur. Kişi vücudunun ihtiyacı olan gıdaları gücü nispetince almaya çabalamalıdır. Fazla kilo elbette arzu edilen bir durum değildir. Zira sağlık bir emanettir. Hz. Peygamber (SAV) mideyi yemek, su ve dinlenme olarak üçe ayırmıştır. Böylece sağlıklı yaşardı. Bazen aşırı kilo bir hastalıktan, hormonal bozukluktan da kaynaklanabilir. Vücutta yağ birikebilir. İşin genetik yönü de unutulmamalıdır. Bazen de aşırı yemek veya fazla ara öğünler kiloyu tetikleyebilir. Ancak bunu büyük bir günah olarak nitelemek doğru değildir. Belki bir tavsiye olarak algılanmalıdır. Aşırı kilolu olan insanlara istihzai, küçümseyici bir bakışla bakmak günahtır.
Bazı tefsir kitaplarında, tufandan önce kadınların çocuk doğuramadığı için tufan esnasında çocukların olmadığı (ergenlik altında çocuk olmadığı) belirtilir. Ancak bilindiği üzere genel bir afet olduğunda hayatını kaybeden çocuklar zaten masumdurlar ve şehit sayılırlar. Herkes öldüğü haldeki durumuyla mahşerde dirilecektir.
Sadece diş çektirmekle oruç bozulmaz. Diş etlerini uyuşturmak için vurulan iğne de orucu bozmaz. Ancak acil bir durum yoksa iftardan sonra diş çektirmek daha uygun olur.
Varis çorabı, sağlıkla nedeniyle zaruretten giyilen bir çoraptır. Giyilmesi ve çıkarılması hayli zordur. Özellikle de yaşlılar için. Bu durumda kişi zorlanıyorsa ıslak ellerini çorabın altından ve üstünden gezdirip masaj yapar gibi mesh eder. Bu çorabı, yara üzerine sarılan sargı bezi gibi kabul eder.
Kazaya kalmış namazların kazasıyla meşgul olmak, nafile namaz kılmaktan önemli ve önceliklidir. Ancak vakit namazlarıyla birlikte kılınan düzenli nafileler (revatib sünnetler) ve teravih namazı, imkânlar ölçüsünde kılınmalıdır. Hz. Peygamber (SAV) bir hadisinde, "Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği konu, farz namazlarıdır. Eğer bu tamamsa işi kolaylaşmıştır. Aksi halde 'Bakın bakalım nafileden bir şeyi var mıdır?' denir. Nafile namazları ile farz eksikleri tamamlanır" buyurmuştur. (Tirmizi, Salat, 188; İbn-i Mace, İkame, 202).
Genelde, "Nişan ve düğünde gelen takılar kadına mehir olsun" deniliyor. Bu böyle konuşulunca da gelen bütün takılar kadına kalmış olur. Ama böyle bir konuşma yoksa kadına gelen kadına, erkeğe gelen erkeğe kalabilir. Burada örf, gelenek ve nikâh öncesinde karşılıklı konuşmalar belirleyicidir.
ALINDAKİ SECDE İZİ
Bir mezar kazıcı anlatıyor: Mezarları kazardım. Bir gün kazdığım mezarda kafatasına rastladım. Dikkatimi çekti. İlginçti. Tam alnının ortasında secde izi vardı. Secdesi kemiklerine kadar işlemiş olan bu adamı merak ettim. Araştırıp buldum. Meğer o mezar, tasavvuf büyüğü Safvan Süleym'in mezarıymış. Dediler ki: O sabah-akşam sürekli secde ederdi. Allah'a giderken de bu secde iziyle gitmiş meğer.
BİR AYET
Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla.
1- Asra yemin olsun ki,
2- İnsan mutlaka ziyandadır.
3- Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır. (Asr Suresi 1/3)
Ayet, iman eden, Allah'ın razı olduğu işleri yapan, hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin en zor dönemlerde bile kurtuluşa ereceğini ifade ediyor.
Allah bizi ziyana uğramayanlardan eylesin.
'Bizi uyar'
Sahabeden birileri sordu: "Bizi irşad et ey Allah'ın Peygamberi!" Şöyle cevap buyurdu: "Sizden akrabası ölen var mı?" "Var" dediler. Bunun üzerine Efendimiz şöyle cevap verdi: "Nasihat olarak bu size yetmez mi?"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)